Mhp Grup Başkanvekili Vural’ın Basın Toplantısı

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘bütçemizi zorlasa da şehit aileleri ve...

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘bütçemizi zorlasa da şehit aileleri ve gazilerimiz için önemli düzenlemeler yaptık’ sözlerini eleştirerek, “Trilyonluk makamlar yapıyorsunuz, arabalar alıyorsunuz, oraya bütçeniz yetiyor. Şehitlere ve gazilere ‘bütçemizi zorladık’ diyor. Gazilerimizin mücadelesi, şehitlerimizin kanı olmasaydı senin ne bütçen olurdu ne bütçe yapacağın devletin olurdu. Ne yaptın da zorluyorsun. Bedelli askerliği getirmedin mi, hani onları şehit, gazilere verecektiniz” dedi.

Reklam
Reklam

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklar konusunda bir çalışma başlatıldığı yönündeki açıklamasını değerlendiren Vural, BDP’li milletvekillerinin PKK’lılarla kucaklaşması görüntülerinden sonra MHP olarak dokunulmazlıkların bu konuda sınırlandırılmasına ilişkin teklif verdiklerini hatırlattı. Milletin, kendi verdiği vergiyle maaş alan milletvekillerinin, askerine, polisine, vatandaşına kurşun sıkanlarla kucaklaşması karşısında, yargının önünün açılmasını istediğini belirten Vural, bu tekliflerini resmi olarak CHP ve AK Parti Grup Başkanlığına ilettiklerini söyledi.

“BAŞBAKANIN SÖZLERİ TAAHHÜT”

CHP’nin tekliflerine, ‘tüm dokunulmazlıklar kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılsın’ diyerek mazeret uydurduğunu ifade eden Vural, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da ‘Anayasa Uzlaşma Komisyonunda konu değerlendirilmeli’ diyerek ipe un serdiğini söyledi.

Tüm partilere, PKK’ya destek olanlara, kucaklaşanlara karşı hukukun üstünlüğünü sağlama çağrısı yapan Vural, “Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan yargının önünü, yine Türk milletini adına egemenliği kullanan TBMM’nin açması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan’ın bu konuda çalışma yapıyor olduklarına ilişkin ifadesini de bir taahhüt olarak gördüğünü belirten Vural, “Gelin hep birlikle teröre destek veren milletvekilleri önündeki ‘yargılanamaz’ hükmünü millet adına kaldırmayı teklif ediyoruz” dedi.

“DEVLET, ŞEMDİNLİ’NİN PKK KONTROLÜNDE OLMADIĞINI GÖSTERMELİ”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in 30 Ağustos törenlerinde Başbakan Erdoğan’a, Şemdinli’de 400 kilometrelik alanın PKK kontrolünde olduğu yönündeki açıklamaları’ sormasıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Vural, şu ifadeleri kullandı:

“400 kilometre PKK kontrolünde... Aç tavuk kendisini darı ambarında zannedermiş. Bunlar, PKK'nın psikolojik harekatı çerçevesinde oluşturulmuş girişimlerdir. Sayın Başbakana ve devlete düşen görev, oranın terör örgütü kontrolünde olmadığını göstermektir. Bu gibi konularla ilgili ana muhalefet partisinin kalkıp böyle bir soruyu sorması yerine, keşke bu konudaki tepkilerini dile getirseydiler; daha iyi olurdu. Sayın Başbakan da böyle bir konuyla ilgili tepkisini sohbet ortamında dolaylı olarak iletmeseydi. Böyle bir iddia karşısında devlet kükremeli ve göstermelidir kendini. Gösterdiğini de bütün millet görmelidir, yapılacak iş budur. Bir sohbet konusunun ötesinde bu konuda devletin varlığının gösterilme iradesinin ortaya konulması gerekiyor. Dolaylı tepkiler yerine bunun böyle olmadığını devlet göstermeli, bırakın göstermeyi Kandil’e gidip, dikmelidir. Teröre karşı psikolojik harekatı kazanmanın yolu buradan gidiyor. Hiçbir siyasi bu psikolojik harekat karşısında parti de aciz kalmamalı, sinmemelidir. Bu noktaya gelmesi elbette sorgulanabilir ama devlet ve güvenlik güçlerinin bunun böyle olmadığını göstermeleri gerekir.”

Reklam
Reklam

Adnan Keskin’in, Başbakanın Güneydoğu’ya kapsamlı bir gezi planladığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Vural, maksadın gezi değil, devletin otoritesini, gücünü terör örgütü karşısında göstermesi olması gerektiğini söyledi. Önemli olanın devletin güvenlik güçlerinin elinin kolunun bağlanmaması olduğuna işaret eden Vural, “Devletin güvenlik güçlerini operasyon için müsaadeye bağlamayın. Devletin güvenlik güçlerini şehit olduğu zaman operasyon yapan bir güç haline dönüştürmeyin de, operasyon yapılmadan ininde onları etkisiz hale getiren bir güç haline dönüştürün. Biz böyle bir siyasi kararlılık istiyoruz” dedi.

“Bölge PKK’nın olağanüstü halinde terk edilmemelidir” diyen Vural, “Meşru, Anayasa ve yasalarımızda sınırları belli olağanüstü hal’i eleştirenler, PKK’nın oluşturduğu bin olağanüstü hal karşısında devletin meşru güçlerinin ve imkanlarının hukuk çerçevesinde kullanılmasını teşvik etmelidir. Artık dayanılmaz bir boyuta geldi” diye konuştu.

“CHP, BOP BAŞKAN YARDIMCILIĞI İSTİYOR”

Reklam
Reklam

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun, ‘AKP, MHP’lileşiyor. AKP ve MHP arasında fiili koalisyon var’ sözlerini de değerlendiren Vural, AK Parti’nin de CHP’nin de milliyetçilikten rahatsız olduğunu söyledi. Vural, “AKP’nin PKK-Kürt açılımına ‘hayır’ dedik. Başbakan ‘CHP’nin vagonu’ dedi. Şimdi CHP’nin yine PKK-Kürt açılımına ‘hayır’ dedik, bu sefer de ‘AKP’nin yandaşı’ diyorlar. Biz milletin yanındayız, siz safınızı belirleyin önce. Sen neyin yanındasın? Cumhuriyetin yanında mı, Türk milletinin yanında mı? Sen önce bunu söyle” dedi.

AK Parti ve CHP’nin aynı eksende buluştuğunun belirten Vural, “Aynı sudan içmişler, aynı dağın yelleri bunlar. AKP de Kürt meselesi demedi mi, açılım getirmedi mi? Kılıçdaroğlu da Kürt meselesini getirmedi mi? Başbakan ‘başbakanlığım pahasına’, Kılıçdaroğlu ‘genel başkanlığım pahasına bu işi çözeceğim’ demedi mi? Demek ki bu iki parti de aynı senaryonun aktörleri. Şimdi CHP de Sayın Başbakanın BOP projesinin eş başkanlığı yanında bir kürsü de kendisine verilmesini istiyor. Amaçları BOP projesinde başkan yardımcılığı yapmak” dedi.

Reklam
Reklam

“YARGILAMA YAPMIYORUM, YARGININ ÖNÜNÜN AÇILMASINI İSTİYORUM”

BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını isterken, Anayasa uzlaşma Komisyonunda aynı masada oturduklarının belirtilmesi üzerine ise Vural, Türk milletinin egemenliğini kullanan bir irade olarak cumhuriyetin temel değerleriyle bağdaşır bir yeni anayasa için katkı verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini söyledi. Vural, “Ben yargılama yapmıyorum, hüküm vermiyorum; yargının önünün açılmasını istiyorum. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur. Bu millete kurşun sıkanların hukuk önünde hesap vermesi gerekiyor. Teslim mi olalım, irademizi mi teslim edelim?” dedi.

30 AĞUSTOS MANZARALARI

Vural, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında yaşanan manzaralara da konuşmasında yer veren Vural, bu milletli millet yapan süreçlerle ilgili bütün kilometre taşları ve bayramların örselendiğini ve törpülendiğini söyledi. Basında, bayrama halkın katılımının az olduğu yönündeki haberleri hatırlatan Vural, 19 Mayıs’ın vatandaşların katılacağı ortamlardan alındığını, 29 Ekim ve 30 Ağustos’un iptal edildiğini söyledi. Vural, “El insaf. 30 Ağustos Türk milletinin destanı ya. Önce devleti yönetenler aklını başına alsın. Problem millette değil. Millet dün varsa, bugün olmuyorsa; bu bayramları törpüleyen, örseleyen bir siyaset anlayışına karşı belki de milletin tepkisidir o. İçine atıyor, ama oynadığı zaman ne vali kalır ne başbakan kalır” dedi.

Reklam
Reklam

30 Ağustos Zafer Bayramı’na katılma konusunda milletin şevkinin kırıldığını, çelenk koymanın bile yasaklandığını belirten Vural, şunları kaydetti:

“Gazetede, ‘30 Ağustos çelenk koyma muharebesi’ diye çıkıyor. Niye milletin katılmasını engellemek istiyorsunuz. Bu milletin bayramlarına sahip çıkması artık suçluluk kompleksine sokuluyor. Genelkurmay Başkanı terör örgütü üyeliğinden tutuklanıyor, milli bayramlarına katılanları da suçlu olarak gösterecekler. Terörle mücadele edenler içeri atılıyor, sorgulanıyor, milli bayramlara katılmak da neredeyse suçluluk olarak gösteriliyor. Herkesi 19 Mayıs ruhuna, 29 Ekim’e, 23 Nisan, 30 Ağustosların ruhuna sahip çıkmaya çağırıyorum.”

Resepsiyonların kaldırılmasını, sivilleşme yolunda atılan adım olarak değerlendirilmesine de tepki gösteren Vural, “DSİ’nin, PTT’nin kuruluş yıldönümüne başbakanlar katılıyor da, bir ordunun zafer bayramına katılma konusunda niye mütereddit davranılıyor? 24 saat resepsiyon yapın, ne olacak? Milli bayramları, milletin gurur kaynaklarını örseletmeye kimsenin hakkı da yoktur, haddi de değildir” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

“ŞEHİTLER OLMASA, ZORLAYACAK BÜTÇEN DE OLMAZDI”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ‘bütçemizi zorlasa bile şehitler, gaziler, dul ve yetimler için çok önemli düzenlemeler yaptık’ sözlerini de eleştiren Vural, şunları kaydetti:

“Şu bakış açısına bakın ya. Beyefendi bütçesini zorlamış. O, canını kanını verirken onun ızdırabını duyabilir musun? Beyefendi bütçesini zorlamışmış ya. Trilyonluk makamlar yapıyorsunuz, arabalar alıyorsunuz, oraya bütçeniz yetiyor. Şehitlere ve gazilere ‘bütçemizi zorladık’ diyor. Şu zihniyete bakın ya. Gazilerimizin mücadelesi, şehitlerimizin kanı olmasaydı senin ne bütçen olurdu ne bütçe yapacağın devletin olurdu. Ne yaptın da zorluyorsun. Bedelli askerliği getirmedin mi, hani onları şehit, gazilere verecektiniz? Ağzından çıkanı kulağı duymamıştır, duyarsızlıktır.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: