İSTANBUL (İHA) - Yasadışı Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) örgütüne yönetici ve üye oldukları iddiasıyla 8'i kadın 23 tutuklu sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Avukatları 14 aydan beri tutuklu bulunan sanıkların tahliyelerini istedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 23 tutuklu sanıkla birlikte avukatları katıldı. 13 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 10 sanık hakkında ise 10.5 yıl ile 45 yıl arasında değişen hapis cezalarının istendiği duruşmaya sanıkların kimlik kontrollerinin yapılmasıyla başlandı. Kimlik kontrolleri sırasında tutuklu sanıklar Seyfi Polat ve Erkan Özdemir'e meslekleri ve aylık gelirleri soruldu. Her iki sanık kendilerine sorulan soruya karşılık, "Devrimciyim, devrimcilerin
maddi geliri yoktur" dedi.
Sanık Naci Güner'in kimlik kontrolünün yapılmasının ardından söz alan avukat Ercan Kanar, duruşmada güvenlik güçlerinin çok fazla olduğunu Avrupa'da sanıkların savunmalarını yaptıkları sırada avukatların basın mensuplarının mahkeme heyetinin her şeyi rahatlıkla görebildiğini savunarak, "Ben Naci Güner'i görebilmek için yerimden kalarak eğitilmek durumda kalıyorum. Diğer sanıklar için de bu öyle. Avrupa'da mahkemelerde güvenlik kapının önünde oluyor. Güvenliğinin biraz sanıkları görebileceğimiz derecede azaltılmasını talep ediyoruz" dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı sanıkların oturduğu bölümde bulunan askerlerin azaltılmasını istedi. Mahkeme başkanın kararı üzerine bazı güvenlik güçleri, sanıkların bulunduğu bölümden uzaklaşarak kenara çekildi.
Sanıklar yaklaşık 14 aydan beri tutuklu bulundukları halde dosyanın kendilerine çok geç ulaştığını ifade ederek, bu duruşmada savunma yapamayacaklarını söyledi.
Bazı sanıklar ise, siyasi kimliklerinden ötürü tutuklu bulunduklarını öne sürdü. 14 aydan beri tutuklu olduklarını ifade eden sanıklar, tahliyelerini talep etti.
Sanıkların savunmalarının ardından duruşmadaki tüm avukatları temsilen mahkeme heyetine 14 sayfalık bir dilekçe okuyan avukat Özlem Gümüştaş, "Dosya soruşturma aşamasından beri hukuka aykırı bir şekilde yürütüldü. Savcılık ve mahkeme kendini tüm Türkiye'den sorumluymuş gibi görerek, tamamında yetkiliymiş gibi hareket etmişlerdir. Kendi yetki alanlarının dışına çıkarak, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde dinlene ve yakalama kararları vermiştir. Mahkeme iddianameyi gerekçesini belirtmeden kabul etmiştir. Biz 14 aydan beri tutuklu bulunan sanıkların tahliye edilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Savunma için söz alan avukat Ercan Kanar, tutuklamanın geçici bir tedbir olduğunu, tutuklamanın süresinin uzatıldığı taktirde geçiciliğin ortadan kalkacağını savunarak, 14 aydan beri tutuklu bulunan sanıkların serbest bırakılmasını talep etti. Sanıkların kaçma şüphelerinin olmadığını ifade eden Kanar, "Sanıklara 'kaç' deseniz bile sanıklar kaçmazlar her duruşmaya gelirler" diye konuştu.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.