Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, geçen hafta cumartesi günü Armutalan Mahallesi'nde yaşayan H.A.'nın evinde çok sayıda hayvan ölüsü bulunduğu ihbarını aldı. Polis ve İlçe Tarım Müdürlüğü görevlileri, ihbar üzerine şüphelinin evine gitti. Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde evde yapılan aramada 20'nin üzerinde çürümüş kedi ve köpek ölüsü bulundu. Kurtarılan 27 köpek ile 10 kedi ise Marmaris Belediyesi Hayvan Barınağı'na götürüldü. Belediye ekiplerince evin bahçesinde yapılan temizlik çalışmasında ise 12 ton çöp toplandı. Evdeki temizliğin H.A.'nın tedavisinin ardından yapılacağı öğrenildi.
Psikiyatri uzmanı raporuna göre, akıl sağlığı yönünden gözlem altına alınması gerektiği belirlenen şüpheli, adliyeye sevk edildi. H.A., çıkarıldığı nöbetçi hakimlik tarafından 3 hafta süreyle gözlem altına alınmak üzere, Manisa Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi'ne gönderildi.
H.A., savcılıktaki ifadesinde, Hayvanları Koruma Derneği üyesi olduğunu anlatarak, "İkametimde bulunan çok sayıda bulunan hayvanların hepsine koruma amaçlı bakmaktayım. Bu hayvanların hepsi sokağa terk edilmiş hayvanlardır. Bu hayvanların çoğu yaşlı olduğu için hastalanmış ve ölmüştür. Ölen hayvanların bazılarını ikametimin bahçesine gömdüm. Gömemediğim hayvanları ise torbalayarak ikametimin en üst katının balkonuna koydum. Buraya koymamdaki sebep yaşım itibarıyla kendim gömemediğim için belediye ekiplerine bilgi verdim ve gelip almalarını bekliyordum" dedi.
H.A., evde sağ bulunan ve ölen bütün hayvanların veteriner kontrolünü yaptırdığını, hayvanların beslenmelerine dikkat ettiğini, olayda herhangi bir suç kastının olmadığını anlattı.
O sokakta yaşayanlar ve görüntüleri ilk ortaya çıkarıp şikayetçi olan komşular, H.A.'nın hayvan hırsızı olduğunu iddia etti. Defalarca şikayetçi olduğunu ancak 'kanıt olmadan bir şey yapamayız' diye cevap aldığını belirten sokak sakini Serdar Çetinkaya, "Bu mahallede yaşıyorum. Ablamız yıllardır hayvanseverler tarafından şikayet edilmesi üzerine defalarca ekipler geldi fakat hiçbir işlem yapılmamıştı. Bununla alakalı hep delil istiyorlardı. Delil olmadan da hareket edemiyorlardı. Bu delili ele geçiren benim. Çatı onarımı için gelmiştim. Kokudan duramadık, çalışamadık da zaten. Az çatının ilerisine gittiğimde balkonda poşetler gördüm. Poşetlerin içerisinde de biraz kaldırmak istedim ama bir bakımdan da kaldırmak istemedim. Çok kokuyordu, yaklaşamıyorduk neticede kaldırdık. Birazcık da olsa içinde cesetlerin olduğunu gördük hayvan cesetleri bunlar. Bunun üzerine şikayette bulundum. Sağ olsun ilgili ekipler de gereğini yaptılar" dedi.
Yıllardır aynı sokakta yaşayan Çetinkaya, "Şöyle söyleyeyim öncelikle kadın gerçekten iyi bir insandı. Bize en azından öyle gözüküyordu ya da bilmiyorum. Çünkü 6 senedir, 7 senedir tanıyorum. Yani bir sıkıntısını görmüyordum ama hayvanlarla alakalı olan ilişkisinde sıkıntı görüyordum. Ama diyordum hani insanların yine bir sabrı var. Çocuk olsa da böyle kızabilir birbirine falan o neticelere bakıyorduk hep. Ama bunun daha sonra gözlemlediğimiz de sopayla vurduğunu, bağırdığını, küfür ettiğini, hayvanlara kötü davrandığını fark ettik. Elimizde bir delil olmadığı için o an hani kamerayla ya da bir telefonla onu yakalayamadığımız için hiçbir yere başvuru yapamıyorduk. Sadece normal elimizde kanıt olmadan sözlü bir şekilde şikayet ediyorduk bir işe yaramıyordu. İyi ki bulmuşuz çünkü hanımefendi gerçekten sağlık durumu yerinde değilmiş. Yani iki insan rolünde hareket ediyormuş. Benim düşüncem öyle oldu" diyerek, kadının kendi kedisini de çaldığını, sonra evine gidip zorla geri alabildiğini belirtti.
Sokak sakinlerinden Melek Seval Çelebi ise, "Biz daha önce çok şikayet ettik. Polisler geldi, zabıta geldi savcılık izni olmadan içeriye giremedikleri için hiçbir sonuca ulaşamadık. En son Serdar Bey'in çektiği görüntülerle beraber artık biz dedik bir eylem başlatalım ki hayvanları koruyalım dedik. Hayvanları korumak bu değil hani hayvanları koruma dernekleri geliyorlar, buradan hayvanları bırakıp yem verip gidiyorlar. Ama içeride neler olup bittiğini bilmiyorlar. Burada da bas bas bağırıyorlar hayvanları koruyoruz diye. Hayvanları korumak, sokak hayvanlarını korumaktır. Yani buradan hep çıkan hayvanların hepsi de cinsti. Hayvan Koruma Derneği sokak hayvanlarına bakmakla yükümlüdür. Körü, topalı, açı, hastası varsa onla yükümlüdür. Buraya gelip de kadının buraya bırakıp gitmek değildir. Aslında bu kadında da suç yok. Suç bu kadına buna müsaade eden hayvanseverlerde" şeklinde konuşarak, bazı hayvan koruma derneklerinin bu eve hayvan ve mama bırakıp gittiğini ileri sürdü.
10 senedir bu sokakta, bu sitede yaşadığını belirten komşu Çelebi, dehşet evinin sahibi H.A. hakkında, "Herkesin kedilerini çalmakla yükümlü, köpeklerini çalmakla yükümlü bir insandı, kedi köpek istifi yapayım diye uğraşıyordu. Benim cins bir tane kedim var, arkasından kafeste koşturdu. Yakalayabilmek için, içeri hapsedebilmek için. Keza komşumun da öyle yani hayvanları yakalayıp yakalayıp içeri istif ediyordu. Yani bu hayvan istifi yani hayvan sevgisi değil istismar. Yani hayvanları burada sopayla dövüyordu köpekleri" iddialarında bulundu.
Sokak sakinlerinden Orsel Sonat, "Ben de 5 yıldır bu sitede yaşıyorum hanımefendiyle. Merhabamız vardı sadece. Açıkçası doğal olmayan bir görüntü vardı. Kediler bir sürü ve hayvanlar çoğunlukla içerideydi. Günde bir kere iki kere dışarı çıkarılıyordu ve arkadaşların da söylediği gibi pek şefkatli bir durum söz konusu değildi. Bir gün benim bahçeme girip, bahçemde köpeğimi çaldı. Ben kendisine gittim. Köpeğim sizde mi diye sordum. O da bana benim bir sürü köpeğim var, ne yapacağım ben senin köpeğini filan dedi. Sonra Melek arkadaşımla haber gönderdim ve polisle karakolla tehdit ederek köpeğimi geri aldım. Demek ki hayvan istifçiliği artık sınırın ötesine geçmişti. Hayvanseverliğin çok ötesine geçmişti" dedi.
Orsel Sonat, evde yaşanan vahşetin ortaya çıktığı geceyi, "Geçen Cumartesi akşamı beni aradılar. 9 buçukta kapının önünde eylem yapacağız dediler. Polis gelecek dediler biz de geldik toplandık. Ondan sonra işte polis geldi, ilçe tarım müdürlüğü ve zabıtalar geldi, herkes geldi. Evden çıkan şeyler hepimizin hayalinin çok ötesindeydi. Biz uzun zamandır konuşuyoruz bu evde neler olup bittiğini ama bu manzara hiçbirimizin aklına gelmemişti. Ama tabi ki hanımefendi de bir mental sorun olduğunu fark etmiştik. Şu anda bile koku var ki üç gün geçti üzerinden. Cumartesi akşamı, kokuyu biz hala duyuyoruz. Özellikle yaz aylarında buradan geçerken inanılmaz bir koku olurdu rüzgarın durumuna göre. Bunun ötesinde birkaç yıl önce buradan aşağıya doğru aşağıda da evler var, pireler, keneler filan böyle bulut şeklinde dökülmüş. Orada aşağıda yaşayan insanlar var şikayet edilmiş, belediye gelmiş, ilaç yapmış filan. Yani bu ev aslında birçok yere şikayet edilmiş, her konuyla, kokuyla, hayvanlara tavrıyla, her şeyle. Fakat işte kanıt yokluğu nedeniyle yeterince ilgilenilmemiş" şeklinde konuştu.
Dilek Adaklı vahşet evinde birçok hayvan cesedinin yanında Marmaris Belediyesi temizlik ekiplerinin sadece bahçeden 5 kamyon çöp toplaması konusunda, "İstif hastalığına yakalanmış yani nasıl başkaları çöp biriktirir, eşya biriktirir bu kadın da hem onları da biriktirmiş, içeride ceset de biriktirmiş. Her şeyden önemlisi leş dolu içerisi. Hem hayvan biriktirmiş, hem başka şeyler biriktirmiş. Yani kadında bir hastalık var ama bu kadın suçlu değil, kadın tedavi olup çıkacak. Bu çok belli olan bir şey. Bu kadının tekrar önüne nasıl geçilebilir? Bu kadın istife devam edecek artık temelinde bu var. Buna getirenler kim? Buna getirenler asıl suçlu. Yani burada birkaç isim duyduk tanımıyorum. Kimsenin adını verip zan altında bırakamam. Fakat bu insanlar vicdanen rahat mı şu an bu kadına bırakıp bırakıp mama karşılığı atmışlar köpeklerini" diyerek, o da bazı kişilerin mama ve hayvan bıraktığı iddialarında bulundu.
Hayvansever Dilek Adaklı herkesin merakla sorduğu soruyu sorarak, "Şimdi ne olacak? Bu kadın çıktı. Kadını biz akıl hastanesinden bekleyeceğiz. Takip mi edeceğiz? Ruh hastası gibi kadın nereye gidiyor, ne yapıyor diye kapısında mı bekleyeceğiz? Yeniden gittikleri yerden yine haber verilecek, yine şikayet edecek, yine belediye gece kapıdan bakıp gidecek. Yine ne olacak? Bu kadar ceset olduktan sonra mı yeniden kadın hakkında yasal bir şeyler yapılacak" dedi.
Adaklı, gözaltına alınma sürecinden sonra Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevk edilen H.A.’nın yakın takipte tutulması gerektiğini belirtti.
(DHA/İHA)