MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bilinmelidir ki; İmralı canisi, AKP sayesinde fiilen özgür kalmıştır, sırayı buna hukuki kılıf bulmak almıştır. 'Süreç' denilen ihanet adımları bu gidişle vahim noktalara dayanacak, bölücülüğü ve terör örgütünü tam manasıyla meşrulaştıracaktır" dedi.
Bahçeli, "Milli Değerleri Koru ve Yaşat Açık Hava Toplantıları" kapsamında Bursa kent meydanında düzenlenen "Kuruluş Mitingi"nde yaptığı konuşmada, hükümeti eleştirdi. "Başbakan ve hükümeti Cumhuriyeti yıkmak, rejimi değiştirmek, Türk milletini etnik kimliklere taksim etmek için frensiz ilerlemektedir" diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakan'ın aklının, vicdanının, mantığının ve basiretinin yarısı, İmralı canisinin kodesinde hapsolmuş, diğer yarısı Kandil, Barzani ve okyanus ötesi tarafından rehin alınmıştır. Maalesef terör örgütü kanlı saldırılarıyla ulaşamadığı ne varsa, elde etmeye ve erişmeye başlamıştır. Başbakan, katilden medet ummaktadır. Başbakan, kanlı örgütten insaf ve merhamet dilenmektedir. Başbakan kendi gibi tükenmiş, iflas etmiş, örselenmiş bir Türkiye özlemektedir. İmralı canisiyle müştereken giriştiği etnik kimlik ve bölücülük kazısını, inatla ısrarla ve akıl tutulması içinde sürdürmektedir. Başbakan ve hükümeti teröre diz çökmüş, ipleri vermiş, iradesini devretmiştir. Üstelik bölünmüş devlet yapısına onay vermiş, rıza göstermiştir. 21 Mart Nevruz Bayramı her şeyi netleştirmiş, her şeyi gözler önüne sermiştir. Bu yıl ki bahar bayramı İmralı canisinin ve örgütünün propagandasına, ahlaksızca havale edilmiş ve emre amade duruma getirilmiştir . Başbakan Erdoğan, İmralı canisini meydanlara taşımış, gıyabında kürsülere çıkarmıştır. Kanlı fikirlerinin okunmasını sağlamış, kalabalıklara alkışlatmış ve sözde liderliğini tasdik ettirmiştir. Türk milleti Diyarbakır'daki küstahlıkları, alçaklıkları, soysuzlukları ibretle izlemiştir. Başbakan ve hükümetinin izniyle İmralı canisinin, mesajları kuryeleri vasıtasıyla kuru bir kalabalığa okunmuştur. Türkiye, müebbet hapis mahkumu bebek katilinin bölücülüğü resmileştiren bağımsız Kürdistan'ın sözde kuzey ayağını çizen cüretine şahitlik etmiştir. Bilinmelidir ki; İmralı canisi, AKP sayesinde fiilen özgür kalmıştır, sırayı buna hukuki kılıf bulmak almıştır. 'Süreç' denilen ihanet adımları bu gidişle vahim noktalara dayanacak, bölücülüğü ve terör örgütünü tam manasıyla meşrulaştıracaktır. Başbakan Erdoğan'ın önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar İmralı canisini serbest bırakması, hatta düzenleyeceği mitinglerde 'beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısını ortak olarak seslendirmesi de kuvvetle ihtimaldir."
-"PKK'nın yerinden kımıldamaya hiç niyeti yoktur"-
Basın kuruluşlarını da eleştiren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Ne hazindir ki televizyonlar Diyarbakır'dan ihanetin yayınını canlı olarak servis etmiştir. Gazeteler, manşetlerinden rezaletler serisinin haberlerini büyük puntolarla vermiştir. Herkes, koro halinde İmralı canisinin silahlı militanlarının sınır ötesine çekilmesini istediğini yazmış, çizmiş ve duyurmuştur. Oysa ki cani başı böyle bir şey söylememiştir. Yalnızca PKK'nın sınır ötesine çekilme aşamasına geldiğini vurgulamıştır. PKK'nın yerinden kımıldamaya hiç niyeti yoktur. Hele namlusundan kan damlayan silahını terk etmeye de hiç isteği görülmemektedir. Çekilme talimatı başkadır, çekilme aşamasına geldiğini ifade etmek elbette bambaşka bir şeydir. İmralı canisi yeni bir başlangıç yapıldığını, bunun da mücadeleyi bırakmak değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmak olduğunu iddia etmiştir. Milli devleti insanlık dışı bir imalat olarak, ahlaksızca sunmuştur. Kafasına göre Türk milletini bölmüş, etnik ve coğrafi temelde parçalara ayırmıştır. Sözlerinin arasında 'Kürdistan ve Anadolu' diyerek Türk vatanını iki farklı eksene taşımıştır.
Bahçeli, "bu kanlı katilin yeni bir Türkiye'ye uyandıklarını hezeyan içinde duyurduğunu" belirterek, konuşmasını şunları kaydetti:
"Şu işe bakınız ki Başbakan Erdoğan terörist başının açıklamalarını olumlu bir gelişme olarak gördüğünü, hiç utanmadan, gocunmadan ve en ufak yüz kızarıklığı emaresi göstermeden söyleyebilmiştir. Çünkü, İmralı canisiyle Başbakan aynı bölücülük havuzundan beslenmektedir. Aynı zehirli atığın kıyısında gezinmekte, aynı çamur akıntısının içinde kürek çekmektedir. Bu ikili, aynı kirli sudan içmektedir. İkisinde de aynı üslup aynı ağız ve aynı nakaratlar görülmektedir. Cani başı, milleti etnik kimliklere bölmektedir, Başbakan da bunu yapmaktadır. Cani başı 'silahlar sussun, fikirler konuşsun' demektedir, Başbakan da bu şekilde konuşmaktadır. Cani başı, Türk'e düşmandır, Başbakan da karşıdır. Cani başı, milliyetçiliğe tahammülsüzdür, Başbakan da böyledir. Cani başı, Başkanlık sistemine sempatik ve sıcaktır, Başbakan buna dünden razıdır, hazırdır. Cani başı, manevi değerlerimizi istismara yönelmektedir, Başbakan da bunu çoktandır yapmaktadır. Yeni Türkiye'den cani başı da bahsetmektedir, Başbakan da zaten bunu hedeflemektedir. Cani başının demokratik Türkiye'siyle Başbakan'ın ileri demokrasisi esasen aynı kavramlardır. Cani başının halkların kardeşliği sloganıyla Başbakan'ın 36'ya ayrılmış millet yapısı bir ve aynıdır, ikisi de Türk milletinden ve Türkiye Cumhuriyeti'nden tiksinmektedir. Bunların her ikisi şehitler üzerinden pazarlık yapmış, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmış ve şehit ailelerini hüsrana uğratmışlardır. Bunlar ihanet komisyonunun, bölünme furyasının kıdemli iki eş başkanıdır. Bunlar Türkiye'yi tabuta koymaya çalışan ikiz, iki mezar kazıcıdır. Anlaşılan İmralı canisinin mesajları, Başbakan'ın elinden geçmiş, düzeltmeleri bizzat kendisi yapmış ve BDP'li postacılara vermiştir."
-"Nevruz Bayramı'nda Türk Bayrağı inmiş, PKK paçavraları yükselmiştir"-
Diyarbakır'daki Nevruz Bayramı kutlamalarında Türk Bayrağı'nın bulunmamasına da değinen Bahçeli, şunları söyledi:
"Diyarbakır'daki Nevruz törenlerinde Türk Bayrağı'nın olmaması, Başbakan'ı fazlaca rahatsız etmemiştir ve bunu kuru, basit birkaç tepkisel sözle geçiştirmiştir. PKK'nın meydan okumasıyla geçen Nevruz Bayramı'nda Türk Bayrağı inmiş, PKK paçavraları yükselmiştir. Türk milleti gerilemiş, Türkiyelilik zırvası ilerlemiştir. Kardeşlik irtifa kaybetmiş, bölücü emeller palazlanmıştır. Terörle mücadele düşmüş, terörle müzakere çıkmıştır. Türkiye kaybetmiş İmralı canisi ve yoldaşı Başbakan kazanmıştır. Başbakan Türk'e dair ne varsa sabote etmiş, ayaklar altına almıştır. Türk Bayrağı eğer, Türk vatanında asılmıyorsa, bunun tek ve yegane sorumlusu, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başbakan'ın çözüm ve süreç arkadaşları Türk Bayrağı'nın derin anlamını hasır altı ediyorlarsa, bunun vebalinin kimin üzerinde olduğu da bellidir."
Miting alanındakilere, "Bayrağa, vatana sahip çıkacak mısınız- Türk milletine ve Türkiye'ye destek verecek misiniz-" diye soran Bahçeli, "evet' yanıtını alınca, "Bunları duy Başbakan bunları duy ki gece uykun kaçsın... Bayrağı tali unsur olarak gören densizler, bu evetleri duymalıdır, bayrağı bir siyasi partiyle özdeşleştirerek asmayan bölücü hainler kafalarının içine sokmalıdır. Batıda tek milletten, doğuda 36'dan bahseden, batıda şehit istismarından, doğuda terörist ağzından fayda uman, batıda Çanakkale ruhundan doğuda Barzani dalkavukluğuna soyunan Başbakan ve yandaşları bu 'evet'leri mutlaka anlamalıdır. Evet, Türkiye Türk'tür Türk kalacaktır Allah'ın izniyle" ifadelerini kullandı.
(Sürecek)
Muhabir: Haluk Yüksel
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz