Müftü: Papa yaşayacaklarımızı biliyordu

İstanbul Müftüsü Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı, Papa 16. Benedict'in huzur duruşunda bulunulacağından bilgisi olduğunu belirterek, "O olayın yaşanması önemli bir hadiseydi, belki de Allah'ın bir lütfuydu" dedi.

Sultanahmet Camii'ni ziyareti sırasında Papa 16.Benedict'e eşlik eden İstanbul Müftüsü Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı, basın toplantısı düzenledi. Papa'nın Sultanahmet Camii'ni ziyaretinin ayrıntıları hakkında bilgi veren Çağrıcı, şöyle konuştu: "Böyle bir manevi küçük bir zaman diliminin yaşanmasının doğru olacağını düşündük. Nasıl olacağı, Papa'nın etrafındaki ilgililerle de görüşülmek suretiyle bana bırakıldı. 'Akışı nasıl uygun görüyorlarsa, memnuniyetle kabul ederiz' mesajı bana iletildi. Bu teyidi, inisiyatif yetkisini aldıktan sonra oradaki akışı tamamen ben düzenledim. Çok şükür en küçük bir aksama olmaksızın sağlıklı bir şekilde tamamlandı. Böyle durumlarda harfi harfine bir senaryo uygulanmaz. Güzel şeyler oldu"

Reklam
Reklam

Prof.Dr. Çağrıcı, Papa 16.Benedict'in Sultanahmet Camii'ni çok beğendiğini belirterek şöyle konuştu: "Arabasından indikten sonra kısa 'hoşgeldiniz' konuşması yaptım. Çok memnun olduğunu ifade etti. Ayasofya'nın iki din ve iki kültür arasında ortak değer olduğunu ifade ettim. Hıristiyan ve İslam dünyasının müşterek bir değeri olan Ayasofya'yı ziyaret ettikten sonra, Türk mimarisinin şaheserlerinden biri olan Sultanahmet Camii'ni ziyareti programına almasının bizi son derece memnun ettiğini belirttim. Caminin genel unsurları hakkında bilgi verdim. Papa, Sultanahmet Camii'nin ihtişamına hayran kaldığını ve muhteşem bir eser olduğunu defalarca söyledi.

Namaz hakkında bilgi verirken, kendisi bu işin özünün dinlerimizin müşterek yanı olduğunu, Allah'a saygı esasına dayandığını ifade etti"

Huzur duruşu sırasında Fatiha ve Rabbena surelerini okuduğunu belirten Çağrıcı, şöyle konuştu: "Bir sükut anı, bir tür hem ibadete saygı, hem Allah'ın huzurunda bir duruş olarak düşündük. Adını koymamıştık. Benim o an aklıma geldi. 'Huzur duruşu' tabirini kullandım. Biz o anda Allah'ın huzurundaydık. Sünnettir. Camiye giren bir insan 2 rekat namaz kılar. Bir Hıristiyan misafire 'buyurun şurada 2 rekat namaz kılalım' diyemezdik. Allah'ın huzurunda durduğumuz için 'huzur duruşu' adını koydum. Papa'nın böyle bir anı yaşayacağımızdan bilgisi vardı. Sıkacak uzun bir zaman olmasın diye 30-40 saniye dedim. O olayın yaşanması önemli bir hadiseydi, belki de Allah'ın bir lütfuydu. Bir süre önce İslam dini hakkında üzücü sözler söyleyen ruhani liderin İslam mabedine gelip el bağlaması çok hoştu. Kendisini takdir de ettim"

Reklam
Reklam

Istavroz çıkarır mı diye endişelendiğini anlatan Çağrıcı, şunları söyledi: "Takdirle karşıladım. Benim duruşum gibi ellerini aynen bağladığını gördüm. İncelik yaptı. O andan çok memnun olduğu için kendisi biraz daha fazla durdu. Ayakkabı çıkarma yerine geldi. Biz terlik hazırlamıştık. Görevlileri, özel terliklerini çıkardı orada giyindi. Papa'nın Türk topraklarına ayak bastıktan itibaren bizi ilgilendiren demeçleri son derece pozitif olmuştur. Türkiye'nin AB'ye girmesini desteklediğini ifade etmiştir, bu son derece güzel bir şey. Bir din adamı olarak bunu söylüyorum."

AB'nin dünya barışı bakımından önemli bir kurum olduğunu anlatan Çağrıcı, şöyle konuştu: "Milletleri, medeniyetleri, kültürleri birbirlerine yaklaştırma, barış içinde bir arada yaşatma açısından AB önemli bir kurumdur. Böylesine yapıcı bir kurum için bir ülkeyi dışlamak bir anlamda barışın gelişmesini istememektir. Bir din adamı, başka hiçbir kaygıyı barışın üzerinde tutamayacak kadar barış yanlısı olmalı."

Barışın insan hayatının güvencesi olduğunu anlatan Çağrıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Papa'nın, Türkiye'nin AB'ye girişine karşı olmasını yakıştıramıyordum. O imajı burada düzeltmiş oldu. Bütün bu gelişmeler, sözlü özür dilemeden çok daha anlamlı fiili özür dilemedir. O konuşmasını yaptıktan sonra üzgün olduğunu, kendi fikirleri olmadığını, sadece aktardığını söylemişti. Şimdi Türkiye'ye geldi. Kendisinin asıl fikirlerini burada ifade etmiş oldu. Herşey hallolmuş değil, 'bir kırlangıçla bahar gelmez' demiştim. Bu bir jesttir, güzel bir başlangıç. Herkes karşılıklı olarak değerlere saygı göstererek, bu tür olumlu durumların devam etmesi gerekir. Duruşunu samimi bir hal olarak değerlendirdim. Ben de olsam dua ederdim. Durduğum yer değil, dua eden gönül önemlidir."

Reklam
Reklam

Çağrıcı, cami ziyaretinin sonunda Papa 16. Benedict'e barışı sembolize eden güvercin şeklinde Besmele takdim ettiğinin hatırlatılması üzerine "İki din adamının birbirlerine verdikleri hediyelerde dini unsur olması doğaldır" dedi.