Suriyeli muhalif Alevi (Nusayri) gruplar, "Suriye’nin Yarını" adlı yeni bir siyasi hareket kurdu. İstanbul’da toplanan Nusayriler’in 2 günlük zirvenin ardından açıkladığı sonuç bildirisinde, "ESAD ve yönetimi, Suriye’deki tahrip, yıkım ve ölümün sorumlusu" olduğu belirtildi.Rejimin Suriye’de yaşanan çatışmaları Şiilik-Sünnilik kavgası gibi yansıtmasına karşı çıkan Nusayri kanaat önderleri, 21-22 Kasım 2015 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen zirvede "Suriye’nin Yarını" adlı hareketi kurdu. İstanbul’da 2 gün süren zirvenin sonuç bildirisinde "Suriye’nin Yarını" akımının devrimin başladığı günden beri 5 senedir süregelen ve vatanın her karış toprağında yaşanan kaos ortamından ve Suriyeliler’in yaşadığı acıların rahminden doğduğu belirtildi. Suriye’nin güçlerin deneyim sahası, bölgesel ve uluslararası güçlerin nüfuz ve hesap görme arenası haline geldiğine dikkat çekilen bildiride, Suriye topraklarında yaşanan çatışmaların bedelini ölüm, yıkım ve zorunlu göçe maruz kalan Suriyeliler’in ödediği vurgulandı. Güvenlik endişeleri ile silahların yayılarak hayatlarını tehdit etmesinden hareketle Suriyeliler’in kendi ve ailelerinin hayatlarını güvence altına almak amacıyla dünyanın dört bir yanına dağıldığına işaret edilen bildiriye göre, Suriye halkının bazı bileşenlerinin hakları olan onurlu bir yaşam için mücadele veren Suriyeli kardeşlerine yardım etmede tereddüt yaşadığı veya yardımını esirgediği belirtildi."SURİYELİ ALEVİ TOPLUMUNUN KALBİNDEN BİR SES"Sonuç bildirisinde, "Hatta mezkur kesimlerin bazıları da dikta rejimi tarafından Suriyeliler’in aleyhine yürütülen savaşta rejimi desteklemişlerdir. Suriyeli Alevi toplumunun kalbinden bir ses olmak ve bu toplumun sosyal, fikri ve siyasi yapısının maruz kaldığı tarihi çarpıtmaları onarmak ve diğer Suriyeliler’le ilişkilerini yeniden yapılandırmak amaçlarıyla temsil iddiasında bulunmamakla birlikte Suriyeli Alevi toplumuna yönelerek, Alevi toplumunun endişeleri ve çıkarlarını gözeten Alevi toplumu mensubu bazı Suriyeliler ’Suriye’nin Yarını’ akımını kurmaya yönelik çağrıda bulunmuşlardır" ifadeleri dikkat çekti.MUHALİF NUSAYRİLER’DEN SURİYE GERÇEKLERİSuriyeli muhalif Alevi (Nusayri) gruplar, İstanbul’da düzenlenen zirvede Suriye’de yaşanan gerçekleri 5 maddelik sonuç bildirisiyle duyurdu. Aleviler’in baskıdan kurtulmak arzusu ve özgür ve onurlu bir hayat emeli taşıyan Suriye halkının diğer bileşenleri gibi Suriye’nin asil bir parçası olduğu vurgulanan bildiride, "Ancak bazı objektif ve özgü faktörler Alevi toplumunun çocuklarını Esad yönetimi, müttefikleri ve bu rejimden faydalananlar tarafından eşitlik, adalet ve özgürlük isteyen Suriyeliler’e karşı açılan savaşta kurban olmaya itmiştir. Bu faktörlerin bazıları da Esad yönetimi ve müttefikleri Suriye halkının genelinin ve özellikle Alevi topluma yönelik uyguladığı sistemli dışlama ve inkar programı Suriye toplumunun genelinde ve özellikle Alevi toplumu siyasi, fikri ve hatta dini mercilerinin dışlanmalarına neden olmuştur. Böylelikle Esad, müttefikleri ve mevcut yönetimden faydalananlar Alevi toplumunun her alanda tek mercisi haline gelmiştir. Bu çerçevede Esad yönetimi tarafından sanki Alevi toplumunun varlığı ve çıkarlarına yönelik tehditleri bertaraf edebilecek tek güvenli limanın rejim olduğu algısı yaratılmaya çalışılmıştır" ifadelerine yer verildi."ESAD, SURİYELİLER’DE EZİKLİK DUYGUSUNUN DOĞMASINA NEDEN OLDU"Bildiride ayrıca Esad yönetimi ve müttefiklerinin Suriye toplumundaki ailesel, kabilesel ve mezhepsel aidiyetlerle 50 yıldan fazladır süregelen oyununu pekiştirmek suretiyle ulusal aidiyet ve bilinci geri plana iterek kendi çıkarlarını ve meşruiyetini güvence altına aldığına dikkat çekilerek, "Suriyeliler’de eziklik duygusu"nun doğmasına sebep oldukları belirtildi. "Esad, yönetimdeki varlığını Alevi toplumunun bekası ve çıkarları ile ilişkilendirmek suretiyle bu yıkımdan Alevi toplumun en çok payı almasına sebep olmuştur" denilen bildiride, şunlar kaydedildi:"Silahlı muhalefet içerisindeki radikal grupların mezhepsel söylemlerinin dozajının artması Alevi toplumunun çocuklarının çoğunu Esad yönetiminin kucağına itmede büyük bir rol oynamıştır. Bu kapsamda Alevi toplumunun çocukları Esad yönetimini savunmak için değil, kendi varlıklarını savunma vehmine kapılmışlardır. Böylece büyük bir kısmı Esad yönetiminin kendi varlıklarını koruduğu ve Esad’ın devrilmesinin kendilerinin yok olmalarına sebep olacağını düşünmüşlerdir. Her Alevi’yi despotluğun ve cinayetin meşru çocuğu ve her Sünni’yi devrimin meşru çocuğu olarak tanımlayan mezhepsel söylemler, Esad ve müttefiklerinden başka kimseye hizmet etmemekte ve devrimin imajını yerel, bölgesel ve uluslararası sahalarda bozmaktadır. İşte bunların hepsi ile bazı diğer faktör ve durumlar Alevi toplumunun bu hataya düşmesine sebep olmuştur. Bu noktada şunu vurgulamak isteriz ki, hataları itiraf etmek maziye bakmak anlamına gelmemelidir. Bu tüm Suriyeliler’in yardımıyla tutumların ve yolun düzeltilmesi amacı taşıyan önümüzdeki sürece hazırlık anlamı taşımaktadır. Ayrıca hataların itiraf edilmesi, hataların ve sonuçlarının incelenmesine/tahlil edilmesine davet etmekte olup, sorunlar için doğru çözümlerin seçilmesi ve Alevi toplumunun Esad ve müttefiklerinin tekelinden kurtarılması amacını taşımaktadır.""ESAD VE YÖNETİMİ SURİYE’DEKİ ÖLÜMÜN SORUMLUSU"Suriyeli muhalif Alevi gruplar, "Esad ve yönetimini ülkedeki tahrip, yıkım ve ölümün sorumlusu" olarak tanımladı. "Esad ve yönetiminin silah ve ordu kaosu ile yabancıların ülkenin her kademesindeki müdahalelerinin birinci düzeyde sorumlusu" olduğuna dikkat çekilen bildiride, "Ayrıca askeri çözümde ısrar etmek suretiyle Esad şiddete davetiye çıkarmıştır. Bilinçli olarak işlediği mezhepsel cinayetlerin sonucu olarak Esad başlangıcından itibaren mezhepsel çatışmaların tırmanmasında sorumlu olmuştur ve Esad bu noktaya gelmemizden sorumludur" denildi."HER YABANCIYI AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE İŞGAL OLARAK GÖRÜYORUZ"Bildiride, "Suriye’nin Yarını" hareketi içindekilerin Suriye topraklarında bulunan her yabancıyı ister askeri güç bulundurma suretiyle olsun, ister devrim hedeflerine, halkına ve ülkeye yabancı güçlere yapılan yardımlar olsun açık ve net bir şekilde işgal olarak gördüğü vurgulandı."Esad’ın cinayetlerine ve baskılarına yönelik silah taşıyan herkes devrimci olarak görülemez" denilen bildiride, "Ayrıca Suriye’nin nüfuz bölgelerine, silah kaos alanlarına ve savaş emirliklerine dönüşmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu noktadan yola çıkarak, devrimin ortaya çıkış esasları istikametine yönlendirilmesi ve cinayet suçlarından arındırılması amacıyla devrim çalışmalarının yeniden tanımlanması gerekmektedir" ifadeleri dikkat çekti."TÜM BÖLÜNME PROJELERİNE KARŞI DURMAYI AMAÇLIYORUZ"Sonuç bildirisinde şu görüşlere yer verildi:"Suriye’nin Yarını Akımı olarak, ülkenin, emareleri görülen mezhep savaşına sürüklenmesini önlemeyi, Suriye’nin mezhep, etnik ve dini çatışma alanına dönüştürülmesine izin vermemeyi, devrime çoğulcu, demokratik, medeni bir devletin kurulması amacını yeniden kazandırmayı, tüm bölünme projelerine karşı durmayı amaçlar, halk ve toprak birliğini ve Suriyeli kimliğinin ulusal aidiyetin tek tanımı olduğunu vurgularız."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz