Manisa’da yaşayan 54 yaşındaki Abdurrahman Aysu, 20 Mart 2016 tarihinde ailesiyle tartışıp ormana gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Günlerce eve gelmeyen ve kendisinden hiçbir haber alınamayan Abdurrahman Aysu’nun, kaybolduktan 13 gün sonra, 2 Nisan 2016 tarihinde cenazesine ulaşıldı.
Akhisar’a bağlı Çağlak mevkiindeki bir zeytinliğe sınırda bulunan Cin Deresi kenarında çıplak bedeni kafatasından ayrılmış halde bulunan Aysu’nun, kıyafetleri ve kişisel eşyaları ise olaydan sonra oğlu ve ava giden gençler tarafından farklı yerlerde bulundu. Yıllardır acı çeken talihsiz adamın ailesi ise cinayeti aydınlatması için araştırmacı gazeteci Müge Anlı’ya başvurdu.
Araştırmacı gazeteci Müge Anlı, bugün ekrana taşıdığı cinayetle ilgili şaşkına çeviren detayları paylaştı. Müge Anlı’nın aktardığına göre geçirdiği bir kaza sonucu parmaklarını kaybeden Abdurrahman Aysu’nun psikolojisi bozulmuştu. Marangoz olduğu için iş konusunda problemler yaşayan ve yanlış arkadaş çevrelerinin içine giren Aysu, zamanla tavırları değişerek sinirli ve saldırgan bir yapıya bürünmüştü.
Bu süreç içinde kadınlara karşı büyük bir zaafı oluşan Abdurrahman Aysu, son zamanlarda da cinsel organının fotoğrafını çekip sosyal medya hesabından paylaşıyordu. Öyle ki eşinin yeğenine bile uygunsuz fotoğrafını gönderen Abdurrahman Aysu, kendisine tepki gösterildiğinde ise “Bu fotoğraflarda ne var?” sözüyle karşılık veriyordu.
Son zamanlarda Abdurrahman Aysu’nun davranışları yüzünden ailesinin ve oğlu Soner Aysu’nun çevreye karşı mahcup hale geldiğini söyleyen Müge Anlı, “Bu cinayetten seni de sorumlu tutanlar var. Babasını öldürmüş olabileceğini düşünenler var. Çünkü Soner’in de artık ailesini korumak ve çevresinden utandığı öldürmüş olabilir diye düşünüyorlar. Yaşananlar normal değil… Hangi çevrede olursa olsun. Siz bu fotoğraflardan sonra bir şey söylemediniz mi babanıza?” şeklinde konuştu.
Bunun üzerine söz alan Soner Aysu, babasının davranışlarını kontrol edemediklerini belirterek, “Ben de bir genç olduğum için o fotoğrafları görmek istemedim. Arkadaşlarım bile söylüyordu. En ufak kavgamızda bizi karakola şikayet ediyordu. Ben de korkuyordum” dedi.