MHP Genel Başkanı Bahçeli Denizli'de

İZMİR konusundaki sorular üzerine Bahçeli, MHP olarak bu süreçte uygulamaların özelliğini görmek istediklerini söyledi. Bu aşamada böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını düşündüklerini ifade eden Bahçeli, "TBMM'de, zannediyorum MHP dışında temsil edilen partilerde de bir ortak görüş hakim. Teklifi yasalaştırmak noktasında Meclis'in bir sıkıntı çekeceğine de ihtimal vermiyoruz. Yıllardır devam eden bir mahkemenin, Türkiye'nin son günlerde meydana gelen gelişmeler doğrultusunda birden öncelik alması bizi düşündürmektedir" diye konuştu. - TÜSİAD'a yönelik eleştiriler Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD'a yönelik eleştirileri ile ilgili soruya, "Sayın başbakanın son günlerde kullandığı üslup incitici, kırıcı olmaktadır" şeklinde cevap verdi. "TÜSİAD olsun ona benzer diğer kuruluşlar olsun, odalarımız gibi önemli kuruluşlarımız olsun bu kuruluşların görüşlerini ortaya koyarken siyasi iktidarın paylaşmadığı unsurlar varsa ortaya koyar ve bir tartışma zemininde anlaşmaya da varılabilir" diyen Bahçeli, fakat böyle bir düşünceyi henüz paylaşmadan, böyle bir çalışmayı yapmadan bir iki kavramdan hareketle, yıllarını vermiş ve şu an için Türkiye'nin sanayi, katmadeğer ve istihdam kabiliyeti yüksek olan değerli müteşebbislerinin bulunduğu ve temsil edildiği bir kuruluşa ve başkanına "hain" demenin çok yanlış olduğuna dikkati çekti. MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları kaydetti: "Binlerce insana ekmek kazandıran, katmadeğer yaratan ve birçok çevrede de uluslararası rekabete kendisini hazırlayan ve bunda da başarılı olan bir kurumun yöneticisini 'hain' ilan etmek kanaatimce büyük talihsizliktir. Sayın başbakan bu hatasının farkına varmalı ve TÜSİAD'ı ya davet etmeli ya da orayı ziyaret etmelidir" dedi. Bahçeli, bugün bazı gazetelerde yer alan Başbakan Erdoğan'ın yasa dışı dinlemelere yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Dinlenmeyen kalmamış, onun için hep açık havada geziyoruz" dedi. - Merkez Bankasının faiz kararı Gazetecilerin sorusu üzerine Merkez Bankasının faiz kararını da değerlendiren Bahçeli, bunun ekonomik krizin işareti olduğunu, geçmiş dönemlerde özellikle 57. Hükümet döneminde bu konuları yaşadıklarını hatırlattı. Hükümetin, Merkez Bankasına müdahale etmemesi gerektiğini, kurumun bağımsız olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kurumun ana görevleri arasında fiyat istikrarını sağlama, enflasyonu kontrol altına almak vardır. Elindeki enstrümanlar da faiz oranlarıdır. Zaman zaman bunu artırır, düşürür. Önümüzdeki günlerde uygulamalarla da kendini gösterir ama Türkiye'de ekonomik krize doğru yöneliş var. Eğer bu yaşadığımız siyasi krizler bir birlerini takviye eder, besler gibi bir hal alırsa, Türkiye'de çok büyük sıkıntılar olur. Türkiye'nin bu aşamada en büyük isteği istikrar içerisinde faaliyetlerini sürdürebilen bir ülke konumunda olmasıdır. Hangi sektörü ele alırsanız alın Türkiye'de istikrara ihtiyaç vardır. Siyasetin de istikrar içinde faaliyet sürdürebilecek politikaları öne çıkarabilecek bir imkana sahip olması lazım. O bakımdan istikrar kavramını tekrar düşünmek, demokratik açılımdan çok daha önemlidir."