MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, MHP Genel Başkan aday adaylarından Trabzon Milletvekili Koray Aydın'ın Gülen cemaatine yakın olduğunu iddia ederek, " "Yeni Türkiye'nin "Yeni MHP' ayağı eksiktir, onu tamamlamak için sosyal mühendislik yapıyorlar. MHP'liler ülkemizin üzerinde oynanan derin ve büyük oyuna tek bir yürek hâlinde cevap vereceklerdir. Sayın Devlet Bahçeli ve MHP kadrolarının; Büyük Orta Doğu Projesine, dinler arası diyaloğa, sözde Kürdistan'ın Suriye ve Türkiye ayaklarına karşı topyekûn verdikleri mücadele karşısında maruz kaldıkları komplo ve ihanetler, geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da boşa çıkacaktır" dedi.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman "yaklaşan MHP kongresi"ne ilişkin etikhaber.com adlı siteye bir açıklama yaptı. MHP üzerine oynanan oyunların boşa çıkarılacağını belirten Büyükataman, "MHP'nin 10. Büyük Kurultayı'nın yaklaştığı bugünlerde birçok kişi MHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklamış bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisine gösterilen bu teveccüh memnuniyet verici olmakla birlikte, adaylığını açıklayan kişilerin beyanlarının ve tavırlarının da camiamıza yakışır mahiyette olması en büyük arzumuzdur" dedi.
-OKLARI AD VERMEDEN KORAY AYDIN'A YÖNELTTİ-
Büyükataman, MHP Genel Başkanlığı hırsına kapılmış bazı adaylar tarafından ortaya konulan, Ülkücü ahlâk ve Ülkücü duruşla örtüşmeyen söylem ve eylemlerin camialarını derinden yaraladığını bildirdi. Kırk üç yılı aşan siyasî tarihi boyunca, dışarıdan gelen iftiralara alışık olan camialarının; parti içi siyasette ahlâk dışı saldırılara prim verecek bir yapı olmadığını belirten Büyükataman, "MHP Genel Başkanına yönelik mesnetsiz iddialarla karalama çalışmaları yürütmek; MHP'nin tüzel kimliğini yaralamaktan başka bir netice vermeyecek ve MHP düşmanlarından başka kimseye fayda sağlamayacaktır. Ülkücü camia, her dönemde olduğu gibi Büyük Kurultay sürecinde de çirkinleşen iç siyasete asla müsamaha göstermeyecektir. Türk milliyetçileri, genel başkanlarını gayet iyi tanımaktadır ve iftiraları gerçeklerden ayırt edebilecek ferasete sahiptir" dedi. Büyükataman şu görüşleri savundu:
-MHP Genel Merkezi, il ve ilçe kongrelerinde demokratik şekilde ülkücü iradeye saygı duyarken; genel başkan adaylığına hazırlanan bazı kişilerin, üyeleri gerek manevi baskıyla gerekse aba altından sopa göstererek etkilemeye çalıştıkları da gözümüzden kaçmamıştır.
-"KONGRE KONGRE OTAĞ TAŞIDILAR"-
-10. Büyük Kurultay süreci başladığından bu yana "Ülkücüler demokrasi süzgecinden geçmeli, her bir ülkücünün şahsiyeti hür ve muhteremdir." anlayışıyla mümkün olduğunca çok adaylı il ve ilçe kongreleri tavsiye eden Sayın Genel Başkanımız, katılımlarının adaylardan birine destek olarak algılanmaması için hiçbir il ve ilçe kongresinde bulunmamıştır. Fakat malum şahıslar her kongre öncesi otağlarını buralara taşımışlar ve milletin sorunları için harcamaları gereken enerjilerini MHP Genel Başkanlığı adaylıklarına vermişlerdir. Üstelik aslı astarı olmayan iftiralarla il ve ilçelerimizde gönüldaşlarımızın arasına nifak tohumları ekmeye çalışmışlardır.
-Demokratik yaklaşımını Büyük Kurultay için de ortaya koyan Sayın Genel Başkanımız "Tüzük engeline takılan varsa adaylık için gerekli olan kırk imzayı ben toplarım' diyerek muhtemel rakiplerinin önünü açma olgunluğunu da göstermektedir. Türk demokrasisinin temel sorunu olan parti içi demokrasinin olgunlaşması için görülmemiş derecede demokrat bir tavır sergileyen Sayın Genel Başkanımızın bu vakur davranışı, Türk demokrasi tarihi için önemli bir dönüm noktası olacaktır."
-"ANADOLU GÖSTERİ MERKEZİ'NDE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEYEN KİŞİ"-
Ad vermeden "Birtakım iddialar öne sürerek 4 Kasım Kurultayında aday olacağını ilan eden bir kişinin, 1 Eylül'de Anadolu Gösteri Merkezinde yapmış olduğu konuşma muhteva bakımından irdelendiğinde burada dillendirilen ifadelerin pek de akıl süzgecinden geçirilmeden rastgele söylendiğini" öne süren Büyükataman Koray Aydın'a şu eleştirileri yöneltti:
-"BAĞIMSIZ ÜLKÜCÜ"LER GİBİ KONUŞTU...-
"Ülkücü şehitlerin isimlerini kullanarak; dün, o aziz şehitlerle omuz omuza imanla mücadele eden ve bugün MHP'de siyaset yapan arkadaşlarına ağza alınamayacak kelimelerle saldıran kişi; ya sözlerinin ne anlam ifade ettiğini bilmemekte ve bu sözlerin nereye gittiğini idrak edememekte ya da bir yanlışın içinde çırpınıp durduğunu fark etmekle birlikte içerisine düştüğü umutsuz ihtirasları sebebiyle ağzına geleni söylemekten kendini alamamaktadır. Bir zamanlar partinin en üst kademelerinde bulunup birçok karara imza atan birisi, şu anda parti yönetiminden ayrı düşmüş bile olsa, geçmişte karar ve kader ortaklılığı yaptığı kurumun, şayet yanlışı varsa, bunda vebal sahibi değil midir?
Eylül'de Anadolu Gösteri Merkezi'nde adaylığını ilan eden adayın yaptığı konuşmanın bütünü ile "eski Ülkücü', "eski MHP'li' veya "bağımsız Ülkücü' diye anılan ve aramızdan ayrılarak başka yerlerin yenisi olmuşların Milliyetçi Hareket Partisi'ne ve Sayın Genel Başkanımıza karşı yaptıkları ağır hücumlar bire bir örtüşmektedir. İnsafsızca yapılan bu saldırı ve asılsız ithamlar arasında cümlesi cümlesine, noktası noktasına bir ortaklığın var olduğunu görürsünüz."
-KORAY AYDIN'A KIYASIYA ELEŞTİRİ-
"Uzun yıllar önce Hareketimizden ayrılanların ve şimdilerde ayrılma temayülü gösterenlerin bir araya gelip Genel Başkanlık hususunda söz söyleme hakları yoktur" diyen ve ad vermeden Koray Aydın'a eleştirilerini sürdüren Büyükataman şöyle dedi:
"-Seçildiği günden beri çeşitli ortamlarda MHP Genel Başkanını asılsız iddialarla karalamaya çalışan malûm şahıs; ilk günden itibaren parti içinde birliğin safında değil, ayrışmanın tarafında yer almıştır. Ve ne yazık ki bu yaklaşım; bugüne kadar yapıcı değil, yıkıcı neticeler doğurmuştur. Yıkıcı neticelere yol açan bir yaklaşım içindeki bir adayın MHP ve Ülkücü Camiaya karşı olan muhabbet ve samimiyeti tartışılmalıdır. Büyütmek ve yaşatmaktan ziyade, yıpratmak ve yok etmek ekseninde faaliyet gösteren sayın adayın, Ülkücü Harekete gerçek bir muhabbetle bağlı olması mümkün değildir. Zira sayın adayın bencil tavrı bu durumun en büyük kanıtıdır.
-"DAVAYI AĞRI DAĞINA ÇIKARACAKTIK AMA DAĞIN ETEKLERİNDE UNUTTUK"-
-Sayın adayın muhabbeti kutlu davamızdan ziyade kendi nefsine yöneliktir. MHP Genel Başkanlığı gibi yüce bir makamı şahsî ihtiraslarının hedefi haline getiren sayın adayın bir "statü endişe'sine kapıldığı görülmektedir. Bu statü endişesini merhum Galip Erdem'e atfedilen şu sözler tam anlamıyla özetlemektedir: "Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkartacaktık. Yola koyulduk. Bin zahmet ve emekle, acılar çekerek dağa tırmandık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu. Ama küçük(!) bir noksanımız olduğunu fark ettik. Davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkarmışız.'
-Kısacası bu kişilerin derdi dava değil, kendilerini zirveye taşıma istek ve arzusudur. Sayın aday hakkında şüphe uyandıran bir başka konu ise, malum cemaat gazetesinin yanı sıra AKP ve Gülen Cemaati yandaşlığıyla bilinen medya çevreleri ile olan ilişkisidir. Bu zâta bir TV programında Gülen Cemaatine nasıl baktığı sorulduğunda, tüm cemaatlere olumlu baktığını ifade ederek topu taca atmıştır. Oysa sorulan tüm cemaatler değil "Gülen Cemaati' dir."
-"MHP, SÖNMEDEN YURDUN ÜSTÜNDE TÜTEN VE SÖNDÜRÜLMEYE ÇALIŞAN KUTLU OCAK"-
MHP'yi "Sönmeden yurdumuzun üstünde tüten ve bazı malûm odaklar tarafından söndürülmeye çalışılan kutlu bir ocak" olarak tanımlayan İsmet Büyükataman, bu ocağın yanmaya devam etmesinden rahatsız olan malûm çevreleri; zaman zaman ""eskimiş Ülkücüler(!)' " vasıtasıyla olduğu gibi, zaman zaman da MHP yönetiminde yer alan ve güya "yenilikçi" imajıyla öne çıkarılmış adaylar yardımıyla harlanan alevi zayıflatmaya çalışmakla suçladı. "Ocağımızı söndürmeye çalışan şer odaklarına Âkif'in dilinden cevap vermek istiyoruz" diyen Büyükataman Şair'in "Yanan bir sîneden, lâkin, ne istersin? Nedir öfken?/ Beraber ağlamazsın, sonra kör dersin, sağır dersin. / Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!" dizelerine yer verdi ve iddialarını şöyle sürdürdü.
"-Bugün artık, "Yeni Türkiye'nin eksik kalan tek ayağı olan "Yeni MHP'yi oluşturmak için yola çıkıldığı ve MHP üzerinde de sosyal mühendislik ihtisasının icra edilmek istendiği açıkça görülmektedir. Ülkücülerin bu duruma sessiz kalmayacağı ve büyük bir tepki göstereceğini çok iyi bilen toplum mühendislerinin yol göstericiliği doğrultusunda; aday olan şahıs, tepkilerin önünü alabilmek kaygısıyla, "özüne dönen MHP' ifadesini sloganlaştırmaya çalışmaktadır. Ancak, bu sloganlaştırılan ifadenin "Yeni MHP' tasarımlarının makyajı olduğu saklanamaz bir gerçektir. Nitekim MHP ve Ülkücüler hiçbir zaman varoluş sebepleri olan "öz'lerinden ayrılmamışlar ve "öz'lerine olan bu bağlılıkları dolayısıyladır ki varlıklarını bugüne değin güçlenen bir yapı ve artan bir ivmeyle birlikte devam ettirebilmiştir. Ülkücülüğün cenaze namazını kılmak isteyenler MHP'yi "öz'ünden koparmak için canhıraş bir gayret içerisinde ellerinden geleni yapmakta olsalar da Ülkücüler bu oyunun farkındadır.
-Peki, Ülkücülere karşı alerjisi olan malûm medya grubunun bu şahsa adaylık sürecindeki yoğun desteğinin anlamı nedir? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin aleyhine söz söyleyen her Ülkücü medyada kıymetli bir cevher muamelesi görürken, neden MHP'de yer alan Ülkücüler birer çakıl taşı kıymetsizliğiyle muhatap alınmaktadırlar? Elbette; bu sorular, millî şuur sahibi zihinlerde kolayca cevap bulabilir. Bu mânâda, görünen köye kılavuzluk etmeye kalkmak gereksizdir. Ülkücüler kendi akıl ve sağduyularının kılavuzluğunda, bu sorulara ve bu soruların muhatabı olan adaya gereken cevabı vereceklerdir."
-"BAHÇELİ İLHAMINI ÜÇ BİN YILLIK ORHUN YAZITLARINDAN ALIYOR"-
Haksız ve mesnetsiz ithamların hedef aldığı Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin ilhamını üç bin yıllık Orhun yazıtlarından alan Türk milliyetçiliğinin ana damarlarından kopmadan, çağın gereklerine uygun politikalar üretmeyi başarabilen bir siyaset, devlet ve dava adamı olduğunu kaydeden Büyükataman, açıklamasını, "Milliyetçi Hareket Partililer, ülkemizin üzerinde oynanan derin ve büyük oyuna tek bir yürek hâlinde cevap vereceklerdir. Sayın Devlet Bahçeli ve MHP kadrolarının; Büyük Orta Doğu Projesine, dinler arası diyaloğa, sözde Kürdistan'ın Suriye ve Türkiye ayaklarına karşı topyekûn verdikleri mücadele karşısında maruz kaldıkları komplo ve ihanetler, geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da boşa çıkacaktır" diye bitirdi. (ANKA)
(ORH/HF)