Mısır'da Darbe Karşıtlarına Yönelik Katliam

CEMAL AŞAN - Müslüman ülkelerin, batının çıkarları adına kendi halklarına zulmetmeye devam ettiğini belirten Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Sosyoloji Bölümü

CEMAL AŞAN - Müslüman ülkelerin, batının çıkarları adına kendi halklarına zulmetmeye devam ettiğini belirten Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aytaç Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbeye karşı çıkan savunmasız ve şiddet eylemlerinden uzak halkın, ağır silahlarla katledilmesinin insanlık ve Müslümanlık adına üzüntü verici olduğunu belirtti. Mısır'ın bağlı olduğu Osmanlı devletinden de önce batılılaşmaya başlayan bir ülke olduğunu ve Osmanlılardan önce Avrupa'ya öğrenci gönderdiğine dikkati çeken Yıldız, Mısır'ın batı dışı bir uygarlık olarak modernleşme serüvenine odaklanması gerektiğini vurgulayarak "Her şeyden önce orada ölen insanlar var. Hayatlarını kaybeden çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gençler ve onlarca savunmasız ve masum sivil halkın canına kastedilmesi bölge adına, Müslümanlar, dünya adına ve Mısır gibi kadim bir medeniyet adına üzüntü verici bir durumdur. Mısır'ın, Batı dışı bir uygarlık ve topluluk olarak modernleşme serüvenine odaklanması gerekir. Avrupa kendi dışında olan milletlere ve devletlere yaklaşık 300 yıldır, Fransız ihtilalinden önce başlayan bir süreçte ben modernleştim, geliştim, ilerledim diyor. Onlara göre, Batılı olmayan toplumların ve ülkelerin modernleşmesi gerekir. Yaklaşık 300 yıldır bunu yapmaktadır" dedi. - "Türk medyasının olayları olduğu gibi vermesi çok önemli" Türkiye medyasının, özellikle Anadolu Ajansı ve TRT'nin katliamın yaşandığı bölgelerde yayın yaparak olayları çarpıtmadan detaylarıyla servis etmesinin de insanların doğru bilgilendirilmesi açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Yıldız, körfez savaşının "medya savaşı" olarak nitelendirildiğini ve savaşın CNN İntenational'ın kugulayıp yönettiği, bitirdiği bir savaş şeklinde görüldüğünü anımsattı. O dönemler Türkiye'deki özel yayın organlarının yeni yeni kurulduğunu hatırlatan Yıldız, şunları söyledi: "Bu tür gelişmelerde medya kurumları çok önemli, çünkü bugün Mısır'da ne oluyor sorusuna medya aracılığıyla cevap alabiliyorsunuz. İnternet, televizyon, gazete gibi medya araçlarıyla olup bitenlerden haberdar oluyoruz. Olayların çarpıtılmadan doğru bir şekilde verilmesi açısından Türkiye'nin yayın organlarının orada bulunması çok önemli. Gezi olayları sırasında İngiltere ve Portekiz'den arkadaşlarımın bana attıklarıyla, bizim gördüklerimiz arasında çok büyük farklar vardı. Orada medyanın onlara sunduğuyla bizim burada gördüklerimiz arasında yüzde elli abartı farkı vardı. Taksim'de insanları kesmişler, doğramışlar diyorlardı. Oralardaki medya kurumları eski görüntüleri montajlayıp oradaki insanlara servis etmişler. Bu durumda medya çok önemli. Ama şimdi Mısır'daki olaylarda bir günde 560 kişi hayatını kaybetti. Ancak hiç kimsenin kılı kıpırdamadı. Ama Türkiye'de bir kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, AB açıklama yaparak Türkiye'yi demokratik değerlere sahip çıkmaya davet etmeye çalıştı. Hemen açıklamalar yapıldı. Ancak binlerce insanın ölmesine sessiz kalındı. Bu sessizliği vicdan kabul eder mi?" - "Türkiye'de Mısır'la ilgili iki temel yaklaşım var" "Bugün Mısır'da yaşananlar ve onlarca masum insanın ölmesi hepimizin utanması için yeterli bir nedendir" diyen Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün, Türkiye'de Mısır ile ilgili iki temel yaklaşım vardır. Bunlardan birincisi, seçilmiş birisi gittiği için Müslüman Kardeşler ve Mursi destekçileri soklardan ve meydanlardan ayrılmasın ve son kişi kalıncaya kadar demokrasiyi savunsun. İkinci görüş ise, kanlarının son damlalarına kadar meydanlarda direnmeleri doğru değil. Çünkü, bu insanlar öldürülüyorlar. Son bir haftada bin kişinin üzerinde insan öldü, şimdi daha fazla ölecek. Daha fazla insanın kanının dökülmemesi için Müslüman Kardeşler ve Mursi uzlaşmaya gitsinler şeklinde görüş var. Eğer bu olmazsa darbe yönetimi terör bahanesiyle İhvan'ı tamamen sistemin dışında bırakmak isteyerek yer altına çekmeye çalışacak. Bu da Amerika ve İsrail'in en çok istediği şeydir. Tarihinde hiç şiddete başvurmamış olan Müslüman Kardeşler, bu kez silahlanıp şiddete başvuracaklar. Bundan çıkar sağlayacak olan kesim ise Batı olacak." Yrd. Doç. Dr. Aytaç Yıldız, modernleşme parametreleri açısından bakıldığı zaman batının ikiyüzlülüğünün daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığını dile getirerek "Onlara göre eğer Müslüman Kardeşler iktidarda kalırsa İsrail'in güvenliği tehlikede demek. Bu durumda dünyanın en etkili lobisi olan Amerika'nın Yahudi lobisi devreye girerek yanlarına Almanya ve diğer ülkeleri de alıp seçilmiş bir iktidarı devirdiler. Bu öncelikle Batı'nın kendi değerlerine ihanettir. Fransa ihtilalinden bu yana dünyaya demokrasi dersi veren, her yerde gururla övünen Batı'nın ikiyüzlülüğünün en açık ve net fotoğrafıdır Mısır'daki bu olaylar" diye konuştu. Mısır halkının yüzde 80'inin yoksulluk sınırında yaşamasına rağmen seçilmiş elit kesimin, iktisadi çıkarmalardan istedikleri gibi yararlandıklarını belirten Yıldız, insanların ilk kez bu duruma itiraz ettiğini, sandığa giderek kendi iradeleriyle oy kullandıklarını, ancak batının bu duruma bile saygı göstermediğini sözlerine ekledi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: