Daha önce Sars CoV-2 virüsüne maruz kalmış ve koronavirüse yakalanmış çocuklarda virüsün bağışıklık sistemini tetiklemesi nedeniyle oluşan MIS-C, yani “multisistem inflamatuar sendrom” görülebilmekte. Vatandaşlar MIS-C hastalığı nedir, MIS-C hastalığı belirtileri neler gibi soruları merak edip araştırmaya başladı. Peki MIS-C hastalığı nedir, MISC-C sendromu belirtileri neler?
Koronavirüs hastalığı sonrası çocuklarda görülen MIS-C sendromu anne babalar tarafından araştırılmaya başlandı. Daha önce Covid-19 geçirmemiş veya test edilmemiş olan çocuklarda da MIS-C hastalığı gelişebilmekte. Ancak burada temas öyküsünün sorgulanması oldukça önemli. Çocuklarda ev içi ve dışında her türlü Covid-19 hastası ile temas etmesi risk faktörü olup, bu hastalarda daha önce virüs ile enfekte olma durumu hakkında bilgi veren antikor testlerinin mutlaka çalışılması gereklidir. MIS-C hastalığı, aynı zamanda Covid-19 geçiren her çocukta da oluşmamaktadır. Covid-19’u çok hafif şikayetler ile geçirenler kişiler de, yaklaşık 2-4 hafta sonrasında çok ciddi bulgular ile sağlık kurumuna başvurabilir ve MIS-C tanısı alabilirler. Ancak hangi çocukta gelişeceğine dair başta epigenetik faktörler olmak üzere kaynağı bilinmeyen pek çok faktör mevcuttur. Covid-19’un aksine MIS-C bulaşıcı bir hastalık değildir.
Özellikle koronavirüs temaslısı olan çocuklarda aşağıdaki belirtilerin görülmesi durumunda doktora başvurulması önem içermekte;
İlk belirti olarak 24 saatten uzun 38 derecenin üzerinde dirençli ateşin varlığı,
İshal, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi mide ve bağırsak sistemi ile ilgili belirtiler,
Vücutta çeşitli döküntülerin olması,
Gözlerde çapaklanma olmadan kızarıklıklar, kanlanmaların olması (konjonktivit),
Mukoz membranların tutulumu (kırmızı veya çatlak dil vb, çatlayan dudaklar)
Baş ağrısı,
Solunumsal sorunlar (hızlı soluma, solunum zorluğu),
Kas ve eklem ağrıları,
El ve ayak derileri başta olmak üzere vücudun her yerinde oluşabilecek ciltte meydana gelen soyulmalar.
Tedavisi mümkün olan bir rahatsızlık olan MIS-C iyi tedavi edildiğinde kalıcı hasar bırakmayan bir hastalıktır. Tedavi edilmeyen kişilerde ise başta koroner damarlar olmak üzere bazı ciddi sağlık problemleri oluşturabilmektedir. Bu hastaların özellikle çocuk kardiyolojisi ve çocuk enfeksiyon hastalıkları gibi bölümler tarafından, tanı-tedavi aşamasında ve de tedavi sonrası dönemde takip edilmesi gereklidir.