Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi 71487. sokaktaki Işık Sitesi’nde ikamet eden 30 daire sahibi, sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Müteahhit Ali Resul Ergeç tarafından 1998 yılında yaptırılan siteden, bu yıllarda parasını ödeyerek daire satın alan 30 aile, satış sözleşmesi karşılığında dairelerine yerleşti. Ellerinde ödeme dekontları ve sözleşmelerin bulunduğu daire sahipleri, o dönemin tanınan isimlerinden oldukları için müteahhit Ergeç’e ve iş ortağı Hayyam Garipoğlu’na güvenerek tapularını talep etmedi.
Hayyam Garipoğlu ile iş ortağı olan Ali Resul Ergeç, Sümerbank yolsuzluk davasında cezaevine girdi. Söz konusu dairelerin tapuları, Hayyam Garipoğlu’nun babası Kasım Garipoğlu’na devredildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) 30 daireye tedbir koymasının ardından, dava açan daire sahipleri, müteahhit Ergeç’ten dairelerin iş ortaklığı nedeniyle Garipoğlu ailesine devredildiği yanıtını aldı.
Daha sonra tapularını Garipoğlu’ndan ve müteahhit Ergeç’ten talep eden daire sahipleri, Hayyam Garipoğlu’nun yurtdışında kaçak olduğunu, gelince tapuların da geri verileceği yanıtını aldı. Yıllarca oyalandıklarını iddia eden daire sahipleri, 20 yıldır kimsenin kendilerine ikamet ettikleri dairelerde neden oturduklarının sorulmadığını ifade etti. Garipoğlu ailesine ve müteahhit Ergeç’e dava açan daire sahipleri, tapuların kendilerine değil, Garipoğlu ailesine ait olmasından dolayı davayı kaybetti. Müteahhit Ergeç ’in her fırsatta dairelerin kendilerine ait olduğunu söylediğini ancak daha sonra Garipoğlu ailesiyle anlaşarak kendilerini mağdur ettiğini iddia eden daire sahipleri, evlerinden atılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Kasım Garipoğlu’nun vefat etmesinin ardından miras durumuna düşen daireler, Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009’da canice öldürülen Münevver Karabulut’un ailesine ödenecek kan parasının karşılanması için icra yoluyla satışa çıkarıldı. Münevver Karabulut cinayetinin faturasının kendilerine çıkarıldığını iddia eden daire sahipleri, gidecek yerleri olmadığını ve devlet büyüklerinden yardım beklediklerini ifade etti.
Daire sahiplerinden Cemal Eröz, 20 yıl önce daireleri itibarlı iş adamları olduğu için sözleşme karşılığında satın aldıklarını belirterek, "Biz 20 yıldır bu dairelerde oturuyoruz. Hepimizin yönetimde imzaları var. Bu zamana kadar yoklardı, şimdi bizi evlerimizden çıkartmaya çalışıyorlar. Daireleri aldık, daha sonra tapularımızın Hayyam Garipoğlu’na geçtiğini öğrendik. Biz de mahkemeye başvurduk ve dava Yargıtay’a taşındı. Burada da hakimlerden 2’si ’Tapu kimdeyse, mal onundur’ diyerek aleyhimize karar verdi. Diğer hakim ise 20 yıldır bu dairelerde oturduğumuz için ’Durumun, yaşamın doğal akışına aykırı’ olduğunu belirterek, Garipoğlu ailesinin haksız mal edindiğine karar verdi. Biz bu davayı Yargıtay’da kaybettik" diye konuştu.
Nisan ayında dairelerin icra yoluyla satışına karar verildiğini kaydeden Eröz, "Garipoğlu ailesi, Münevver Karabulut’un ailesine olan kan parası borcu nedeniyle bu daireleri satıyor. Bizler mağduruz. Biz bu daireleri satın aldığımızı her şekilde kanıtlayabiliyoruz. Hatta daireleri satın aldığımız müteahhitin bile evleri bize sattığına dair mahkemede ifadeleri var. Ama buna rağmen kanunlarımız bizi haksız çıkarttı. Cumhurbaşkanımızdan yardım bekliyoruz" dedi.
Dairede ikamet eden 5 yaşındaki Ravzanur Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, "Tayyip dede, bizi evimizden kovmasınlar. Hem tapumuzu alalım hem de evimizi alalım. Onların evi var. Biz çocuk halimizle sokakta mı kalalım?" diyerek yardım istedi.
İHA