MHP'li Yıldırım'dan Trump'ın sözde barış planına tepki:

"Burada hak haklının değil, güçlünündür. Bu, hak da değildir adalet de değildir barış da değildir çözüm de değildir. İslam aleminin güçlü olması ve birlik ve beraberlik içinde olması lazım. Filistin'in hakkına hukukuna tecavüz edilmiştir. Bu barış planını kabul etmek mümkün değildir"

BUKET GÜVEN - MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde Orta Doğu barış planına ilişkin, "Burada hak haklının değil, güçlünündür. Bu, hak da değildir adalet de değildir barış da değildir çözüm de değildir. İslam aleminin güçlü olması ve birlik ve beraberlik içinde olması lazım." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla Elazığ ve Malatya'ya giderek incelemeler yapan 11 kişilik heyetin başında bulunan Yıldırım, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Reklam
Reklam

Depremin en yoğun yaşandığı bölgelerde sokak sokak, cadde cadde gezdiklerini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:

"Devlet, bütün imkanlarını seferber etmiş ve ortaya koymuş. Biz gezerken kesinlikle sadece 'Kriz merkezine uğrayalım' diye bir çabanın içerisinde olmadık. Öncelikle söylemek isterim ki Elazığlıların hepsini tebrik ederim. Asil insanlar, hiçbir talepleri olmuyor sizden. Depremle ilgili devletin bütün kurumları da orada. TOKİ'nin Başkanı orada, Çevre ve Şehircilik Bakanı orada, MTA yetkilileri, Kızılay, AFAD orada. Devletin yetkilileri orada ve vaziyete hakimler."

- Sosyal medyadaki iddialara cevap verdi

Depremdeki enkazda Ankara ve İstanbul İtfaiyesine görev verilmediği iddiasına ilişkin Yıldırım, "İçeriden 5 kişiyi çıkaran Ankara İtfaiyesi. Bunlar dedikodu ve fitne. Kızılay Genel Müdürüne enkazın başında rastladım. İhtiyaca göre herkesin yardımı ulaşıyor." diye konuştu.

Yıldırım, TCDD Genel Müdürü Şinasi Kazancıoğlu'nun bütün vagonları istasyona topladığını, ısınma ve barınmanın yapılabildiği bin kişilik bir merkez oluşturduğunu anlattı.

Reklam
Reklam

Sosyal medyadan yazılan yorumlara tepki gösteren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Gidip oraya ayağınızı basacaksınız. Biz binlercesiyle görüştük ve isteklerini sorduk. Devlet, elinden geldiği kadar konuya hakim, vatandaşının yanında. Siyaseten gidip şov yapan, geçerken uğrayanlar, o ayrı bir şey. Ama bölge insanında vakurluk var, asalet var. Gördüğümüz bu."

Yıldırım, Marmara depremindeki durum ile bu depremin mukayese edilmesinin doğru olmadığını da vurguladı.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Elazığ ziyareti sırasında enkazdan insanların çıkarılmadığı" iddiasına da sert tepki gösteren Yıldırım şunları kaydetti:

"Onlar kahramanlar. Herkes görevine odaklanmış. İtfaiye, AFAD tek bir hedefi var; enkazdan canlı çıkarmak. Yok efendim Cumhurbaşkanı gelene kadar orada bekletmişler. Böyle bir şey mümkün değil. Bunlar fitne, fücur ve yalan. Ambulans bekliyor, orada koridor oluşturulmuş. Canlıyı aldıktan itibaren boyunluğu takıp, damar yolu bulabilirlerse serumu verip, anında hastaneye götürüyorlar. Bu masa başında, televizyonun ekranının karşısında oturup çayını yudumlarken yapılan iftiralardır."

Reklam
Reklam

Alevi köylerine yardımların götürülmediği iddiasına da değinen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Alevi muhtarları arıyorlar Tunceli'den, 'Siz açmışsınız, açıktaymışsınız. Size yardım gönderelim' diyorlar. Alevi muhtarların cevabı 'Açsanız gelin sizi doyuralım' oluyor. Pütürge'nin Bölük köyü depremden 1,5 saat sonra bizim Malatya milletvekilimiz Mehmed Fendoğlu Pötürge Belediye Başkanı ile ilk oraya gidiyorlar. İhtiyacınız nedir, diye soruyor arkadaşlarımız. 'Battaniyeleri de eşyaları da almadılar bizden' dedi arkadaşlarımız. Vatandaşımız da asil."

- "Bu barış planını kabul etmek mümkün değil"

Yıldırım, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planına ilişkin, görüşlerini de şöyle anlattı:

"İsrail gelmiştir o toprakları işgal etmiştir. İşgalinden sonra da oturup, 'Gel sana işgal ettiğim yerden yer vereyim...' Hakkına tecavüz etmişsiniz, malını, mülkünü elinden almışsınız, sonra diyorsunuz ki 'Gel barış yapalım, şu kadar yer vereyim.' Bunun kabul edilebilir bir yanı yok ama hak haklının değil, güçlünündür. Kim güçlüyse o haklıdır. Burada hak haklının değil, güçlünündür. Bu, hak da değildir adalet de değildir barış da değildir çözüm de değildir. İslam aleminin güçlü olması ve birlik ve beraberlik içinde olması lazım. Filistin'in hakkına hukukuna tecavüz edilmiştir. Bu barış planını kabul etmek mümkün değildir."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: