Misafir Geldiğinde Evde Değişen Şeyler

Eve misafir gelmeden başlayan olağanüstü halde yaşananlar ve normal zamanlardan farkı.

Evde girmenize bile izin verilmeyen, varlığını dahi unuttuğunuz misafir odası kullanıma açılır.

Tüm evin o rahat havasının aksine misafir odaları, rahatlık yerine gösterişe göre düzenlendiği için zaten günlük kullanımda tercih edilmez ama ederseniz de anneniz sizi oraya hayatta koymaz, kirletir, pisletirsiniz diye. Misafirin gelişiyle siz de unutmaya yüz tuttuğunuz bu odayı tekrar hatırlar, "aa böyle bir oda vardı sahi" dersiniz.

Tozlanmasın, kirlenmesin diye koltuklara serilen örtüler açılır.

Yazlıklarda uygulanan bu yöntem evlerimizde misafir odalarında da uygulanır. Hatta bazı evlerde koltukların üzerindeki naylon poşetin kullanımdan sonra tekrar serildiği rivayet edilir.

Reklam
Reklam

Günlük kullandığınız ev havluları yerlerini ince işlemeli, dantelli havlulara bırakır.

"Biz niye kirçimiş havluları kullanıyoz ya, misafir kadar değerimiz yok mu?" demek istersiniz de sesiniz çıkmaz.

Misafir sabunları ortaya çıkar. Sizin kullandığınız o beyaz kalıp sabunlar yerini renkli, kokulu, pahalı sabunlara bırakır.

Bir kere açıldıktan sonra size kalırlar zaten, o kadar büyütmemek lazım. Misafir geçici siz kalıcısınız ;)

Bayram temizliğinden hallice temizlik yapılır.

Cilala parlat, cilala parlat...

Normalde giyilen eski terlikler yerini misafir terliklerine bırakır.

Pofuduk terlikle misafirin önüne çıkılmaz diyip size de bunlardan birini giydirirler bir de! Misafir terliği kavramı biz Türklere özgüdür. Misafir terliği diyince herkesin aklına aynı resim gelir.

Gümüşler parlatılır.

Sigara külü ya da diş macununu pamuğa dökerek silinir genellikle ama şimdilerde gümüş temizleme losyonları çıktı eski gelenekler yok oldu :(

Yemek yenilecekse, günlük kullanımdaki melamin tabaklar yerini porselen tabaklar, kristal bardaklar alır.

Adaletin bu mu dünya :(

Reklam
Reklam

Her gün giyilen çamaşır sulu eşofman altları, yer bezi olmaya uygun t-shirtler yerini bayramlık kıyafetlere bırakır. Biz doğuştan aristokratız imajı verilir.

Anne, baba, sen misin? O kadar belli bir değişimdir bu, televizyondaki değişim programlarına katılsalar bu kadar değişemezler.

Anne babanın ses tonları bir kaç oktav inceleşir.

İnce sesle konuşunca kibarlaşıldığı düşünülüyor olabilir.

Eski İstanbul beyefendilerinin, hanımefendilerinin bile kullanmadığı fiyakalı kelimeler kullanılmaya başlanır mamafih kulağa çok komik gelir.

Adeta bir Bülent Ersoy, bir İlber Ortaylı kesilirler başımıza. Onları dinleyince "çok cahiliz keşke ölsek" diyesimiz gelir.

Misafire sorulması vacip cümleler kurulur;

Nasılsınız İnşallah?

İyiyiz elhamdülillah, sizler?

Ayhan Bey siz nasılsınız, işler nasıl?

Çok şükür, kendi yağımızla kavruluyoruz. Sizde yaramaz bir şey yok İnşallah?

Herkes sırayla birbirine bu tarz sorular sorar. Verilen cevaplar da sorular gibi sabittir.

Çocuklar nasıl?

İyiler Sevim teyzesi ellerinizden öperler.

Reklam
Reklam

Sizin kız da pek büyümüş, Maşallah büyümüş serpilmiş, bir güzelleşmiş.

Ay büyüdüler teyzesi, güzellik önemli değil, şansı bahtı güzel olsun da allah iyi baht versin...

Oğlan ne yaptı, iş bulabildi mi?

Sorma Şevki Beyciğim, geçende bi şirketle görüştü, olumlu da geçmiş lakin askerlik mevzusu var bizim keratanın. Şimdi doktora mı yapsam yoksa askerliği mi aradan çıkarsam diye düşünüyor. Kararsız yani anlayacağınız...

Eee daha daha...

Tüm sohbetin tıkanma noktasında bu soru gelir, sorgu sual kısmının bitip havadan sudan konuşmanın başladığının işaretidir bu soru.

Havalar da çok sıcak!

Öyle öyle, küresel ısınma diyorlar...

Ne olacak bu devletin hali?

Hükümet kurulur, hazır kurulmuşu varsa bozulur yenisi yapılır. Bakan atanır, ekonomi düzeltilir yani iki lafın arasında dünya kurtarılır.

Evlat övülür.

Normalde hiç bir yaptığınızı beğenmeyip, bak Keriman'ın oğluna/kızına diye örnek gösterip sizi yerin dibine sokan sanki kendileri değilmiş gibi ne hikmetse birden sizi övmeye başlarlar. Bizim kız/oğlan da şunu yaptı, buraya gitti, terfi aldı gibi şeylerle aslında sizi değil de sizin üzerinizden kendilerini över, "ben yetiştirdim bak" kıvamında kendilerine iyi aile kredisi alırlar.

Reklam
Reklam

Misafirin adımını kapıdan dışarı atmasıyla birlikte eski düzene dönülür.

Ohh be dünya varmış!