Bugün bile şifrelerinin çözülemediği eserleriyle, dünyanın en önemli mimarı olan Mimar Sinan'ı yaptığı camiler, hastaneler, köprüler ve saraylarla tanıdık. Ama Sinan'ın, padişah kızına olan aşkını birçoğumuz bilmiyoruzdur.
İşte Mimar Sinan'ın Mihrimah Sultan'a olan aşkı...
[**
**](http:// https://www.mynet.com/mimar-sinanin-sirlari-110100522205)
Fotoğrafta görmüş olduğunuz camii Üsküdar'ın sembollerinden, Mihrimah Sultan Camiidir. Mimar Sinan'ın eserlerinden biri olan bu yapı, padişahın kızı, Mihrimah Sultan'a olan aşkını anlatmıştır.
Mihrimah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olma kızıdır. Hürrem ile Kanuni efsane aşklarını anlatması için, dünyalar güzeli kızlarına Farsça'da "ay ve güneş" anlamına gelen Mhirimah adını koymuştur.
Kanuni'nin gözünden sakındığı kızı Mihrimah Sultan, ergenlik çağına geldiğinde çok güzel bir genç kız olur. 17 yaşına geldiğinde ise iki talibi olur. Bunlardan biri sarayın baş mimarı olan Mimar Sinan, diğeri de Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa'dır.
Mimar Sinan, Padişah'ın kızına deliler gibi aşıktır. 50 yaşında olan Sinan ilerlemiş yaşına rağmen söz dinletememiştir kalbine...
Her ne olursa olsun Mihrimah'ı Babası Kanuni'den isteyecektir. Rüstem Paşa da padişahın kızı ile evlenmek ister, ve ikisi de padişahtan biricik kızı Mihirimah'ı talip olurlar.
Kanuni, kızını devlet kademesinde olan birine vermek niyetindedir. Ve Mihrimah sultan'ı Diyarbakır valisi Rüstem Paşa ile evlendirir.
Zaten sevdiğine ulaşamayan ve büyük bir sevda buhranına düşen Mimar Sinan'dan, Kanuni, kızının adına bir camii yapmasını ister.
Mimar Sinan bunu seve seve yapar. Sanki camiyi yapınca Mihrimah'a kavuşacakmış gibi...
Her bir taşına ona olan aşkını kazır, camiinin mihrimah kadar güzel olmasını ister. Çünkü camii sultanın adını taşıyacaktı.
Üsküdar'a yapılması istenilen camiinin yapımına 1540 yılında aşlar Mimar sinan. Tam 7 yıl emek veririr ve 1547 yılında tamamlar camiiyi.
Hatta camii'ye mihrimahın beline kadar uzanan saçlarından ilham alarak, silüetini yansıtan bir görüntü vermiş olduğu da bilinir...
Mihrimah Sultan Camii iki minarelidir. Sinan bu caminin sevdiği Mihirimah'ı anlatmak istemiştir. Camiiyi tamamladıktan 14 yıl sonra kendi yalnızlığını ve aşkını anlatan bir camii yapar.
İstanbul'un en yüksek tepesi olan yerde, Edirnekapı surlarının yanına yaptığı ikinci Mihrimah Sultan Camii adeta Mimar Sinan'ın yalnızlığını anlatmaktadır.
Bugün bizleri hayrete düşüren şudur ki; Mihrimah Sultan'ın da doğum günü olan 21 Mart günü, Mimar Sinan'ın Edirnekapı'da yaptığı ve kendi yalnızlığını anlatan bu caminin minaresi arkasından güneş batarken, Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii'nin o iki minaresi arasından ay doğmaktadır. Unutmayalım ki Mihrimah ay ve güneş anlamına gelmektedir! Acaba ney anlatmak istemişti büyük mimar benim güneşim batarken ay doğuyor mu demişti?...
Camilerin yapıldığı yerlerin tesadüf olmadığını da görüyoruz burada. Güneşin batış ve ayın doğuşunu izleyebileceğimiz camiiileri.
Caminin içi Camii dışarıdan heybetli görünse de içerisine girdiğinizde büyük bir cami ile karşılaşmıyorsunuz. Duvarları, tavanı, minberinde en ince noktalara kadar el işelmelerini görüyorsunuz...
Civarında en işlek caddelerin olması sebebiyle caminin bahçesi vatandaşlar tarafından da kestirme bir yol olarak kullanılıyor.
Caminin bahçesinde Kaptanı derya paşanın mezarı da dahil olmak üzere sarayda mihrimah sultanın dadısınıın ve saray çalışanlarının mezarları bulunuyor.
Cami çalışanlarından aldığımız bilgiye göre bu sene restore edileceğini öğreniyoruz.