Mumcu: Lanet okumakla gizlenemezsin

ANKARA (İHA) - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığıyla ilgili açıklamalarına tepki göstererek, "Lanet okuyarak hiçbir şeyin arkasına saklanamazsınız" dedi.

Genel Başkan Erkan Mumcu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığıyla ilgili yaptığı açıklamayı değerlendirdi. Mal varlığıyla ilgili tartışmanın hükümetin Maliye Bakanı "Kemal ağabey" tarafından çıkarıldığını belirten Mumcu, kısır tartışmalar yerine Anayasa ve yasal değişikliğin en geç yarım saatte TBMM'de gerçekleştirilebileceğini, böylece siyasetin şeffaflaşacağını kaydetti. Mumcu, "AK Parti Bursa Milletvekili Sayın Yalçınbayır'ın kanun teklifini kanunlaşmasını istiyoruz. 15 dakika içinde yasalaşabilir. 3 haftadır kamuoyunu meşgul eden meselenin çözümü 15 dakika içinde mümkündür, hazırdır. Hükümete şeffaflıktan kaçtığı için konu kısır bir mal varlığı tartışmasına sıkışmıştır. Ne yazık ki bu Meclis'te AK Parti'nin oy vermediği hiçbir kanun yasalaşmamaktadır.

Reklam
Reklam

Yapılamayan işlerin sorumlusu kendisine yapmak sorumluluğu yüklenen AK Parti'dir onun iktidarıdır. Dolayısıyla kimsenin bir şeyden şikayet etmeye hakkı yoktur. Açık, şeffaf siyaset istendiği zaman açıklığın bir parçasını lanet okuyarak yerine getirmeye çalışmak, bu sorumlulukla bağdaşmaz. Son zamanlara çok sıkça Meclis kürsülerine yakışmayacak sözler duyuyoruz. 'Lanet okuyarak kabul ettik'. Kime lanet okudunuz, neye okuduğunuz. Lanet okumanızı gerektirecek ne var? Neyi gizliyorsunuz. Hiçbir şey sonsuza kadar gizli kalamaz. Sizin karanlıkta örtmeye çalıştığın şeyler aydınlıkta ortaya çıkacaktır. Bu tartışmanın bittiğini kabul edemeyiz. Genel başkanların mal varlıklarını açıklamış olmalara bu tartışmayı bitirmek için yetmez" dedi.

Atılması gereken 2 önemli adımın olduğunu, bunlardan bir tanesinin mal bildirimi kanununun değiştirilmesi, diğerinin dokunulmazlıkların sınırlandırılması olduğunu ifade eden Mumcu, "Yapılması gereken bellidir. Mal bildiriminin şeffaflaşması, Anayasa'nın 2 maddesinin değiştirilmesi. 2 günlük mesai gerekli. Buna 'Hayır' diyen AK Parti'nin kendisidir. Hayır demelerindeki sebep nedir onu kendileri bıçaklar. Lanet okuyarak hiçbir şeylin arkasına saklanamazsınız. Çünkü gerçek eninde sonunda anlaşılacaktır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"KARİKATÜR KRİZİ" VE "TRABZON'DA ÖLDÜRÜLEN PAPAZ"

Mumcu, konuşmasında "karikatür krizi" ve "Trabzon'da öldürülen papaz" konularına da değindi. Bu konuda konuşurken son derece dikkatli olmak gerekliliğinin altını çizen Mumcu, "Dünya ve insanlık çok büyük bir provokasyon çok büyük bir kışkırtmayla karşı karşıyadır. Bu provokasyon karşısında dikkatli olmak soğukkanlı olmak sağduyulu olmak akıllı olmak ve akılcı davranmak hepimizin, sadece Türkiye'nin Müslümanlar'ın değil bütün dünyanın ortak sorunudur.

Bunun kışkırtma provokasyon olduğunda hiç şüphe yoktur. Bu kışkırtmanın hedefinin dünyayı bir çatışmaya sürüklemek olduğundan da hiç kuşkum yok. Soğukkanlı davranılmazsa sağduyu galip gelmezse dünyayı önü alınmaz bir çatışmaya sürüklemektir. Bu çatışmanın kesin galip olmayacaktır. Mağlubu olacaktır, o mağlup da insandır, insanlıktır" diye konuştu.

Müslüman dünyasıyla Hristiyan dünyasının karşı karşıya getirilmek istendiğini, Hristiyanlığın arkasına medeniyetin konulduğunu, Müslümanlığın arkasına ise terörizmin konulduğunu, bunu planlayanların ise medeniyetler çatışmasını planlayanların olduğunu belirtti. Dünyanın bir çatışma ortamına sürüklenmek istendiğini bunun da İslam üzerinden yapılmak istendiğinin altını çeken Mumcu, "Amaç, Müslüman dünyasıyla Hristiyan dünyasını karşı karşıya getirmektir. Amaçladığı şey bir çatışmacı dünya görüşünü çatışmacı bir perspektifi bundan sonrasına ilişkin vizyonuna planlarına uygun bir sosyal kültürel siyasal ortam hazırlamaktır.

Reklam
Reklam

Dün Müslümanları en hassas oldukları konu üzerinden kışkırtarak, bu kışkırtmanın neticesinde refleksleriyle tepki göstermeye zorlanmakta ve refleksleri üzerinden idare edilmeye teşebbüs edilmekte, gösterdikleri tepkiler üzerindeki Hrıstiyan dünyasında bir kanaat yerleştirilmeye çalışılıyor. Bu kışkırtmanın asıl hedefi Hristiyanlardır. Hristiyan kamuoyu önünde Müslümanlar'la anlaşmak mümkün değildir. Diyalog kurmak mümkün değildir, düşünce özgürlüğüne tahammüler olan bir halk değil geri kalmış barbar bir toplumdur. Dünyanın yeniden şekillendiği bir süreç içerisinde Hristiyanlarla Müslümanlar arasında kurulmaya çalışan ilişkileri yeni husumetler yerleştirmek. Sağduyulu soğukkanlı dikkatli olması gereken sadece biz değiliz. Belki bizden fazla Batı kamuoyudur, Hristiyan kamuoyudur. Hep kusuru kendimizde arayan kendi inandığımız geri kalmışlık algının esiri olarak efendilerin bize telkin ettiği role razı olmak, bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Bu projakasyonun arkasında dünyanın geleceğini çatışmada arayan ve dünyanın geleceğin medeniyetler çatışması fikrinde kurgulayan hastalıklı bir zihniyet vardır. Bu zihniyet kendi varlığını hasım ilan ettiği öteki ilan ettiği bir başkası üzerinden tanımlamaya alışmış geri kalmış ilke insanlığın insan oluşun geri evlerinde kalmış bir zihniyettir. Bu zihniyetin hedefi vahşi kapitalizmin küresel egemenliğin önüne açmaktır".

Reklam
Reklam

Küresel bir vandalizmin oluştuğuna işaret eden Mumcu, "Küresel vandalizmin arkasına vahşi kapitalizmin, vandalizminin hegomanya saplantısının her şeye kendisi karar verme saplantısının arkasına bir medeniyet konmuştur" dedi. Bir medeniyet sorgulaması gerekecekse bu sorgulamayı İslam dünyası ve Müslümanlar'ın değil Hristiyanların yapması gerekliliğinin altını çizen Mumcu, "İslam dünyası ve Müslümanlar'ın tarihinde asla soykırım yoktur ve olmamıştır" diye konuştu.

"AĞZINIZDAN ÇIKANI KULAĞINIZ İŞİTSİN"

Medeniyetler çatışması zihniyetinin arkasında dünya kendi varlığını kabul ettirmeye ve vahşi barbarlığının esiri yapmaya çalışan faşizmin ve nazizmin olduğunu belirten Mumcu, "Katolik kilisesinin rahibi ne yazık ki lanetlediğimiz bir eylemle hayatını yitirdi. Bunu yapanlar bu eylemlerinin gerekçesi olarak karikatür krizinden etkilenmiş. Yalan bu yalandır. Onlar böyle söylüyor olsa da yalandır. Gerçek şudur. Uzun zamandan beri gerçek kaynağı anlaşılamayan bir takım projakatif kışkırtıcı olaylar Trabzon'da sahnelenmektedir Trabzon bunun için uygun bir alan olarak seçilmiştir.

Reklam
Reklam

Bu kışkırtıcı toplumu da içine alabilecek kışkırtıcı eylemler dizisini gerçekleştiren insan toplumu aşağı yukarı 30-40 kişiden oluşan bir serse içetesinden başka bir şey değildir, Bu eylemin arkasında olan da bu çeteden başkası değildir. Asıl önemli olan şudur bu serseri çetesinin arkasında kim vardır? Bu serseri çetesinin varlığı ortadadır. Eylemleriyle ortaya çıkan bir şeydir.

Ama herkesin bildiği gördüğü bu olay karşısında etkili bir tedbirin alınmaması hükümet adına hesabı verilebilecek bir şeydir. Ama burada önemli olan hükümete çıkış yolunu göstermektir. Cinayetin işlendiği kilise 1874 yılında Sultan Abdülmecit tarafından yapılmış bir kilise. Bir tek Katoliğini bile yaşamadığı kentte buraya gelip giden Kotalikler'in ibadetlerin rahatça yapabilmeleri amacıyla Avrupa'nın hasta adam ilan ettiği Osmanlı'nın kendi iradesiyle kimse ondan talep etmeden inşa etti" ifadelerini kullandı.

Kur'an-ı Kerimden ayetler ve bazı şiirler okuyan Mumcu, Osmanlının olduğu her yerde bu üç dinin ibadethanesinin olduğunu, bunu da bizzat Osmanlının istediğini kaydetti. Mumcu, bazılarının yeryüzü firavunluğuna soyunduğuna işaret ederek, "Yeryüzü egemenliğine medeniyet diyemezsiniz. Biz gücün yerine hakkın geçtiği bir insan medeniyeti istiyoruz. Ama birileri eline geçirdiği güçle dünyanın efendisi olmak istiyor. Dünyanın geri kalanını köle haline getirmek istiyorlar. Bunnu adına medeniyet diyorlar. Medeniyetler çatışması adı altında dünya egemenliğe soyunan küresel barbarlığa verilebilecek bir cevap vardır.

Reklam
Reklam

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz. Hak galip gelecektir, hukuk galip gelecektir, insanlık galip gelecektir. Böyle bir provokasyon yapabilirsiniz, Allah korusun, böyle bir çatışmanın galibi asla siz olmayacaksınız. Böyle bir çatışmanın zarar göreni hiç şüphesiz insanlar olacaktır ama, insanlık eninde sonunda galip gelecektir, hak galip gelecektir bunun için çatışmacı ideolojiden vazgeçin. Bunun sonu insanlığın sondur. Ama biz Tevrat'ta söylediği gibi, İncil'de söylemediği gibi Sokrat'ın söylediği gibi Kur'an da söylediği gibi Konfiçyüs'ün söylediği gibi insanlığın galip geleceğine ve yeryüzünün bir tek insanlık medeniyetine kavuşacağına eninde sonunda inanıyoruz" dedi.

Mumcu bu konuda hükümeti de uyararak, ezberden konuşmamasını belirtti ve "Defalarca söyledim, ağzınızdan çıkanı kulağınız işitsin. Ezberden kulaktan dolma sözlerle dünya meseleleri konuşulamaz. Başbakanımız ikide bir şeddesine de özel bir önem göstererek medeniyetler çatışması medeniyetler ittifakı deyip duruyor. Medeniyetler İttifakı demekle medeniyetler çatışmasını kuran akla teslim oluyorsunuz.

Reklam
Reklam

Ondan sonra kendinizi karşı tez olarak koymanız bile çatışma fikrini üreten bir şeydir. Sözüm ona İslam dünyasının lideriymiş gibi davranacaksınız ama davranışınız taklitten öte geçmeyecek. Bizden çok başkasına şirin görünen bir rolle ortaya çıkacaksınız benim soylu milletimi temsil ediyor olacaksınız. Bu bilgisizlikle bu kifayetsizlikle bu aymazlıkla bu yapılamaz. Elinde bulundurduğunuz iktidar sorumluğu önemli bir sorumluluk" diye konuştu.