Miligramına kadar ezbere biliyoruz, peki bunları biliyor muyuz? Antibiyotikler!

Sandığımız kadar harika olmayabilirler.

Rick T Cartman / Mynet Haber

Alexander Fleming… Hem büyük, hem de şanslı adam!

Londra’nın St.Mary Hastanesi’nde görev yapan Profesör Alexander Fleming, 1928 yılında insanlığa büyük yararlar sağlayacak bir sakarlığa imza attı... Bir küf parçasını yanlışlıkla bir bakteri kültürü içine düşüren bilim insanı, küfün yakınındaki bakterileri öldürdüğünü farketti.

Bu küf; çok bulunan penicillum cinsinden bir küftü. İncelemeye devam etti tabii, ve gördü ki bu küften meydana gelen kimyasallar insan vücuduna zarar vermiyordu. En azından o zamanlar öyle olduğu düşünülmüştü. (Ama unutulmasın ki, 1900’lerin başında eroin Bayer firması tarafından çocuklara öksürük şurubu olarak satılıyordu.)

Reklam
Reklam

Keşfedilen ilk antibiyotik, Penisilin adını aldı.

Keşfinin üzerinden neredeyse bir asır geçti.

...ve biz Türkiye vatandaşları olarak bu ilaca gönlümüzü verdik resmen.

Başlıkta ‘Miligramına kadar ezbere biliyoruz’ derken boşuna konuşmamıştık. Türkiye’de birçok Avrupa ülkesinin iki, üç katı miktarda antibiyotik kullanılıyor. Türkiye’de yazılan reçetelerdeki ilaçların yaklaşık %40’ını antibiyotikler oluşturuyor, hattâ bu oran Güneydoğu kentlerinde %55’lere kadar dayanıyor.

Peki bu kadar antibiyotik kullanarak doğru mu yapıyoruz?

Tabii ki hayır.

Antibiyotiğin insanlığa katkısı tartışılmaz elbette.

Bundan 70 yıl geriye gittiğimizde, antibiyotiklerin ne kadar geniş toplu ölümleri önlediğini görebiliriz. Örneğin antibiyotikler olmasaydı insanoğlu bugün halâ tüberküloz ve zatüre ile baş edemiyor olacaktı. Ama tüm bu yararının yanı sıra, antibiyotiklerin temelde mikroorganizmaların çalışmasını durdurmaya; yani yaşayan bir varlığı öldürmeye dayalı çalıştığını da unutmamak gerekir.

Reklam
Reklam

Bizi hastalıktan hastalığa koşturan bakterilerin, olumsuz koşullara karşı kendilerini değiştirme yeteneğine sahip olmaları da cabası! Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Profesör Doktor Ayşe Wilke’nin Cihan Haber Ajansı’na verdiği demeç, bu bakteri sorunsalının ciddiyetini bir hayli yalın şekilde gösteriyor: "Bunun bir çok kötü sonucu var. Bugün klinikte, hastanelerde bizi zora sokan, bakterilerdeki antibiyotik direncidir. Direnç nedeniyle kaybettiğimiz hastalar oluyor."

Bir açıklama da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Profesör Doktor Oral Öncül’den.

"Türkiye Cumhuriyeti olarak antibiyotikleri son derece yaygın ve gereksiz kullanıyoruz… …Eskiden çok daha kolay tedavi edebildiğimiz enfeksiyonu artık direnç sayesinde kolayca tedavi edemiyoruz. Bazen öyle durumlar olabiliyor ki, bütün antibiyotiklere direnç gösterebilen enfeksiyonla karşılaşabiliyor ve çaresiz kalabiliyoruz."

Reklam
Reklam

Aslına bakarsanız durum yurtdışında da pek farklı değil; Avrupa’da her yıl yaklaşık 25 bin kişi, ABD’de ise yaklaşık 23.000 kişi dirençli bakteri enfeksiyonları yüzünden hayatını kaybediyor.

Miligramına kadar ezbere bilmemiz pek de sağlıklı bir durum değilmiş anlaşılan.

Antibiyotiği ne zaman kullanmalıyız?

Bu konuyu elbette doktorunuza danışmalısınız. Hafif bir öngörü isterseniz;

Antibiyotikler bakteriyel hastalıkları tedavi etmek için kullanılırlar. Bu yüzden virüs kaynaklı hiçbir hastalıkta antibiyotik size ilaç olmaz. Virüs kaynaklı hastalıklardan bazıları: Soğuk algınlığı, burun akıntısı, bronşit, nezle, boğazınızın şişmesi, orta kulak akıntısı...

Bu rahatsızlıkların hiçbirinde antibiyotik kullanmayın; boşu boşuna vücut direncinizi düşürmüş olacaksınız. Bunların yanı sıra, boğazınız ağrıyorsa, öksürüyorsanız veya (Allah göstermesin) idrar yollarınızda sıkıntı varsa, antibiyotik tek çareniz olabilir.

Reklam
Reklam

Son olarak, işte 20’li yaşların başındaki gençlerin merakla beklediği sorunun yanıtı:

Antibiyotik, alkolle kullanılır mı?

Bununla ilgili pek çok şey duyduğunuza eminiz; bizim gittiğimiz doktorlar bile bu konuda kendi aralarında pek bir tutarsız konuşuyorlar. Biz bu konuda sırtımızı San Francisco Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış Dr. George Krucik’e dayamış durumdayız:

Dr. Krucik’e göre, alkol antibiyotiğin tedavi edici özelliklerini engellemiyor; hayır. Ancak alkolün ve antibiyotiğin yan etkileri, birlikte kullanıldıklarında rahatsız edici boyutlara varıyor. Bu yan etkilerden bazıları; bulantı, uyuklama, halsizlik, baş dönmesi, ishal, baş ağrısı, kalpte ritm bozukluğu...

Yani özetle; alkol ve antibiyotiği bir arada kullanmayın.

Kaynaklar: healthline.com](http://www.healthline.com/health/antibiotics-alcohol#RecoveryTime3), cdc.gov, wikipedia.org, [haberturk.com, milliyet.com.tr, iflscience.com

Reklam
Reklam