ANKARA - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için yeterli süre bulunduğunu belirterek, bu konudaki çağrısını yineledi.
Mumcu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda konuştu.
"Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" ve "Tam Bağımsızlık" prensiplerine sadakatin, Türkiye'nin hem varlık hem de meşruiyet sebebi olduğunun altını çizen, Mumcu, şöyle dedi:
"Bu itibarla yüce Meclis, kaynağını halktan almayan hiçbir egemenlik iddiasına meşruiyet tanıyamaz. Tanırsa, kendi meşruiyetini tartışmalı hale gelir. ‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir' prensibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu için sağlam bir temel teşkil ettiği gibi, bizim için de bizden sonrakiler için de gerçek bir ‘toplum sözleşmesi' niteliği taşımaktadır.
Birinci Büyük Millet Meclisi, bugünkü birlik ve bütünlüğümüzün en büyük teminatıdır. Bu sözleşmeyi sık sık okumamız gerekiyor. Zaman zaman karşılaştığımız rejim tartışmalarında Birinci Büyük Millet Meclisi'nin hakemliğine başvurmamız gerekiyor."
ATATÜRK'E BAĞLILIK YEMİNLERİNİN BİZE FAYDASI OLMAYACAKTIR
Mumcu, konuşmasında Birinci Meclis'in oluşum biçimi ve çalışma prensiplerinin ülkede yaşayan herkes için, her dilden, her dinden, her mezhepten yurttaş için tarihi bir belge kıymetinde olduğunu söyledi. Bir milletin kendi kendini günlük mülahazalardan değil, bu tür belgelerle tanımlayacağına dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Temelinde bu denli köklü, bu denli yaygın bu denli etkin bir toplumsal mutabakat varsa, o devlet tarihi yolculuğuna güven içinde devam eder. Ne yazık ki biz bu mutabakatlarımızı yeterince hatırlayamıyoruz. Onun içindir ki Atatürk'e müracaat mecburiyetimiz her geçen gün daha da artıyor. Bu tarihi vesikayı, bu milli vasiyeti doğru okumadığız ve ondan bugün için rasyonel sonuçlar üretmediğimiz sürece, Atatürk'e bağlılık yeminlerimizin bize bir faydası olmayacaktır."
MİLLET DERİN ENDİŞE İÇİNDE
Mumcu, konuşmasında Türk Milleti'nin devletin üzerine oturduğu temel prensipler konusunda derin endişeler taşıdığını savundu. Türkiye'nin bağımsızlığının tehdit altında olduğuna dair bir kanaatin her geçen gün insanların zihnine egemen olduğuna dikkat çeken Mumcu şunları söyledi:
"Ülkemizin küresel rekabette geri kalması, ekonomik olarak değer üreten bir ülke olmak yerine ucuz iş gücü ve ham madde temin eden bir ülke durumuna düşmesi, diğer bir ifade ile uydulaşması ve bir tür sömürüye maruz kalması, bu endişeleri artırmaktadır. Diğer taraftan, ne yazık ki, milli iradenin Meclis'e tam olarak yansımasını mümkün kılacak demokratik reformlar hala gerçekleştirilememiştir."
HALK İRADESİ MECLİS'E YANSITILMALI
Mumcu, Türk halkının neredeyse yarısının Meclis'te temsil edilemediğinin altını çizen Mumcu, "Bu milli iradeyi ve onun mekanizması olan demokrasiyi sakatlayan bir durumdur ve esasen TBMM'nin temel prensiplerine aykırıdır" dedi.
"Türkiye rejimini belli kurumlar ve belli statüler üzerine oturtan bir ülkedir" diye konuşan Mumcu, şöyle devam etti:
"Bu statüko demokrasimizi sürekli risk ve tehditlere açık hale getirmektedir. Oysa güçlü bir ülke olmanın olmazsa olmaz şartı milli iradenin talep ettiği biçimiyle rejimi 73 milyon insanımızın taşıdığı bir kaideye oturtmaktır."
CUMHURBAŞKANINI HALK SEÇSİN
Mumcu, konuşmasında Cumhurbaşkanlığı seçimine de değerlendirdi. Cumhurbaşkanının Fransa'da olduğu gibi Türkiye'de de halk tarafından seçilmesi gerektiğinin altını çizen Mumcu, şöyle dedi:
"Modernleşme tarihimizde örnek aldığımız Fransa'nın büyük bir demokratik olgunluk içerisinde Cumhurbaşkanını seçtiği günlerde, bizim Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi içerisinde savrulmamızı üzüntüyle karşılıyorum. Tarihi bir sorumluluk duygusuyla, milli egemenliğin tecelligahı bu kutsal çatı adlında bütün sorumlulara seslenmeyi zorunlu görüyor ve herkesi aynı tarihi sorumluluk anlayışına davet ediyorum.
Geliniz, Cumhurbaşkanını halka seçtirelim. İnsanlarımıza hesap soracakları, denetleyecekleri, kendi devlet başkanlarını seçme hakkını verelim. Zaman vardır, fırsat vardır. Olması gereken Meclis iradesidir."
ANKA