Ölen ya da kanunen gaip kabul edilen kişilerden geriye kalan tanıdıklar, birinci ya da ikinci dereceden akrabalar o kişinin mirasından faydalanma hakkı kazanır. Ancak medeni kanun tarafından kabul edilen akrabalıklar ve kişiler mirasçı olarak kabul edilebilir. Miras sebebi ile mirasçılar arasında çıkan anlaşmazlıklar ya da farklı durumlar nedeni ile dava da açılabilmektedir.
Miras nedeni ile hak davası açılarak, mirasçı sıfatı ile mirasçılara tereke yani kalan miras üzerinden sahip oldukları hakkı korumak için özel bir dava hakkı düzenlenmiştir. Bu hak miras davasıdır. Kendisinden miras kalan ya da bilinçli olarak kendi tercihi ile miras paylaştırması yapan kişiye muris adı verilmiştir. Bakma yetkisi Asliye Hukuk mahkemelerinde olan miras davaları, murislerden kalan malların paylaşımında bir sorun yaşandığında, mirasçılar arasında bir anlaşmazlık çıktığında açılabilir.
Zamanaşımı süreleri en uzun olan dava türlerinden biri de miras davalarıdır. Dava edilen kişi ya da kişilerde iyi niyet tespit edilirse bu durumlarda zamanaşımı on yıl olabilir. Ancak karşı tarafta art niyet olduğu kanunen tespit edilirse zamanaşımı süresi yirmi yıla kadar uzatılmaktadır.
Miras davası açma hakkı herkese verilmez. Kanunlar gereği miras davası açma hakkı yalnızca yasal olarak mirasçı kabul edilen ya da atanmış mirasçılar olarak kanunen ilan edilen kişiler tarafından miras davası açılabilir. Davacı olan taraf kendi mirasçılık hakkını noterden alabileceği mirasçılık ya da diğer adı ile veraset belgesi ile ispat edebilir. Dava konusu olan her türlü malın davacı tarafından terekeye ait olduğu da ispatlanmalıdır. Miras nedeni ile açılan hak davası, tereke mallarına el koymuş, herhangi bir nedenle bu malları ya da parayı alıkoymuş olan kişilere karşı da açabilmektedir.