Mimar Sinan'a cam kafes

Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'ne devredilen Atik Valide Külliyesi'nin şifahanesi projeye aykırı olarak restore edildi.

Aralık ayı başında Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'ne devredilen Mimar Sinan'ın bilinen son yapıtı Atik Valide Külliyesi'nin şifahanesi restorasyonla tanınamaz hale geldi. 1. derece tescilli bir yapı olan külliye hazırlanan restorasyon projesine aykırı olarak düzenlendi. 2004 yılından sonra külliyeyle ilgili bütün çalışmaları yürüten ve restorasyon projesini hazırlayan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi eski öğretim üyesi Z. Ayşe Kantarcıoğlu (Aykıl) yapılan işlemlerin yapının ruhunu öldürdüğünü söyledi.

gorselgurultuler.com internet sitesinin haberine ve paylaştığı fotoğraflara göre, şifahanenin iç bahçesine bakan revakların önü tamamen camla kapatılırken iç bahçeye çıkış için otomatik kapılar yerleştirildi. İç bahçenin de kafeterya olarak hazırlandığı görülüyor.

Restorasyodaki değişiklik Ayşe Kantarcıoğlu'nun (Aykıl) hazırladığı restorasyon planının tamamen dışında yapıldı. Kantarcıoğlu ise restorasyon projesinde değişiklik yapılabilmesi için "mesleki, etik ve hukuki olarak" kendisinden izin alınması gerektiğini belirtiyor.

2010 yılında Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'ne devredilen yapı, daha öncesinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne verilmişti. Restorasyon projelerinin hazırlanıp onaylanması için koruma kuruluna sunulduğunu fakat yıllarca bir türlü onaylanmadığını söyleyen Kantarcıoğlu, kendilerinin hazırladıkları projelerin külliyenin Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi'ne devrinden sonra iki ay içerisinde onaylandığını belirtti.

Bu arada, yapının üniversitenin güzel sanatlar fakültesine bağlı geleneksel Türk sanatları bölümü ile güzel sanatlar meslek yüksekokulu olarak kullanılması planlanıyor.

Yapılan restorasyonla ilgili "Avlu algısını ortadan kaldırıyor. Bu bir Mimar Sinan eseri; Mimar Sinan'ın bilinen son yapıtı ve çok değerli bir yapı grubu. Burası orta avlulu, revaklı, yürüme yollarıyla algılanan bir mekân. Yapılan işlem bu algıyı tamamen yok ediyor" diyen Kantarcıoğlu "Bu haliyle baktığınızda buranın revaklı, avlulu bir yapı olduğunu hissetmiyorsunuz.
Yapılan işlem yapının mimari yapısını ve ruhunu yok etmiş. Verilen en büyük zarar bence bu" diye konuştu.

Cam bölmenin çatı ucunda ve yerde monte edildiği yerlerin de incelenmesi gerektiğini söyleyen Kantarcıoğlu, yapıya fiziki olarak da kalıcı hasar verilmiş olabileceğini söyledi. Kantarcıoğlu "Bir Mimar Sinan yapısına bu yapılamaz" dedi.

Konuştuğumuz TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı C. Sami Yılmaztürk ise Osmanlı'nın torunu olmakla övünen siyasi iktidarın Osmanlı mirasını siyasi malzeme olarak kullanmaktan öteye gitmediğini gösterdiğini söyledi. Mirasa rant gözüyle bakıldığını söyleyen Yılmaztürk, "Bugün yaptığımız tespitlerde bu komplekse uygun olmayan üniversite eğitim fonksiyonu verildiğini görmekteyiz. Eski esere yoğun müdahale getiren, dolayısı ile yapıya zarar veren bir fonksiyon kabul edilemez" derken uygulamanın üniversitenin ihtiyacına yönelik yapıldığını, bununla yapının özgünlüğünü yitirdiğini belirtti.

Yılmaztürk, müdahalenin 2863 sayılı Koruma Mevzuatı'na aykırı olduğunu belirtirken eğer koruma kurulu onaylamışsa da kurulun suça ortak olduğunu vurguladı.