Vural, "Azerbaycan bayraklarının nesinden utanıyorsunuz da maça alınmayacak diyorsunuz" dedi. Vural, Başbakan Erdoğan'a Ermenistan milli forması giyerek maçın başlama vuruşunu yapma önerisinde de bulundu.
MHP Grup Başkanvekili Vural, Meclis'te Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu üyelerini kabul etti. Platformun Dönem Sözcüsü Serkan Subaşı, 243 bin 569 öğretmenin KPSS'ye girdiğine işaret ederek, öğretmen olarak hala sınava tabi tutulmalarının utanç verici olduğunu ifade etti. Öğretmenlerin başka meslek kollarına gitmeye mecbur bırakıldıklarını belirten Subaşı, kendisinin gece bekçiliği yaptığını, aralarında kamyonculuk ve garsonluk yapan arkadaşlarının bulunduğunu söyledi. KPSS zulmünden bıktıklarını ifade eden Subaşı, "327 bin öğretmen atama bekliyor. Buna karşın 310 bin açık olduğu ifade ediliyor. 100 binden fazla öğretmen ücretli kölelik yapıyor. Bizler hırsızlığa, dolandırıcılığa teşvik ediliyoruz. Başbakan öğretmenlere verdiği sözleri unutmamalı" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Vural ise, sorunun bu devleti yönetenlerden kaynaklandığını savunarak, bir taraftan yeni üniversiteler ve bu üniversitelerde eğitim fakülteleri açılırken, diğer taraftan öğretmenlerin atamalarının yapılmadığını söyledi. Genel bir KPSS yapılabileceğini belirten Vural, öğretmenlerin kendi içinde branşlarına göre bir yarışmaya sokulabileceklerini kaydetti. Büyük bir dramla karşı karşıya olduklarını söyleyen Vural, öğretmenlerin dershanelerde çalışan işçiler konumuna sokulduklarını belirtti. Vural, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen gibi statülerin ortadan kaldırılması gerektiğini bildirdi.
Vural, kabulün sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen'le yaşadıkları 'Kevin Costner' polemiğine ilişkin bir soru üzerine Vural, yaptığı basın toplantısında Edibe Sözen'in ismini zikretmediğini, çünkü Sözen'in AK Parti'yi temsil ettiğini söyledi. Bir siyasi anlayışı deşifre ettiğini kaydeden Vural, bu anlayışın sanal gerçekleri topluma gerçekmiş gibi gösteren bir siyasi anlayış olduğunu savundu. Türkiye'yi ayrıştırmayı milli birlik projesi olarak yutturmak isteyen bir siyasi zihniyetle mücadele ettiklerini dile getiren Vural, bunun baş mimarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi. Edibe Sözen'in siyasetteki hocasının öğretilerini milletin yutmadığını söyleyen Vural, Sözen'in bir iletişim profesörü olarak uygulamaların yanlış olduğu bir dönemde geldiğini ifade etti. Vural, "Benim meselem Edibe Sözen'le değil, bir siyasi partiyle, siyasi zihniyetle. Bu zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğiz. Önemli olan Türkiye'nin bu zihniyetten kurtulmasıdır" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın daha önce davet ettiği Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın Bursa'da çarşamba günü oynanacak milli maça geleceğinin açıklandığının hatırlatılması üzerine Vural, "Başbakan kendi kalesine gol atmakla maruf bir politikacı. Hep Ermenilerin, Rumların bir adım önünde gidip kendi kalesine gol atan bir politikacı. Belki de bu tarihi anda Sayın Başbakan bir jest yapmak suretiyle, topu kendi kalemize göndermek suretiyle ne kadar barışçı olduğunu anlatma fırsatı bulabilir. Böyle bir fırsat da pas olarak kendisine gelmiştir" diye konuştu.
Bu süreçte kanına dokunan hususlar bulunduğunu kaydeden Vural, 'bir millet iki devlet' olarak tanımladıkları Azerbaycan bayraklarının bir maça alınmayacağının ifade edilebildiğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Ermenistan'da maç izlerken sözde Dağlık Karabağ bayraklarının orada olduğunu hatırlatan Vural, "Azerbaycan bayraklarının nesinden utanıyorsunuz da maça alınmayacak diyorsunuz. Bu yaranmanın, bu teslimiyetin sonunun nereye gittiğini biliyor musunuz?" dedi.
Türkiye-Ermenistan arasındaki bu ilişkinin Azerbaycan bayrağını istenmeyen bir bayrak olarak ortaya koyduğunu belirten Vural, bunun Türk milletinin milli menfaatlerine ve Türk-Azerbaycan halklarının kardeşliğine gölge düşürdüğünü söyledi. Vural, "Belki de Başbakan, Ermenistan milli formasını giyip başlama vuruşunu yaparsa tarihi bir açılım olur diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan bayrağını Ermenistan'a kurban eden bir siyasi anlayışla karşı karşıya olduklarını söyleyen Vural, Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın ön şartı olmayabileceğini ama Türk milletinin ön şartının Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarından çıkması ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstererek sözde Ermeni soykırım iddialarını dış politikasının esası olmaktan çıkartması olduğunu vurguladı. Vural, Ermenistan'la imzalanan protokollerin önümüzdeki günlerde TBMM'ye geleceğinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Gelmemeli. Geldiği zaman da Türk milletinin milli menfaatlerine bütün milletvekilleri sahip çıkarak bu protokolü reddetmelidir. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk milletler arasındadır. Hükümetlerin yaptığı bu gaflet girişimleri bu dostluğu bozamayacaktır. İnanıyorum ki TBMM de AK Parti'nin bu teslimiyetçi politikasını parlamentoda reddedecektir. Sayın Dışişleri Bakanı bu protokolü imzalarken gülüyordu. Neye gülüyorsun sen? Gülüyorsun aslında ağlanacak haline. Bu protokoller Azerbaycan'ın Ermenistan'la olan problemin çözümünde elini zayıflatmıştır. Bu protokol bir dayatmanın sonucudur. Utanılacak husus, Obama'nın Meclis'e gelip 'Ermeni sınırını açıp' deme ev ödevini yerine getiren bir öğrenci gibi davranmalarıdır. Ben böyle bir dayatmayı parlamentonun kabul etmemesi gerektiğini düşünüyorum."