ANAP Başkanlık Divanı'nın birinci bölümünün ardından, konutunda bir basın açıklaması yapan Yılmaz, Türkiye'nin önünde 2 önemli takvim bulunduğunu, bunlardan birinin AB'ye üyelik takvimi, ikincisinin ise erken seçim takvimi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Türkiye'de, bilindiği gibi, 2 takvim birden işlemektedir. Birinci takvim; seçimlerle ilgili 3 Kasım 2002 takvimidir. İkinci takvim; AB üyeliğimizle ilgilidir. 12-13 Aralık'ta yapılacak olan, AB devlet ve hükümet başkanları zirvesine kurulmuştur. Türkiye'de bugün bütün siyasi çevrelerin gözü, 3 Kasım seçimlerine dikilmiştir. Maalesef, içinde bulunduğumuz seçim atmosferinde 12-13 Aralık takvimi gözden kaçmaktadır. 3 Kasım takvimi seçim takvimidir ve neticede Türkiye'nin iç siyasi kaderiyle ilgilidir. seçim takviminden çıkacak sonuçlar, ülkemizin önümüzdeki bir kaç yılını etkileyecektir. Ama 12-13 Aralık takvimi, Türkiye'nin 40 yıldan beri beklediği bir takvimdir. Sonuçları, ülkemizin en az önümüzdeki 40-50 yılını etkileyecektir. Bu 2 takvimin birlikte ve kazasız belasız işletilmesi, bugün Türkiye'de siyasi sorumluluk taşıyan herkesin üzerine bir borçtur. 3 Kasım'a kurulu seçim takvimi için Türkiye'de 40 günden beri önemli emek ve çaba harcanmıştır. Bu emek ve çabalar, hiçbir şekilde boşa gitmemelidir. Yani; seçim mutlaka yapılmalıdır. Ama unutulmamalıdır ki, 12-13 Aralık tarihlerine kurulu AB üyeliği takvimi için Türkiye yaklaşık 40 yıldan beri büyük emek ve çaba sarf etmiştir. Ve bu çabaların semeresinin toplanması için Türkiye'nin önünde yaklaşık 2 aylık bir süre vardır."
"Türkiye, bugün içinde bulunduğu seçim atmosferine rağmen bütün gücüyle 12-13 Aralık tarihlerinde yapılacak olan AB zirvesi için gerekli olan hazırlıkları tamamlamalıdır" diyen Yılmaz, açıklamasını, "Bugünkü şartlar altında Türkiye'yi 12 Aralık tarihine kadar mevcut hükümetin götürmesi öngörülmektedir. Seçim takviminin işlemesi bakımından bu hükümet, şu veya bu şekilde görevlerini yerine getirebilir. Ancak ortaya çıkmıştır ki, bu haliyle mevcut hükümetin 12-13 Aralık takvimini işletmesi ve AB zirvesi öncesi içerde ve dışarıda yapılması gereken görevleri yerine getirebilmesi, hiçbir şart altında mümkün değildir" şeklinde sürdürdü.
Yılmaz, "Çünkü Türkiye içte AB uyum yasalarının uygulamasına ilişkin hazırlık çalışmalarını bir an evvel tamamlamak zorundadır. AB yasalarının yalnızca Meclisten geçirilmesinin yeterli olmadığı, bunun uygulamaya geçirilmesinin de şart olduğu AB'nin Madrid Kriteri olarak ortaya konmuştur" dedi.
Türkiye'nin mevcut hükümet yapısıyla, AB'ye üyelik konusundaki müzakereleri ve pazarlıkları yürütemeyeceğini de öne süren Mesut Yılmaz, "Hatta mevcut hükümetin yapısı ve konumu gereği Türkiye'nin pazarlık ve müzakere gücü zaafa uğrayabilir" şeklinde konuştu.
"Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye'yi hem erken seçime götürecek, hem de AB'ye uyum çalışmalarını yürütecek, AB konusuna destek veren bütün partilerin katılacağı geniş tabanlı geçici bir hükümetin kurulması şarttır" diye görüş bildiren
Mesut Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"MHP'nin içinde bulunduğu bir hükümetle AB konusunda bir yere varamayacağımız ortaya çıkmıştır. MHP Genel Başkanı, AB'ye uyum yasaları konusunda Meclisin alacağı her türlü karara saygılı olduklarını ve Türkiye'nin önünü tıkamayacaklarını beyan etmesine rağmen, bugün bir yandan AB'ye uyum yasalarını iptal ettirmeye çalışmakta, bir yandan da uyum çalışmalarının PKK'nın çalışmalarıyla aynı tutulduğuna ilişkin beyanlarda bulunmaktadır. Türkiye'yi AB üyeliğine taşıyacak ve aynı zamanda erken seçimleri gerçekleştirilecek olan geniş tabanlı bir hükümetin kurulması için bize göre 2 yol vardır. Birinci yol; MHP'nin hükümetten çekilmesidir, çekilen bakanlıklara da AB konusuna destek veren partilerin bakanlarının atanmasıdır. Bu mevcut hükümetin yapısında herhangi bir değişiklik yapılacak bir operasyondur. İkinci yol; MHP eğer hükümetten çekilmediği taktirde bu hükümetin düşürülmesi ve AB'ye destek veren partilerden oluşan geniş tabanlı yeni bir hükümetin kurulmasıdır. Bize göre, öncelikle birinci yolun olmazsa ikinci yolun denemesi gerekir. Ancak erken seçim takvimi mutlaka işlemelidir. Erken seçimden vazgeçilmemelidir."
ANAP Başkanlık Divanı'nda alınan kararların yarın yapılacak olan Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda görüşüleceği bildirildi.
Kaynak: İHA