Teşhis ve tedavi olanakları ile korkulacak bir hastalık olmaktan çıkan MS için uzmanlar, "Günümüzde hastalığı kontrol altında tutmaya yönelik çok başarılı tedaviler geliştirildi. MS'liler hastalığı tetikleyici faktörlerden uzak dururlar ve tedavilerini aksatmazlarsa uzun ve kaliteli bir yaşam sürebilirler" görüşünde birleştiler.
Serono tarafından organize edilen Güney Akdeniz MS Toplantısı'nda, MS tedavisinde kullanılan ana ilaç interferon beta'nın 10 yıllık etkinlik sonuçları açıklanırken, MS'in genetik boyutunun da tartışıldığı iki günlük toplantıda, hastalığın gelişimini yavaşlatıcı, hastanın yaşam kalitesini arttıran güncel tedavi yaklaşımları da paylaşıldı.
MS'i tetikleyen faktörlerden uzak durun!
Prof. Dr. Mefkure Eraksoy, bugün kadar yapılan araştırmalarda, her hastanın kendine özgü MS'i olduğunu ve bu hastalığın sessizce ortaya çıktığını vurgulayarak "Patoloji, immünoloji, radyoloji görüntüleri de ortaya koyuyor ki; bu gerçekten tek bir hastalık değil! Kişilerin dirençlerini, yatkınlıklarını ve çevre faktörlerini ortaya koyarak kişiye özel tedavi geliştirmeye doğru bir gidiş var" dedi.
MS hastalığının ailesel yatkınlığı ile ilgili Türkiye'de yapılan çalışmayı da sunan Prof. Dr. Eraksoy, şunları söyledi:
"Türkiye'deki bütün nörolog arkadaşların katılmış olduğu bir çalışma bu. Dünyada da şu anda belirlenen nokta şu ki; MS, irsi, kalıtsal değil ama genetik bir yatkınlık var. Erişkin diyabeti gibi. O kişiler kilo almaz ve karbonhidrat metabolizmalarını iyi ayarlarlarsa genetik yatkınlık taşımalarına rağmen hastalığı geliştirmiyorlar. MS'te de, benzer şekilde kompleks geçiş dediğimiz 50'ye yakın gen bu hastalığa yatkınlık sağlıyor. Belirli aileler bu yatkınlığı taşıyorlar. Ama uygun çevre faktörleriyle karşılaşmazlarsa hastalığı geliştirmiyorlar. Bizim ve bütün dünyanın yapmak istediği; bu yatkınlık sağlayan genleri bulmak ve çevreden bunu tetikleyen olayları ortaya koymak ve bunların sinir dokusu içinde meydana getirmiş olduğu reaksiyonu ortaya koyup buna uygun tedavi şekli belirlemek. Dünyada bu konuda sınırlı çalışma var: İsveçlilerde yüzde 20, Kanadalılarda yüzde 20, İngilizlerde yüzde 15, Türkiye'de yüzde 5. Belki yaşam biçimimiz, belki Akdeniz diyetinden dolayı bizde daha düşük oranda. Bu araştırma; İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı'nın yaptığı, 3050 vak'alık araştırma ve sonucu yüzde 5.
Ailesinde böyle hastalık görülmeyen insanlara göre, ailesinde görülen insanların hastalıklarının başlangıç şekilleri, MR bulguları, beyin omurilik sıvısı incelemelerinde bir fark var mı? Burada yakalayacağımız ipuçları hastalığa yatkınlığı ortaya koyabilir. Çorap söküğü gibi sona doğru ilerliyoruz ve ona gore kişiye özel yeni tedavi şekilleri uygulayacağız."
MS'liye "özel" tedavi!
MS'in ilaçla tedavisinde belli oranlarda başarılı sonuçlar alındığı görüşünde birleşen MS uzmanları, éÖnemli olan hastalığı iyi tanıyıp, vücutta olabilecek değişikliklere hazırlıklı olmak ve MS'le yaşamayı öğrenmektir. Biz hastalarımıza öncelikle bunu anlatıyoruz" diyorlar.
Toplantıya İtalya'dan katılan Prof. Dr. Giancarlo Comi, İtalya'da da 50 bin MS hastası bulunduğunu, genç kişilerde özürlülüğün en önemli sebebinin de MS olduğunu söylüyor. İtalya'da, hükümetin özel bir yasa ile destek verdiğini ve MS konusunda 200 merkez kurulduğunu, hastaların bu merkezlerde her türlü tedavi ihtiyaçlarının karşılandığını da anlatan Comi, "Bu çok önemli bir karardı. Yeni uzmanlar yetişti ve tedavi imkanları arttı.
Hastalar buradan hiç para ödemeden faydalanabiliyorlar" diyor.
Yeni tanı kriterleri sayesinde hastaların daha erken dönemde tedaviye alındığını da kaydeden Comi, "Hastalığın erken tanınması, gelişebilecek özürlülüğün önlenmesi açısından çok önemli. Hastaların yaşam kalitesi göz önünde tutulmalı. Bu doğrultuda tedavileri düzenlenirse hastalık kontrol edilebiliyor" diyor.
Yunanistan'dan katılan Atina Naval Hastanesi Nöroloji Departmanı Direktörü Prof. Dr. Dimos Mitsikostas , kendi ülkesinde görülme sıklığını, yüz binde 70-90 olarak bildiriyor ve konuyla ilgili şunları söylüyor:
"Kadınlarda yüz binde 200'e kadar çıkıyor. Afrika ülkelerinde az, Güney Amerika'da orta, İngiltere ve diğer gelişmiş ülkelerde yüksek. Genelde sosyo kültürel düzeyi yüksek gruplarda görüyoruz. Biz de, bütün dünyada uygulanan tedavileri uyguluyoruz. Ama gelecekte, MS'in tamamen iyileşmesi yönünde tedaviler geliştirileceğini umuyoruz"
Prof. Dr. Mefkure Eraksoy, "MS aslında 150 yıllık bir hastalık. Ama 20 yıl öncesine kadar MS'liler ya psikiyatr ya da romatologlara giderdi. Çünkü tanınmıyordu. Çünkü, bugün bile muayenede çıkmayabiliyor. Sinir sistemi ile bağışıklık sistemi arasında moleküler düzeyde bir hastalık bu. Ve herkesin MS'i kendine özel. MR çıkınca bizim de önümüzdeki perde kalktı. Radyolojik bulgular teşhiste çok önemli. Ailesel yatkınlığı da çözersek ki, kompleks geçişli bir hastalık bu. Tek bir genle geçmiyor mi, bilinen 50 gen var... Genotip ve çevre faktörleri araştırılarak bu tetikleyiciler bulunmaya çalışılıyor. Bu tetikleyicileri ekarte edebilir ve hastalığı uzak tutabiliriz" diyor ve tetikleyen faktörleri sıralıyor:
-Margarin
-Tütün
-İşlenmiş et ve et ürünleri
-Hazır meyve suları, reçel, kola gibi yiyeceklerdeki renk verici maddeler
-Çok sıcak ortam
-Psikolojik durum