Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kurtulmuş, toplantıda 2016 yılının merkezi yönetimi bütçesiyle ilgili çalışmaların ele alındığını kaydetti. Bütçe'nin yasalaşması için takvimin belirlendiğini kaydeden Kurtulmuş; "İnşallah 26-27 Aralık tarihlerinde 2016 yılı bütçesi Meclise sevk edilecektir. 2016 yılı bütçesi bir taraftan mali disiplini içerir şekilde diğer taraftan da Reform Eylem Planı'nda ortaya konulmuş teklifleri karşılayabilecek şekilde hazırlandı. Aslında mali disiplin ve böylesine büyük reform paketi, temel niteliği itibarıyla birbiriyle farklı istikametlerde giden işlerdir ama sonuçta 2016 yılı bütçesinde hem mali disiplinden taviz verilmemiş hem de aynı zamanda reform eylem planında dile getirildiği hususların gerçekleştirilmesi için önemli adım atılmış olacaktır. Bu bütçe tasarısıyla birlikte Türkiye ekonomisinde önemli bir faz değişikliğinin de yaşanmaya başlanacağının altını çizmek isterim. Bir taraftan mali disiplin, makro istikrar, bunlara sonuna kadar bağlı kalınmakla birlikte Türkiye ekonomisinin reel gücünü artıracak, Türkiye ekonomisinin sağlam bir şekilde yere basmasını temin edilecek adımlar da bu bütçeyle birlikte atılacaktır.
Yatırımın teşvik edilmesi, üretimin teşvik edilmesi ve ihracatın teşvik edilmesinin esas alındığı bir anlayışla bu bütçe hazırlanmıştır. Bu bütçenin temel hedeflerinden birisi de aynı zamanda Türkiye'de istikrarlı büyümeyi gerçekleştirme hedefidir. Ayrıca sadece bütçenin değil önümüzdeki günlerde bütçenin yasalaşmasıyla birlikte Türkiye'nin orta vadeli programı da açıklanacaktır. Yeni orta vadeli program, revizyonları yapılarak açıklanacak, Türkiye kamuoyuyla birlikte bütçeyle uyumlu şekilde paylaşılacaktır. İfade ettiğim gibi bütçeyle orta vadeli planlar, Türkiye makro istikrarının yanında mikro başarıları da hedeflemiş bir ülke olarak yoluna devam edecek ve inşallah 2016'da reform eylem planında ifade etmiş olduğumuz hususların her birinin gerçekleştiğini birlikte göreceğiz" diye konuştu.
"REFORM EYLEM PLANI İLE İLGİLİ BUGÜN DETAYLI BAKANLAR KURULU KARARLARI İMZALANMIŞTIR"
Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz Perşembe günü Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanan Reform Eylem Planı'nın da toplantıda ele alındığını kaydederek şunları söyledi:
"Başbakanımızın açıklamaları çerçevesinde kamuoyuyla paylaşılan Reform Eylem Planında ne kadar titiz, ne kadar hızlı şekilde davrandığımızı göstermek bakımından birkaç temel hususu sizlerle paylaşacağım. Bir kere, Başbakanımızın bu açıklamasının hemen arkasından Reform Eylem Planı ile ilgili bugün detaylı Bakanlar Kurulu kararları imzalanmıştır.
Bu çerçevede hemen geçtiğimiz hafta Reformların İzlenmesi Koordinasyon Kurulu kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır. Yine geçtiğimiz hafta içerisinde bu Bakanlar Kuruluna kadar kısa süre içerisinde gençlere 50 bin liralık hibe desteğinin verilmesi kararlaştırılmış, ayrıca lisans öğrencilerinin burs miktarı 330 liradan 400 liraya çıkarılmıştır.
Toplantıda bazı ilave maddeler de geçirildi. Bunların başında evliliğin teşvik edilmesiyle ilgili Reform Eylem Planında ifade ettiğimiz 'çeyiz destek hesabı' kararlaştırılmış, uygulamaya konulmuştur. Gençlerimize istemeleri halinde faizsiz bir kredi verilmesi kararlaştırılmıştır, bunun imzaları atılmıştır. İşletme büyüklüğü 5 dekarın altında olan sebze meyve üreticilerinin desteklenmesiyle ilgili de alınan karara ilişkin imzaların atıldı. 5 dekarın altındakiler destekleme kapsamında değildi, onların desteklenmesiyle ilgili imza atılmış, süreç başlatılmıştır. Yine seraların modernizasyonuyla ilgili olarak da faizsiz kredi desteği imzalanmış, yürürlüğe konulmuştur. Bir diğer imzalanan karar da 60 güne kadar prim borcu olanlarla ilgilidir. Genel Sağlık Sigortası kapsamında olsalar bile sağlık hizmetlerinden yararlandırılmıyorlardı. Bunların yararlandırılması için 31/12/2015 tarihine kadar süre verilmişti, bu sürenin 30/06/2016 tarihine kadar, yani önümüzdeki Haziran sonuna kadar uzatılması kararlaştırılmıştır."
'HENDEK KAZMAKTAN, HENDEKLER ÜZERİNDEN SİYASET OLUŞTURMAYA KALKMAKTAN VAZGEÇMELİLERDİR'
Kurtulmuş, "Cizre ve Silopi'deki son durum bugünkü toplantının gündemine geldi mi. Bu durum ne kadar sürecek?" şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi; "Epey uzunca bir süre devam eden hendek siyaseti Türkiye'ye ne kadar ağır bir faturasının olduğunu herkes gördü. Bunu söylerken bir ekonomik faturadan bahsetmiyorum, özellikle bölge halkının hendek siyaseti dolayısıyla ne kadar zor şartlar altında yaşamak zorunda kaldıklarını ifade etmek istiyorum. Maalesef bölge halkı 'illallah' diyor. Uzunca bir süredir devam eden bu hendek kazmaları ve hendek kazmalarıyla birlikte içlerine yerleştirilen bombalar ve bu bombaların patlatılması, uzaktan keskin nişancılarla emniyet kuvvetlerine ve zaman zaman halka ateş açılması. Bütün bunlara baktığımız zaman önce bu hendek siyaseti ve hatta bu siyasetin içindeki bazı makul isimlerin bile artık hendek siyasetinin bölge halkına ne kadar büyük zararlar verdiğini söylemesi gerçekten hepimizin gözünü bir daha açmalıdır.
Bu süreç artık sona erdirilmelidir. Hendek kazmaktan, hendekler üzerinden siyaset oluşturmaya kalkmaktan vazgeçmelilerdir. Eğer böyle olmazsa Türkiye her demokratik ülkenin yapacağı gibi kendi halkının, kendi insanının güvenliği sağlamakla yükümlü demokratik olarak seçilmiş hükümetle idare ediliyor. Demokratik olarak seçilmiş bir hükümet demokrasi içinde hendek siyasetine teslim olmaz. Hendek siyaseti üzerinden bölgeyi bir cadı kazanına döndürmek isteyenlere teslim olmaz.
Birçok ilçede bu mücadele devam ediyor. Bu mücadele devam ederken başta orada yaşayan sivil
vatandaşlar ve kamu görevlileri olmak üzere terör örgütü dışındaki bütün unsurların güvenliğini sağlamak devletin ve güvenlik kuvvetlerinin vazifesidir. Umut ederim ki bu büyük yanlıştan bir an evvel dönerler. Hendek siyasetinden vazgeçerler ve Türkiye'de yeniden demokratik bir ortam bölgedeki sorunların çözülmesi için oluşur. Hiç kimse şöyle bir kanaate varmasın ki Türkiye Cumhuriyeti hükümeti hendek siyasetine teslim olacaktır. Bizim amacımız isteriz ki bir tek kimsenin dahi burnu kanamasın. Bunu söylerken sadece sivil vatandaşlarımızı kastetmiyorum. Orada bizim derdimiz terör örgütü unsurları. Teslim olsunlar. Hendek siyasetinden vazgeçtiklerini ilan etsinler. Terör unsuru olan insanlardan da çatışmada ölenler oluyor. Onlar da ölmesinler, terörü bıraksınlar, teslim olsunlar ve böylece hem bölge halkı hem Türkiye rahatlasın."