MURAT ÖNER TAŞ - Kapadokya'da Güzelyurt ilçesinden mübadele ile Yunanistan'a giden Rumların torunları, her yıl atalarının memleketi Güzelyurt'u ziyaret ediyor. Rumlar, gelecek kuşaklara bırakmak üzere bir dönem atalarının yaşadığı ilçede "Gelveri Tabiatları" isimli belgeselin çekimini yaptı. Güzelyurt Belediye Başkanı Kudret Özeş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1924 yılında yaşanan mübadele ile Selanik'teki Türklerin Güzelyurt'a geldiğini, eski adı Gelveri olan Güzelyurt'ta yaşayan Rumların da Yunanistan'a giderek, Kavala yakınlarında Nea Karvali isimli bir köy kurduklarını söyledi. Yunanistan'a gidenlerin yıllar geçse de atalarının yaşadığı toprakları unutamadıklarını belirten Özeş, "Mübadeleyi yaşayan Rumlar, çocuk ve torun sahibi olurken, bugün bu çocuklar atalarının yaşadığı yerleri görmek için Güzelyurt'a geliyorlar" dedi. Mübadeleden önce Rumların Güzelyurt'ta iyi bir yaşamı olduğunu ve Türklerle huzur içinde yaşadıklarını kaydeden Özeş, şunları ifade etti: "Gelveri'de yaşayan Rumlar, ticaretle uğraşıyorlardı ve zengin insanlardı. Karamanlıca lehçesiyle konuşan Rumlar, Türklerle kardeşçe, huzur içinde yaşıyorlardı. Bu dostluk İstiklal Savaşında bile bozulmazken, Cumhuriyeti birlikte kutlamışlardı. Mübadele ise bu iki toplumu ayırdı. Yunanistan'a giden Rumlar, hayatlarının son nefesine kadar Güzelyurt özlemiyle yaşadılar. Çocuklarına ve torunlarına Güzelyurt'taki kültürlerini aktarırken, türkülerini, dualarını ve manilerini hep Türkçe öğretmişlerdir. Bugün bu gelenek Yunanistan'da yaşamaya devam ediyor." Özeş; Rumların, dedelerinin doğup büyüdüğü evleri görmek için Güzelyurt'a gelmeye devam ettiklerini, kendilerinin de 4 kez "Türk-Yunan Dostluk Kültür ve Turizm Festivali" düzenleyerek, mübadeleyle yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalan Rumların ve Türklerin torunlarını bir araya getirdiklerini sözlerine ekledi. - Kapadokya'daki geleneklerini yaşatıyorlar Nea Karvali Kültür Evi Derneği Başkanı Kaplanis İosifidis ise kendisinin de bir mübadele çocuğu olduğunu belirterek, mübadelenin torunlarının unutamadıkları Güzelyurt ve Kapadokya'ya daima özlem duyduklarını söyledi. Nea Karvali'de Güzelyurt'u ve Kapadokya'yı yaşamaya devam ettiklerini vurgulayan İosifidis, şöyle devam etti: "Nea Karvali'de Kapadokya'daki gelenek ve görenekleri yaşatmaya devam ediyoruz. Kapadokya özlemimizden doğan 'Uluslararası Güneş ve Taş Festivali'nin bu yıl 33'üncüsünü düzenledik. Kapadokya Merkezi oluşturduk ve Kapadokya'dan getirdiğimiz kıyafet, halı, mobilya ve eşyalardan oluşan bir müze açtık. Kasabamızın bitişiğindeki eski Osmanlı köyünü de restore ederek, Güzelyurt'taki yaşamı yansıttık. Herkesin en büyük hayali; atalarının Güzelyurt'taki yaşadıkları evi görmek. Biz bu hayali düzenlediğimiz gezilerle gerçekleştiriyoruz." Geçmişte atalarının yaşadığı gelenekleri unutmamak ve gelecek kuşaklara bir iz bırakmak için belgesel hazırladıklarını belirten İosifidis, şunları kaydetti: "Gelveri Tabiatları adlı belgeselimizde, geçmişte Güzelyurt'ta yaşanan ve bir kısmı günümüzde de devam eden gelenekleri işledik. Mübadeleden önce Gelveri'de panayır, festivaller düzenlenirdi. Herkes Manastır Vadisi'ne iner ve gençler, yaşlılar buluşurdu. Yemekler yenirdi. Türklerin Hıdırellezi kutladığı gibi şenlikler düzenlenirdi. Yemekten sonra horonlar çekilir, kılıç, güreş, taş atma gibi oyunlar oynanırdı. Atlara binilir ve cirit atılırdı. Bunların hepsini kayıt altına almak, gelecek kuşaklara bir kaynak oluşturması amacıyla belgeselin çekimini yaptık. Daha önce de Hasandağı eteklerinde ve Güzelyurt'ta çekimler yapmıştık." Güzelyurt'a 45 kişilik grupla geldiklerini anlatan İosifidis, ilçeyi ziyaretlerinin ardından Niğde ve Nevşehir'e gezi düzenleyeceklerini aktardı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz