Mücahit Fındıklı: “batı Felsefesi İnsanı Ve Doğayı Birbirinden Kopardı”

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı, 19’uncu...

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı, 19’uncu Uluslar arası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’nda enerji kullanımının çevreyle olan ilişkisini değerlendirdi. Fındıklı, insanoğlunun doğaya ciddi zarar verdiğini belirterek, “Batı medeniyeti kendisine eşlik eden felsefe itibariyle insanı ve doğayı birbirinden kopardı” dedi.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mahmut Mücahit Fındıklı, Bakan Yıldız’ın açılışıyla İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşen 19’uncu Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı’na katıldı.

Reklam
Reklam

Fındıklı yaptığı konuşmada insan odaklı enerji kullanımına ve insanın çevreye verdiği zarar değindi. Fındıklı, insanın kendi dışında diğer canlıları yok saydığını belirterek, “Enerji ve çevre konularında bugünü ve geleceği imkanlar ve sorunlar ışığında değerlendirmenin aramızdaki diyaloğu daha güçlendireceğine inanıyorum. Bu ve benzeri konferanslarda enerji ve çevre kavramlarının bir arada yer almasının anlamlı olduğunu düşünüyorum. Enerji ve çevreyi birbirine muhalif iki farklı dünya mı görmek lazım. Yoksa bir bütünün parçaları olarak mı düşünmeliyiz? Açık konuşmak gerekirse dünya modernleşme sürecinde çevre konusunda iyi bir sınav vermedi. Modern dünya bilimde ve teknolojide büyük ilerlemeler kaydetti. Ama bu arada kendisine bahşedilen yaratılanın en şereflisi olma sıfatını yanlış anladı. Kendisi dışında her şeyi ötekileştirdi. Dengeli bir ilişkiyi tahakküm ilişkisine dönüştürdü” diye konuştu.

“BATI FELSEFESİ İNSANI VE DOĞAYI BİRBİRİNDEN KOPARDI”

Batı felsefesinin insanı doğadan ayrı düşürdüğüne dikkat çeken Mücahit Fındıklı, şunları söyledi;

Reklam
Reklam

“Dolayısıyla batı medeniyetinin büyük kazanımlarına karşılık sorguladığımız bedelleri de var. Doğaya verdiğimiz tahribat bu bedellerin en önemlisi. Çünkü batı medeniyeti kendisine eşlik eden felsefe itibariyle insanı ve doğayı birbirinden kopardı. Bilimin ve tekniğin gücü zenginleşmeyi sağladı. Bu doğru, ama bu nimetleri dünyanın her tarafına adil bir şekilde dağılmış bir zenginlik yaratamadı. Doğada var olan dengeye saygılı bir zenginlik maalesef olamadı. İnsanın doğaya tahakkümü aynı zamanda insanın insana tahakkümünü oluşturdu. Dolayısıyla doğaya verdiğimiz tahribat asit yağmurları, küresel ısınma, karbon emisyonları gibi fiziksel çevreyle sınırlı kalmadı. Ekonomik ve toplumsal eşitsizlikler yarattı. Enerji başlığı altındaki yerel, bölgesel ve kültürel ilişkileri bu çerçeveden ayrı düşünemeyiz. Dünyanın büyük kömür ve petrol kaynakları üzerindeki siyasal çekişmeler, jeopolitik müdahaleler aslında insan doğa ilişkisinde hakim zihniyet yapısını gösteren örneklerdir.”

“Tarihin başlangıcından beri insanoğlu üretimde ve tüketimde yol, yordam geliştirdi” diyen Mücahit Fındıklı, “Buna teknik diyoruz. Her dönemin ihtiyaçlarından ve üretim biçiminden doğmuş bir teknolojisi var. Yaşadığımız çağa ise teknoloji, enformasyon çağı diyoruz. Hiçbir teknoloji içine doğduğu siyasal, bilimsel ve felsefi çevreden, ekonomik sistemden bağımsız değildir. Bütün bunlara hizmet eder. Asıl olan ihtiyaçlar ve seçimlerdir. Dolayısıyla kirleten bir teknoloji de, temiz bir teknoloji de mümkündür. Güvenlikten bilişim sektörüne, lojistikten inşaat sektörüne, tarımdan enerjiye ve çevreye teknolojik bir gücün hakim olmadığı bir alan yoktur. Bugün sorguladığımız şey bunu nasıl kullandığımızdır. Ekonomik değeri sadece pazarlanabilir değer olarak değil, aynı zamanda ekolojik değer olarak yeniden tanımlamak zorundayız. Yeryüzündeki kaynaklar sadece en zengin en güçlü, sesi en gür çıkanların değil, hizmet hepimizin hakkıdır. Bunca teknolojik gelişmeye, ulaşım ve bilişim imkanlarına rağmen hala dünyada 1.3 milyar insanın elektriği yoksa, insanlar hala kıtlık çekiyor açlıktan ölüyorsa, yeniden düşünmek zorundayız. Ekonomik krizlerin nedenlerini düşünmek zorundayız. Sorunlara neden olan bir zihniyetle o sorunları çözemeyiz. Bakış açımızı değiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

“YENİ DÜNYA DÜZENİNDE SERMAYE EL DEĞİŞTİRİYOR”

Yenidünya düzeninde silahlar yerine bilim ve teknolojinin rol oynadığını belirten Fındıklı, şunları sözlerini şöyle sürdürdü;

“İçinde yaşadığımız coğrafyanın batısı ekonomik krizle boğuşurken, doğusuna taşlar yerinden oynuyor, iktidarlar değişiyor. Devlet başkanlarının veya sokağın yarattığı terör her gün can almaya devam ediyor. Ama kimden gelirse gelsin, bahanesi ne olursa olsun terör toplumların gözünde meşruluğunu kaybediyor. Bu süreçte dünyadan daha sağlıklı, refahın daha adil dağıtıldığı, insani değerleri daha yüksek bir medeniyetin doğmasını bekliyoruz. Yeni dünya düzeninde sermaye el değiştiriyor. Buna çok dikkat etmemiz lazım. Silah ve şiddetin gücü kırılırken, bilişim ve özgürlükler dünyasına yer açılıyor. Bu yeni yapının öldürmeye değil, yaşatmaya ihtiyacı var. Ürettiği telefonu, bilgisayarı 3-5 kişiye değil, milyonlara satmaya ihtiyacı var. Bunları tüketebilmek için o milyonların özgür olması ve cebinde bir miktar para olması lazım. Ayrıca enformasyon çağında ekonomiden siyasete hataların ifşası çok kolay hale geldi. Küçük bir haber kitleleri harekete geçiriyor. Bunun için fiziksel olarak da bir arada olmak gerekmiyor. Her gün milyonlarca haber ve bilgi paylaşılıyor. Şahsen tüm bu gelişmeleri hayra yoruyorum. Enerji de bu işin bir parçası halinde. Bu süreçte enerji tüketimi de artacak. Gelecek 10-20 yıllık projeksiyonlar bu artışı doğruluyor.”

Reklam
Reklam

“YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNİ ENERJİYİ GÖZ ARDI EDEREK KURMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Yeni dünya düzeninde enerji kaynaklarının yok sayılamayacağının altını çizen Mücahit Fındıklı, “Tükettiğiniz bir şeyi almak veya üretmek zorundasınız. Dolayısıyla enerjiyi ne şekilde ürettiğiniz de özellikle son 10 yıldır bizi tüketim kadar meşgul eden bir konu. Yenilenebilir kaynakların üretimdeki payının arttırılmasından tutun konvansiyonel olmayan gaz kaynaklarının dünya çapında yarattığı heyecana enerji verimliliğinin rakamsal boyutlarına, nükleer enerjiyle ilişkin tartışmalara kadar her şey, bugünün ve yarının ekonomik, siyasal ve toplumsal düzeni tarafından şekillenecek. Ama aynı zamanda bütün bunların inşasında büyük rol oynayacak. Yeni bir dünya düzenini enerjiyi göz ardı ederek kurmak mümkün değil. Dolayısıyla enerji savaşlarının yerine, enerji barışının hikayesini yazmak günümüz insanının ve özellikle yöneticilerinin yaşadığımız dünyayı nasıl okuduğuna bağlı. Onların kaderini belirleyen de yine bu okuma olacak” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Enerjinin çevre kirliliğine sürekli bir sebep olarak gösterilmesini değerlendiren Fındıklı, “Bugüne kadar enerji üretimi çevre kirliliğinin başlıca sorumlusu olarak görüldü. Çevre kirliliği dediğinizde akla ilk olarak enerjinin gelmesi, biraz da günah keçiliğindendir. Bu alan propagandayla yönlendirmeye çok açıktır” diye konuştu.

Enerji kaynaklarından insanların yararlanmak zorunda olduğunu ifade eden Fındıklı, eleştirmek yerine sorunlara çözüm yolları üzerinde çalışılması gerektiğini belirtti.

Konuşmanın ardından Fındıklı, Bakan Yıldız’la beraber fuarın açılış kurdelesini kesti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: