Mühendisin Cinayet Sanığına 'ömürboyu' Istemi

Bahri KARATAŞ/İZMİR, Davaya konu olan olay, Evka-3 Mahallesi 127/15 sokaktaki villa tipi evde geçen yıl eylül ayında meydana geldi. Güzelbahçe Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'nde mühendis Tarık Türkmen'den iki gündür haber alamayan belediye yetkilileri, durumu ablası Dr. Nuray Türkmen'e bildirdi. Nuray Türkmen kardeşinin Bornova'daki evine gittiğinde kendisini yerde çıplak durumda kanlar içerisinde buldu. Sağlık ekipleri Tarık Türkmen'in yaşamını yitirdiğini belirledi.
Olaydan sonra geride iz bırakmak istemeyen cinayet şüphelisinin, evi ateşe verip Tarık Türkmen'in de otomobilini, cep telefonu ile diz üstü bilgisalarını da alarak kaçtığı anlaşıldı. Araştırmalarını otomobil üzerine yoğunlaştıran ekipler, kamera kayıtlarında aracıa en son Kahramanlar Bölgesi'nde gördü. Gidiş yönündeki bölgelerde günlerce araştırma yapan polis, otomobili Çamdibi semtinde park halinde buldu. Otomobilin yakınında önlem alan polis, aracı kullanan kişinin de Uğur R. olduğunu belirledi. Bir inşaat firmasında çalışan Uğur R. yakalanıp tutuklandı.
İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan, 'ömürboyu' hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanık Uğur R.'nin yargılanmasına başlandı. İlk duruşymaya sanık Uğur R.'nin avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, ölenin annesi Bahriye, babası Hasan ve ablası Nuray Türkmen ile avukatları Güngör Tosunoğlu katıldı. Ölen Tarık Türkmen ailesinin avukatı Güngör Tosunoğlu, duruşmaya basın yasağı getirilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı Zeynel Çiçek, talebin reddini talep etti. Ömer Faruk Ceylan başkanlığındaki mahkeme heyeti yasak talebini reddetti.
ÜÇ BIÇAK KIRILMIŞ
Sanık Uğur R., maktül ile 2008 yılından bu yana tanıştığını, kendisiyle birkaç kez birlikte olduğunu söyledi. Uğur R. şunları anlattı:
"Olay günü, işyerinden gelip beni otomobille aldı. Israrla evine gelmemi istedi. Film izledik. Kız arkadaşım mesaj atıp çağırınca, beni bırakmasını istedim. Birlikte olmak istedi. Bıçak çekince alt kata kaçtım. Elindeki bıçağı almaya çalışırken iki elimde kesikler oluştu. Bıçağı alıp rastgele sapladım. Üstüme çullanıca ikinci kez sapladım. Kendisi buna rağmen beni bırakmadı. Bir kez daha bıçağı göğsüne sapladım. Bıçak kırıldı. Etrafında ne bulduysa bana doğru fırlatmaya başladı. Mutfaktan testereli bıçağı aldım. Yere düşen bıçağı alıp ayağıma sapladı. Ben de bıçağı elinden alıp vurmaya başladım. Bu bıçak da kırıldı. Aldığım üçüncü bıçakla da vurdum. O da kırıldı. Bu haldeyken yerde sürünmeye başladı. Ben de tuvalete gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Yüksek sesle ağladım. Kırılan bıçakları bir torbaya alıp koydum. Asetonu evin değişik yerlerine serpiştirdim. Çaput parçalarını yaktım. Mesajlarını silmek için cep telefonunu alıp arabasıyla uzaklaştım. Arabanın bagajında laptop ve cüzdan buldum. Cüzdanı ve suç aleti bıçaklarla kanlı kıyafetlerimi çöpe attım."
'BENİM DE KANIM AKTI'
Eve döndüğünde ailesine kavga ettiğini söylediğini ve hastaneye gidip eline dikiş attırdığını anlatan Uğur. R. teslim olmayı düşünürken yakalandığını belirtti, "Benim o gün en az maktül kadar kanım aktı. Eğer benim ortadan kaldırılmam isteniyor ise ben de asılmak isterim" dedi.
Ölenin anne, baba ve kızkardeşi sanıktan şikayetçi oldu. Avukat Güngör Tosunoğlu ise iddianamenin özensiz hazırlandığını, sanığın yağma suçundan da yargılanması gerektiğini, olay yerinde keşif yapılmasını istedi.
AVUKATI: MÜVEKKİLİM PİŞMANDIR
Sanığın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, müvekkilinin her ne kadar duruşmada pişman olduğunu söylememiş olmasına rağmen, cezaevinde pişman olduğunu kendisine söylediğini, karşı tarafın üzüntüsünü paylaştığını dile getirdi. Mahkeme heyeti tanıkların dinlenmesine, olay yerinde keşif yapılmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayıı eylül ayına erteledi.