Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 3-5 yaştaki okullaşma oranının OECD ortalamalarına çıkartmalarının ülkede eğitimde fırsat eşitliğiyle ilgili şu ana kadar atılmış en önemli adım olduğunu bildirdi.
Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Hazırlık Toplantısı'na katılan Bakan Özer, 1 yılda 3 bin anaokulu, 40 bin ana sınıfı yapmayı hedeflediklerini kaydetti.
10 ay gibi bir sürede yüzde 78 olan 5 yaş okullaşma oranını yüzde 93'e çıkardıklarını anımsatan Özer, şöyle konuştu:
"Hiçbir yılda bir eğitim kademesindeki okullaşmalarının böyle bariz bir şekilde arttığını gördünüz mü? Okul öncesi ne için önemli? Bizim şu andaki eğitimimizin en köklü problemi okullar arası başarı farkı. Aslında kaynağı okul öncesine dayanan, okul öncesindeki bir kesim öğrencilerimizin okul öncesi eğitime üç yaşla başlayıp üç yıl bu eğitim alıp birinci sınıfa gelirken, büyük bir kısmının okul öncesi eğitme hiç erişememesinden kaynaklanıyor. Bu okul öncesi eğitimdeki erişim farklılığı kısıtlaması birinci sınıfa girdiği zaman okulda hazır olunmuşluk farkı olarak ortaya çıkıyor. Eğitimin ilk kademesinde bu fark ortadan kaldırılmadığı zaman eğitimin ilerleyen kademelerinde artıyor. Okullar arası başarı farkı olarak bizim çözmemiz gereken bir eğitim problemi olarak önümüzde duruyor. Atmış olduğumuz adım, 3-5 yaştaki okullaşma oranının OECD ortalamalarına çıkartmak bu ülkede eğitimde fırsat eşitliğiyle ilgili şu ana kadar atılmış en önemli adımdır."
Okullar arası farklılıkları bitirmek için çalıştıklarını aktaran Özer, bu kapsamda imkanı az olan okullara pozitif ayrımcılık yaptıklarını, onları daha iyi noktaya taşıyabilmek için 2,92 milyar lira kullandıklarını anlattı.
- Okullardaki kitap sayısı arttı
Bakan Özer, 26 Ekim 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde kütüphanesiz okul kalmaması için proje başlattıklarına değinerek iki ay gibi bir sürede kütüphanesiz okul kalmadığını anlattı. Bu iki ayda 16 bin 361 kütüphane yaptıklarını kaydeden Özer, 28 milyon olan kitap sayısını 70 milyona çıkardıklarını, yıl sonuna kadar bu sayının 100 milyona ulaşacağını söyledi.
Mesleki eğitimin ülkede kanayan yaralardan biri olduğunu kaydeden Özer, şöyle konuştu:
"28 Şubat sürecinin bu ülkeye vermiş olduğu eğitimdeki en büyük maliyetlerden bir tanesi. İmam hatip liselerinde ve meslek liselerinde okuyan öğrencilerin mezun oldukları zaman yükseköğretime erişimini engelleyen, 1999'da yürürlüğe giren ve 2012 yılında ancak kaldırılabilen katsayı uygulaması iş gücü piyasasının aradığı elemanı bulamamasına yol açtı. Daha önceden akademik olarak başarılı öğrencilerin bildiği meslek liselerinin hiçbir yere yerleşemeyen öğrencilerin gittiği liselere dönüştü. Ve aynı zamanda bu uygulama okullar arası başarı farkının çok daha derinleşmesine yol açtı. Normalde bir eğitim sisteminde okullarda sınıflarda heterojen öğrenci grubu olması istenir yetenek anlamında. Çünkü akran öğrenmesi en kritik öğrenmelerden bir tanesidir. Akademik olarak başarılı ve başarısız öğrencilere homojen olarak belli lise türlerinde kümelediğimiz zaman ortaya çıkan manzara akran eğitiminin ortadan kalkmasıdır. Meslek liselerinde son 2-3 yılda atmış olduğumuz adımlarla artık sorunları konuşulan bir mesleki eğitim değil, üretim yapan, akademik başarılı öğrencilerin gittiği, Ar-Ge merkezlerinde fikri mülkiyet kapsamında patent, faydalı model, marka tasarım tescilleri alan yurt dışına ihracat yapan bir meslek lisesi camiası çıktı."
Bakan Özer, 25 Aralık 2021 tarihli Mesleki Eğitim Kanunu ile getirilen değişikliklerin hem işverenlerin hem de gençlerin memnun eden bir meslek eğitim modeli ortaya çıkardığına işaret etti. Bu değişiklikle birlikte çırak ve kalfa sayısının 159 binden bugün 593 bine çıktığını anlatan Özer, "Yıl sonuna kadar 1 milyona çıkartacağız. Artık bu ülkede 'Aradığım çırağı, kalfayı bulamıyorum.' diye söz söylenemez hale gelecek. Katsayı uygulamasından önce tüm Türkiye'deki o mesleki eğitimin en güzel olduğu söylendiği günlerde tüm Türkiye'deki çırak sayısı 249 bin 774. Bugün 593 bin. Yani katsayı uygulamasının önceki durumu aşmış bir durumda. Yani katsayının hasarını tedavi ettiği gibi, ondan önceki durumdan da çok iyi duruma geçmiş ki yıl sonuna göre çok daha iyi noktaya gelecek." ifadelerini kullandı.
Bakan Özer, hiçbir eğitim sisteminin öğretmenin niteliğinin üzerine çıkamayacağının altını çizerek bu bilinçle öğrencilerin kişisel ve mesleki girişimleriyle ilgili her türlü desteği verdiklerini, öğretmenlerin aldığı eğitimleri artırdıklarını anlattı.
Öğretmenlik meslek kanuna ilavelerle öğretmenlerin haklarının çok daha iyi noktaya taşınacağına işaret eden Özer, "Ama bu Öğretmenlik Meslek Kanunu bir başlangıçtır. İşte bu kariyer sistemiyle uzman öğretmenlik ve başöğretmenlikle öğretmenlerimizin almış oldukları eğitimleri değerlendirelim, hem de özlük haklarında ciddi bir iyileşme sağlayalım istedik." dedi.
Uşak Valisi Turan Ergün de kentte 306 devlet okulu, 49 özel okul olmak üzere toplam 355 okulda, 5 bin 409 öğretmenle 60 bin 805 öğrenciyi en iyi şekilde eğiterek geleceğin Türkiye'sinin inşası yolunda çaba harcandığını belirtti.
İl Milli Eğitim Müdürü Bülent Şahin, yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Toplantıya, AK Parti Uşak Milletvekilleri Mehmet Altay ve İsmail Güneş, Uşak Belediye Başkanı Mehmet Çakın, Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş ve okul müdürleri katıldı.
(Bitti)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz