Mumcu'dan hükümete "türban" resti

ANKARA (İHA) - ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, "türban" sorununun referanduma götürülmesi yönündeki tartışmalara sert çıkarak, "Çözümün ne olduğu bellidir, isteyen yapar. 2.5 yıldır dilimde tüy bitinceye kadar anlattım ama hükümetin çözmeye niyeti yok. Çözüm, hükümetin bilmediği bir şey değil ama yapmak istemediği bir şey" dedi. Mumcu, tek başına başörtüsünü referanduma götürme girişiminin de Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük olduğunu söyledi.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Vekili Recai Kutan, ANAP Genel Başkanlığı'na seçilen Erkan Mumcu'ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Mumcu'nun ANAP Genel Merkezi'ndeki makamında gerçekleşen görüşme oldukça samimi bir ortamda gerçekleşti.

Reklam
Reklam

SP Genel Başkan Vekili Kutan, çocukluk arkadaşı Turgut Özal'dan sonra lojman komşusu Mumcu'nun ANAP'ın başına geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Mumcu'nun küçük oğlu Mehmet Ali'nin kendisine "dede" dediğini hatırlatan Kutan, "1980 yılından sonra kurulan ANAP'ın ilk dönemlerinde rahmetli Özal ile çok samimi bir arkadaşlığımız vardı. Rahmetli Özal hem çocukluk arkadaşımdı hem de mahalle arkadaşımdır. Aynı zamanda meslektaşımdır. Uzun süre birlikte ortak faaliyetlerimiz oldu" diye konuştu. Mumcu ile de bir dönem lojman komşusu olduklarını anımsatan Kutan, Mumcu'nun çocuklarının 'dedesi' sıfatı kazandığını bildirdi. Mumcu ise, Recai Kutan ile ilişkisinin kurumsal ilişki ile sınırlı kalmadığını kapı komşuluğu da yaptıklarını bildirdi. Küçük oğlu Mehmet Ali'nin Recai Kutan'ı "dedesi" olarak bildiğini belirten Mumcu, "Kendisinin komşuluğu gerçekten olağanüstüydü. Çok büyük sevgi ve saygı duyuyoruz" diye konuştu. Mumcu, Recai Kutan ile siyasette de kaliteli yarışın içine gireceklerini de kaydetti.

Reklam
Reklam

ERDOĞAN'A "TÜRBAN" UYARISI...

Mumcu gazetecilerin sorusu üzerine, türban sorununun referanduma götürülmesi önerisini de değerlendirdi. Üniversite sorununun başörtüsüne indirgenmesinin büyük bir talihsizlik olduğunu vurgulayan Mumcu, son dönemde antidemokratik eğilimlerin sahnelendiğini söyledi. Tek başına başörtüsü konusunu referanduma götürme girişimlerinin Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülük olduğunu dile getiren ANAP lideri, "Sonuç ne olursa olsun Türkiye'nin huzurunu baltalamaya kimsenin hakkı yok" tepkisini gösterdi. Konuyla ilgili defalarca Bakanlar Kurulu'nda sunuş yaptığını anımsatan Mumcu, çözümün kapsamlı bir üniversite reformunu olduğunu kaydetti. Özerk bir üniversite yapısının tesis edilmesi gerektiğinin altını çizen Mumcu, üniversitelerin idari ve bilimsel olarak özerk bir yapıya kavuşturulmasını, sosyal kesimlerle yönetim mantığının benimsendiği bir üniversite modelinin hayata geçirilmesini istedi. Mumcu, "Çözümün ne olduğu bellidir, isteyen yapar. 2.5 yıldır dilimde tüy bitinceye kadar anlattım. Hükümetin çözmek gibi niyeti yok. Referanduma götürürlerse kesin bir çözümsüzlüğe ve Türkiye'nin huzurunu bozmaya yönelik bir girişimdir. Biz hak ve özgürlüklerden yanayız. Çözüm, hükümetin bilmediği şey değil ama yapmak istemediği bir şeydir" değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam

SP Genel Başkan Vekili Recai Kutan da, "referandum" tartışmasını "yapay gündem maddesi" olarak nitelendirdi. Türkiye'deki sorunun temelinde çok yanlış bir irtica ve laiklik anlayışının yattığına işaret eden Kutan, öncelikle laiklik ve irtica kelimelerinin ne anlama geldiğinin tanımlanması gerektiğini ifade etti. Bülent Ecevit'in dilimizden Arapça ve Farsça kelimelerin temizlenmesi için büyük çaba sarfettiğini, ancak koyu bir Arapça kelime olan "irtica" kelimesini ısrarla kullanmasına anlam veremediğini anlatan Kutan, "Herhalde millet anlamasın diye kullanıyordu" dedi. Kutan, referandumun yapılmayacağını ancak sadece herkesin bu konunun lafını etmesinin sağlandığını belirterek, çözüm yollarının belli olduğunu ancak hükümetin çözümsüzlükten yana olduğunu vurguladı.