Milletimizi kısırlaştırmak istiyorlar

Sultangazi mitinginde yaptığı konuşmada 3 çocuk söylemini yineleyen Başbakan Erdoğan, "2 çocuk tuzağına düşmeyin, milletimiz kısırlaştırılmak isteniyor" dedi.

AK Parti'nin Sultangazi ilçesinde düzenlediği mitingde konuşan Erdoğan, Türkiye'nin nüfusunun azaltılmak istendiğini ileri sürdü. Erdoğan, "Kaç çocuk olursa olsun, ne diyoruz? En az üç çocuk. Bazıları, 'İki tane yeter' diyor. Sakın ha bu oyuna gelmeyin. Bu da bir tuzaktır. Bu tuzağı hep beraber bozacağız" diye konuştu.

Göreve geldiklerinde 3 bin 400 dolar olan kişi başı milli geliri 10 bin doların üzerine çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, ailelerin çocuklarını fakirlik bahanesiyle okula göndermemesini engellemek için ilköğretimde erkek öğrencilere 30, kız öğrencilere 35 lira, ortaöğretimde erkek öğrencilere 45, kız öğrencilere 55 lira verdiklerini hatırlattı. Erdoğan, şunları söyledi: "Doğum kontrolleri yaptılar bu ülkede. Bu milleti kısırlaştırmak istediler. Çünkü bu milletin nüfusu azaltılmak isteniyor. İstediler ki bu millet ihtiyarlasın, yaşlansın. Aynen bizi de batının şu andaki durumuna düşürmek istediler. O oyuna gelmeyeceğiz. Genç, dinamik, eğitimli nüfusa sahip olacağız, inşallah. Yeter ki el ele verelim bu işi götüreceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Türkiye iyi gidiyor.''

Reklam
Reklam

SAĞLIK HİZMETLERİ
Başbakan Erdoğan, sağlıkta attıkları adımları anlatırken de hastanelerin birleştirilmesine CHP'nin ''olmaz'' demesine karşı kendilerinin ''olur, olur, bal gibi olur'' dediklerini ve olduğunu anlattı.
Şu anda vatandaşların istediği hastaneye gittiğini ve hepsinden hizmet aldığını anlatan Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü iken sigortalı olduğunu belirterek o dönemde yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kemal Bey, sizin Genel Müdürlüğünüz döneminde biz ilaçlarımızı alamıyorduk. Siz denendiniz Kemal Bey. Benim milletim sizi bir daha denemez. O, geride kaldı. O zaman bir SSK'da genel müdürlüğü yönetemeyen kişi, sen nasıl Türkiye'yi yöneteceksin? Bunları hatırlattıkça çıldırıyor, çıldırdıkça da ağzı bozuluyor. Senin ağzın ne kadar bozulursa bozulsun, bizim terbiyemiz buna müsaade etmez. Biz Hacı Bektaş Veli'nin ifadesi var ya, ne diyor? 'Eline, diline, beline hakim ol' diyor. Bu ne demektir? Edeb ya Hu. Biz de buna davet ediyoruz. Edeb ya Hu. Siz her ne kadar bu sınırları aşsanız da bizim terbiyemiz buna müsaade etmez, biz yine de sizin annenize saygı duymaya devam edeceğiz. Farkımız bu.'

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan, ''CHP'nin Muğla milletvekili adayı, DGM'nin eski savcısı, 'Neşter' operasyonu iddianamesinde Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlük koltuğunda oturduğu SSK'da yolsuzlukların diz boyu olduğunu belirtiyor'' dedi.

Sultangazi halkının yüzde 58'in sinyalini verdiğini kaydeden Erdoğan, ''Ben ne dediğinizi anlıyorum. Diyorsunuz ki 'eksik kaldı. 12 Eylül'de 26 maddeyi hallettik ama yetmiyor Anayasa'nın tamamını halledelim.' İnşallah onunla ilgili milletimiz hazırlıklarını yapıyor, sivil toplum kuruluşları hazırlıklarını yapıyor, biz hazırlıklarımızı yapıyoruz'' diye konuştu.

12 Haziran'da parlamentoda Anayasa yapma yetkisinin milletçe AK Parti'ye verilmesi halinde mesele bulunmadığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Çağrımızı yapacağız, 'diğer siyasi partilerle birlikte gelin bu işi yapalım' diyeceğiz. Ama gelmiyorlarsa zaten milletçe bize yetkiyi vermiş olduğunuz için o zaman biz yapacağız.
Milletimize sesleniyorum, şurada artık 41 günümüz kaldı. Bu dava sadece Tayyip Erdoğan'ın davası değil, bu milletimizin ortak davası. Milletçe bu işi yapacağız, milletçe bu yolda yürüyeceğiz ve milletçe 8.5 yılda yaptıklarımızı, yapacaklarımızı tamamlayacağız, tamamlamaya devam edeceğiz. İstikrar, bugüne kadar nasıl en önemli 'sır' kelimemizse bundan sonra aynı şekilde sır kelimemiz olmaya devam edecek. Ne diyorlar? Oyuna bak oyuna, 'yüzde 10 barajı kalksın' diyorlar. Niye yüzde 10 barajı kalksın? Yüzde 10 barajı kalksın ki Türkiye istikrarsızlığa gömülsün.''
Belçika'nın, bir yıldır hükümet kuramadığını ifade eden Erdoğan, ''Niye kuramıyorlar? Hep bu güne kadar 'koalisyon' diyorlardı, hadi kurun. Altında yatan gerçek bu. Onlar da yıllarca bunu böyle konuştular. Ne yaptığımızı biliyoruz, ne yapacağımıza da inanıyoruz, kararlıyız ve yapacağız'' dedi.

Reklam
Reklam

ADAYIN İDDİANAMESİNDE BİZZAT YAZMIŞ
Anamuhalefet'in söylediği gibi projeleri bulunmadığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Hep söylediklerine bakın, ne diyor? 'AK Parti ne veriyorsa biz beş katını vereceğiz' diyorlar, ama adını koyamıyorlar. Adını koydukları zamanda bitecekler ama söyledikleri 'AK Parti ne veriyorsa biz beş katını vereceğiz.' Ne diyor? 'Biz her aileye 600 lira vereceğiz' diyorlar. İnandınız mı? Sayın Kılıçdaroğlu, bak inanmamışlar. Fakat şüphesiz onun da inananları olabilir ayrı mesele ama gerçek başka.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun şu anda bir tane adayı var. CHP'nin Muğla milletvekili adayı, DGM'nin eski savcısı, 21 Mayıs 2003 tarihli (Neşter) operasyonu iddianamesinde bakın ne diyor? O dönemde ne var biliyor musunuz? Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlük koltuğunda oturduğu SSK'da yolsuzlukların diz boyu olduğunu belirtiyor. Şimdi de Kılıçdaroğlu'nun Muğla'da milletvekili adayı. Kılıçdaroğlu, ben konuşmuyorum bak, adayın kendisi, DGM savcısı olarak bizzat o zamanki iddianamesinde yazmış. İddianameyi okudum, başka bir şey değil. Sen yolsuzluklarla hani mücadele ediyordun? Yolsuzluğun bizzat içindesin, gömüldün. Zaten belli... Zira SSK'nın genel müdürlüğünü aldığı zaman SSK gayet iyi gidiyor, üstlendiği andan itibaren SSK yavaş yavaş battı, battı, battı... Artık baktı bu 'ben de iyice gidiyorum', merhum Ecevit'e gitti. Ecevit ne dedi? 'Veto.' Kılıçdaroğlu'nu aday yapmadı. Aday oldu da ne oldu? Ne olduğu belli.''

Reklam
Reklam

MADEM ELİNDE DOSYALAR VARDI...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ikide bir ''Tayyip Erdoğan'ı ben geldiğim zaman ne yapacağım? Türkiye'yi ona dar edeceğim'' dediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''Kılıçdaroğlu önce kendine gel. Sen anamuhalefet partisinin grup başkanvekilleri arasında bulundun, elinde dosyalarla dolaştın. Madem senin elinde bu tür dosyalar vardı, bu savcılar boşuna mı duruyor? Niye getirip onlara teslim etmedin. Eğer Tayyip Erdoğan'la ilgili bir şey varsa bugüne kadar bunları niye yapmadın? Seni tutan mı vardı? Dürüstlük bunların semtine uğramamış. Diyor ki 'geldiğim zaman bak ne yapacağım gör.' Aynısını Bahçeli de söylüyor. Seni tutan mı var? İkiniz bir araya gelin, beraber yapın. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Hadi gelin bir araya, varsa bir yolsuzluk Erdoğan'la ilgili bunu yapın.''

Bugünlere yolsuzlukla mücadele ede ede geldiklerini belirten Erdoğan, ''Eğer yolsuzlukla mücadele etmemiş olsaydık, 23.5 milyar dolar IMF borcuyla görev aldık. Kim vardı hükümette? MHP, DSP... Şimdi Kılıçdaroğlu'nun yanındalar bunlar. Kim vardı? ANAP... 23.5 milyar dolar onlar borçlandı, biz ödedik, ödedik, ödedik şu anda 5.2 milyar dolar borca indi'' diye konuştu.

Reklam
Reklam

ECEVİT DE NE OLDUĞUNU BİLİYORDU
Başbakan Erdoğan, ''SSK batmadan kendisi bir adaylık düşündü ve 1999'da merhum Ecevit'e adaylık için müracaat ettiğinde, herhalde merhum Ecevit de ne olduğunu biliyordu ki adaylığını veto etti'' dedi.

Erdoğan, Arnavutköy Devlet Hastanesinin açılışında, göreve gelirken bütün hastaneleri birleştirerek devletin koordinasyon görevi üstleneceğini söylediklerini ve şu anda artık her vatandaşın istediği hastaneye gittiğini, hastaların ilaç kuyruklarından kurtulduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan, 1990'lı yıllarda SSK Genel Müdürünün Kılıçdaroğlu olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

''Durmadan 'insan, insan, insan' diyor ya, insana değer vermek bu. Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Biz yola böyle çıktık. Bu anlayışla yola çıktık. Onun için de halkımızı, insanımızı hiçbir zaman unutmadık. Bunlar hep unuttular. Bunlar hiçbir zaman halkımızı hatırlamadılar ki. İşte 8 yıl genel müdürlük yaptıklarında SSK iyi gidiyordu. Beyefendi genel müdür olduktan sonra devamlı eksi gitmeye başladı ve SSK batmadan kendisi bir adaylık düşündü ve 1999'da merhum Ecevit'e adaylık için müracaat ettiğinde herhalde merhum Ecevit de ne olduğunu biliyordu ki adaylığını veto etti, aday yapmadı. Şimdi de merhum Ecevit'in başbakanlığını veto edenlerle el ele, kol kola yürüyorlar. Onun için suç duyurusunda bulunanlarla el ele, kol kola yürüyorlar. Varsınlar yürüsünler.''

Reklam
Reklam

ARNAVUTKÖY DEVLET HASTANESİNİ AÇTI
Erdoğan, Arnavutköy Devlet Hastanesinin açılışında yaptığı konuşmada, bugün resmi olarak hizmete açtıkları hastanenin inşaatına 2007'de başladıklarını, 2009'da tamamlandığını ve geçen yıl hastanenin teslimatının yapıldığını belirtti.

Devlet Hastanesi, 33 milyon liraya mal oldu. Bölgenin her türlü sağlık ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanan Arnavutköy Devlet Hastanesinde, acil müdahale, hemodiyaliz, ameliyathaneler, yoğun bakım üniteleri, laboratuvar, radyoloji üniteleri, doğumhane, anestezi, vaka değerlendirme, kan alma, hasta hazırlama, otopsi, dinlenme alanları, morg, sığınak, ferah bekleme alanları, depo, arşiv, pansuman, psikolojik test, efor, EKG, EKO ve soğuk odaları yer alıyor. 17 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilen ve 30 bin 350 metrekarelik kapalı alanı bulunan hastane, 12 blokta toplam 62 polikliniğiyle hizmet verecek.

Geniş otoparkı da bulunan hastane, 500 günde vatandaşların hizmetine sunuldu.

Reklam
Reklam