LEFKOŞA (İHA) - Siyasi partilerle örgütlerden destek isteyene Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Dava Denktaş'ın değil, milletin ve Türkiye'nin davasıdır" dedi.
Kenan Atakol başkanlığındaki Çevre Koruma Vakfı'nı kabul eden KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, açıklamalarda bulundu. "Yıl sonuna kadar Kıbrıs meselesi halledilmezse AB trenini kaçıracağız" yaklaşımında bulunanları eleştiren Denktaş, şöyle konuştu:
"Sanki bizi eşit şartlarda kabul etmiş bir tren varmış da o treni kaçıracağız diye bir endişe var. Biz bu trene Kıbrıs Türk halkı olarak sahip çıkmak istiyoruz. Yani giden trenin Kıbrıs treni olmasını istiyoruz. Klerides'le görüşmeleri bu nedenle başlattık. Çünkü giden tren Kıbrıs treni değil ve Kıbrıs değildir, Rum trenidir. Siyasi maksatla yola çıkmıştır. Siyasi maksat da Türkiye'nin buradaki haklarını ortadan kaldırmaktır. Derhal kaldırmasa bile Avrupa Birliği üyeliği yoluyla zaman içerisinde eritmek ve yok etmektir ve bize verilmiş olan veya kurtardığımız haklarımızı yozlaştırmaktır."
Rumlar'ın Kıbrıs Türkü'nün egemenliğini ve devletini kabul etmediğini belirten Denktaş, buna karşın Rum yönetiminin yaklaşımını şöyle özetledi:
"Kıbrıs cumhuriyeti vardır; egemen cumhuriyet odur. Bu egemen cumhuriyetin anayasasını değiştiririz, size bölgenizde idari haklar veririz. Ama o bölgenin içerisine resmi sahiplerin girmesi haktır, bunu kabul edeceksiniz. Ayrıca 3'te 1 toprağınızı da tekrar Rum idaresine iade edeceksiniz. Türkiye'nin garantörlüğü devam etsin, ama Birleşmiş Milletler askerleri Türkiye'ninkine denk hatta onun fevkinde (üzerinde) garantörlük hakkına sahip olacaktır."
UZLAŞMA DEĞİL TESLİMİYET Bu şartlarda anlaşma yapmanın uzlaşma değil, teslimiyet olacağını vurgulayan Denktaş, "Bu şartlarda gözü kapalı evet diyen yüzde 1 topluluğumuz var. Ama yüzde 99 insanımız 'haklarımızı koruyarak gidelim' diyor. Haklarımızın korunabilmesi için de devletin ve egemenliğin korunması şart" dedi.
Anlaşma ve uzlaşma isteyen kesimlerin, Rumlar'ın taleplerini dile getirmediklerini ve dünyanın da bundan "Denktaş'ın korumaya çalıştığı şeyleri halkı istemiyor" mesajını aldığını belirten KKTC Cumhurbaşkanı, isim vermeden ilgili kesimlere şu çağrıyı yaptı:
"Avrupa Birliği'ne devletler üye olur. Rum'u senin de devletin olarak kabul ediyorlar. Sen bunu kabul ediyor musun; evvela onu söyle. Kabul etmediğini söyle. Etmeyeceğini de söyle ki; Avrupa Birliği'ni 'Kıbrıs Türkleri'nin çoğu ister ve Denktaş bırakmaz, Türkiye bırakmaz' diye aldatmasınlar. 'Devlet olarak, hükümet olarak Avrupa Birliği Kıbrıs Rumu'nu alıyor ve seni de onun içinde, onun vatandaşı olarak alıyor. Razı mısınız' diye soruyorum, 'Hayır razı değiliz' diyorlar. Bunu dışa söyleyin. Çünkü aksi takdirde senin Avrupa Birliği'nde statün yok. Kabul ettiği devletin içinde azınlıktan başka bir statün yok. Biz eşit statümüzü kabul ettirmek için uğraşıyoruz. Statüde direndiğini dünyaya da söyle, herkese söyle."
Denktaş, Rum liderlerle görüşen siyasilere de şu çağrıyı yaptı:
"Söyleyin o karşınızdaki insanlara; ambargonun kaldırılması için dünyayı ayağa kaldırın. En büyük insanlık dışı cezayı veriyorlar bize. Sebep ne diye sorun. Bu cezayı Avrupa Birliği mahkemelerinde yasal hale getirdiler. Hani, nerede protestosu. Spor ambargosunu kendi içimizde konuşuruz. Nerede bunun bütün örgütler, sivil örgütler tarafından ele alınıp 'bu haksızlıktır, bu adaletsizliktir' diye protesto edilmesi. Evet uzlaşma, tanışma. Güzel laf bunlar, tabii uzlaşacağız, tabii tanışıp buluşacağız. Ama uzlaşmak için hangi fedakarlığı yapacaksın. Statünden ve devletinden fedakarlık yaparak uzlaştığın takdirde, uzlaşmış değilsin, teslim olmuş demeksin."
Doğruların, gerçeklerin açıkça söylenmesi suretiyle davaya destek verilmesini isteyen Denktaş, "Dava Denktaş'ın davası değildir. Dava hepimizin, milletin davasıdır. Türkiye'nin davasıdır. Onun için bunları her fırsat bulduğumda söylerim" ifadelerini kullandı.