MTSO Meslek Komitesinden tabana yayılan kooperatifçilik modeli önerisi

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Kerem Baltu, üretici birliklerinin çıkarlarını gözeten, maliyetleri aşağı çeken, ortak kullanım, ortak satış yaparak hem yurt içi hem yurt dışı pazara hakim bir kooperatifleşme modeli istediklerini söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Kerem Baltu, üretici birliklerinin çıkarlarını gözeten, maliyetleri aşağı çeken, ortak kullanım, ortak satış yaparak hem yurt içi hem yurt dışı pazara hakim bir kooperatifleşme modeli istediklerini söyledi. Böyle bir model üzerinde çalıştıklarını belirten Baltu, bu modelde kooperatiflerin bağımsız olması gerektiğinin de altını çizdi.
MTSO 1 No’lu Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Baltu, komite çalışmalarını anlatarak sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Son dönemlerde komite olarak özellikle kooperatifleşme modelleri üzerine yoğunlaştıklarını belirten Baltu, doğru bir sistemin hayata geçirilmesi halinde sektörün tüm paydaşlarının sorunlarına çare olunabileceğini dile getirdi. Sektörün en ciddi sorunu olarak birlikte hareket etme kültürünün yerleşmemiş olmasını gösteren Baltu, “Sektörümüzün en önemli sorununun, üretimde ve satışta birlikteliği sağlayamamak olduğunu düşünüyoruz. Bunun için üretici kooperatifleri veya üretici birlikleri kurularak işe başlanması gerektiğine inanıyoruz. Talebimiz, uluslararası sömürgeci zihniyete sahip şirketlerin tekelinden uzak, çiftçinin-köylünün kendi toprağında işçi konumuna düşmeyeceği, toprağında söz hakkını kaybetmeden, kooperatif çatısı altında milli üretim-pazarlama seferberliği gerçekleştirmesidir” dedi.

Reklam
Reklam

“Yeni bir kooperatif modeli üzerinde çalışıyoruz”
Dev sermaye şirketlerinin devlet desteklerini arkalarına alıp Türkiye’nin imkanlarını kullanarak Türkiye’nin tarımına zarar vermesinin en büyük korkuları olduğunu dile getiren Baltu, “Bunun örnekleri maalesef dünyada fazlasıyla mevcut. Bazı ülkelerde üretilen şeker, kakao, kağıt, muz gibi ürünlerin gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’i bazı şirketlerin teklinde. Türkiye’de de böyle bir sorun yaşanmasını istemiyoruz. Tarımda bir seferberlik başlayacaksa isimde ve uygulamada milli olması geleceğimiz açısından önemlidir” diye konuştu.
Komite olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni bir kooperatif modeli üzerinde çalıştıklarını bildiren Baltu, oluşturulacak bu yapının en önemli özelliğinin ise bir şirket ya da bir yapıya bağlı kalmaması olduğunu kaydetti. Belirli bir şirket ya da yapıya bağlı kalınması halinde bir süre sonra tekelleşmenin başladığını, yalnızca bu şirketin satış yaptığı pazarlara ürün gönderildiğini, o şirketin ihtiyacı kadar üretim yapılabildiğini belirten Baltu, “Oysa kooperatifleşme modeli tabana yayılmalı. Herkes bu kooperatifin üyesi olmalı ve bağımsız bir yapı oluşturulmalı. Üreticiler kendi ürününü kendisi satmak istiyor. İsteyen istediği yere ürün gönderebilmeli, gerektiğinde üretimini artırabilmeli” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

“Mersin’de çalıştay planlıyoruz”
Sektörün tüm temsilcilerinin görüşünü ortaya koyması ve herkesin beklentisini karşılayacak doğru bir tarım stratejisi geliştirilmesi gerektiğine inandıklarını vurgulayan Baltu, bu noktadan hareketle önümüzdeki aylarda Mersin’de bir Tarım Çalıştayı düzenlemeye hazırlandıklarını anlattı. Türkiye’de benzer kooperatif modellerinin farklı illerde uygulandığını ve iyi sonuçlar alındığını kaydeden Baltu, bu modelin geliştirilip ülke genelinde tabana yayılabileceğine inandığını söyledi. Baltu, Komite olarak tasarladıkları kooperatif modelinin detaylarını ise şöyle özetledi:
“Öncelik, üretimde belirli bir standardı yakalamak olmalı. Kooperatifleşme bu noktada önemli katkılar sağlayacaktır. Kooperatifler kanalıyla köylerde, yerleşim birimlerinde teknik bilgi ve tecrübe sahibi ehil kişiler tarafından ürün yetiştirilmesi konusunda ilaçlamadan budamaya ve ürün toplamaya kadar her aşamada teknik destek verilip, üretici eğitilebilir. Yine kooperatifler ya da üretici birlikleri traktör gibi teknik ekipmana ya da teknik personele sahip olup yakıt, ilaç gibi büyük maddi gideri olan ihtiyaçları üreticiye uygun maliyetlerle temin edebilir ya da kiralayabilir. Küçük üreticiler bilinçlendirilerek devlet desteklerinden faydalanmaları sağlanabilir. Fiyat birliğine gidilip kalitede olduğu gibi fiyat konusunda da istikrar sağlanabilir.”
Sektörde yaşanan sıkıntılar ve zorluklar nedeniyle artık gençlerin tarımla uğraşmak istemediğini vurgulayan Baltu, bu durumun da sektör adına ciddi bir handikap olduğunu söyledi. Sorunların çözümüyle gençlerin yeniden tarım sektöründe çalıştırılmaya özendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Baltu, “Eğer üretici çocukları işi devralmazsa tarımın geleceği tehdit altında demektir. Bizim gençlerimiz tarımı terk ederken yurt dışındaki gençler tarım ekonomisi okuyup girdi maliyetlerini aşağı çekme yöntemleri üzerinde çalışıyor. Sorunların çözümüne yönelik kooperatifleşme çalışması bu nedenle de önemlidir” değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam

“Kalıntı ciddi sorun”
Mevcut durumda üretimde karşılaştıkları bir diğer sorunun da zirai ilaç kalıntısı olduğunu dile getiren Baltu, bunda mevcut durumda uygulanan reçete sisteminin önemli rol üstlendiğini kaydetti. Bu sistemin çalışmadığını ve acil değişmesini istediklerini ifade eden Baltu, “Mevcut durumda maalesef ilacı yazan ile satan yakın ilişkide. Oysa böyle olmamalı. Sorumlu ve zorunlu danışmanlık sistemleriyle bunların önüne geçilebileceğini düşünüyoruz” dedi.
Önerdikleri kooperatifleşme modeliyle kalıntı sorununun da en aza indirilebileceğine işaret eden Baltu, kooperatif ya da üretici birliklerinin yapacağı eğitimlerle ya da teknik desteklerle sağlanacak standart üretim ve kalite artışı sayesinde kalıntı oranlarının da düşeceğine inandığını söyledi. Hükümetlere göre tarım politikalarının değişmemesi gerektiğini de dile getiren Baltu, bu durumun sektöre zarar verdiğini anlattı.

“Komite olarak birlikte hareket etmeliyiz”
Komite olarak yürüttükleri çalışmalarda sektördeki en büyük eksikliğin birlikte hareket edememek olduğunu gördüklerini ve bu sorunun çözümüne de odaklandıklarını kaydeden Baltu, sektörün ihtiyacı olan kaynaşmayı sağlamak, birlikte hareket etme kültürünü oluşturmak adına çalışmalara başladıklarını söyledi. Her ay düzenli olarak bir sektör temsilcisinin ev sahipliğinde sohbet toplantıları düzenlemeye başladıklarını bildiren Baltu, “Bu toplantılarda sorunlarımızı tartışıp ihtiyacımız olan yetkilileri davet ederek bilgiler alıyoruz. Küme modeliyle birliktelik kurmaya çalışıyoruz. Artık bunu kurumsal hale getirmek için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Üretim dışa bağımlılıktan kurtulmalı”
Sektörün bir diğer sorununun dışa bağımlılık olduğunu belirten Baltu, tohumdan fidana, gübreden ilaca kadar birçok kalemin ithal edildiğini hatırlattı. Devlet destekli ar-ge çalışmaları ile bölgesel şartlara uygun yerli ve milli tohumlar, fidanlar üretmek gerektiğini dile getiren Baltu, “Bu noktada Agropark ile Hasat ve Hasat Sonrası Ar-Ge ve Uygulama Merkezi Projesi modelleri oldukça güzel ve öncü örneklerdir” ifadelerini kullandı.
Ürünlerin yurt dışından gelmesinin maliyetleri de arttığını, küçük üreticinin dövizdeki dalgalanmalara paralel ihtiyaç duyduğu ürünlere erişemediğini anlatan Baltu, yerli üretimin küçük üreticiyi destekleme anlamında da büyük önem taşıyacağını sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz