Münevver Karabulut bundan tam 58 gün önce öldürüldü. Parçalanan cesedi çöp konteynerine atıldı. Cinayeti erkek arkadaşı Cem Garipoğlu'nun işlediği ve cinayet sonrasında ailesi tarafından yurtdışına kaçırıldığı iddia edildi. Münevver'in kanı Garipoğlu Ailesi'nin villasında bulundu. Dün baba Mehmet Nida Garipoğlu tutuklandı. Ayrıca, Cem için de Interpol'e başvuruldu.
Lise öğrencisi 18 yaşındaki Münevver Karabulut'u başını keserek öldürdüğü şüphesiyle 58 gündür aranan erkek arkadaşı Cem Garipoğlu, artık sadece Türkiye'de değil tüm dünyada aranacak. Türkiye'deki arama çalışmalarından sonuç alamayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü, mahkemeye başvurarak Garipoğlu'nun yurtdışında da aranmasına yönelik karar aldırdı. Mahkemenin uluslararası arama kararı, geçen hafta Adalet Bakanlığı aracılığıyla Emniyet Genel Müdürlüğü'ne iletildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Interpol Daire Başkanlığı, mahkeme kararını Fransa'nın Lyon kentinde bulunan Interpol Genel Sekreterliği'ne ileterek, Garipoğlu hakkında uluslararası arama kararı çıkarılması için başvuruda bulundu.
ÖNCE DİFÜZYON SONRA KIRMIZI BÜLTEN
Difüzyon belgesi, Kırmızı Bülten'den önce acil olarak çıkartılan uluslararası arama ve yakalama belgesi anlamına geliyor.
Interpol amblemli bu belgede, aranan kişinin fotoğrafı, adı soyadı, üzerinde taşıdığı sanılan pasaportun seri numarası ve hangi suçlardan arandığına ilişkin bilgiler yer alıyor. Kırmızı Bülten'in çıkması zaman aldığı için önce difüzyon çıkartılıyor. Kırmızı Bülten'de daha kapsamlı bilgiler yer alıyor ve mahkemeden tutuklanması için karar alınması gerekiyor.
‘KIZIMI ÖLDÜRDÜKLERİ VİLLAYA GİDECEĞİM'
Liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı olarak aranan Cem'in babası Nida Garipoğlu'nun da ‘cinayete iştirakten' tutuklanması Karabulut ailesini sevindirdi. cinayete kurban giden 18 yaşındaki Münevver'in babası Süreyya Karabulut, tutuklanma haberiyle acılarının biraz da olsa hafiflediğini söyledi. Bu arada Cinayetten 58 gün sonra gelen tutuklamaya "Adalet yerini buluyor" diyen acılı baba, kızının öldürüldüğü eve gitmeye hazırlanıyor. Karabulut, "3 Mayıs pazar günü Garipoğlu ailesine ait Bahçeşehir'deki villaya giderek kapıya siyah bir çelenk bırakacağım. Acılı bir baba olarak bunu yapacağım. Kimse engelleyemez" dedi. Olayın başından beri katil değil katiller olduğunu söylediğini anlatan baba Karabulut şöyle devam etti, "Kızımın başı kesilmiş her yer kan içinde. Bunu ne o dadılarla büyütülmüş çocuk ne o anne ne de o baba temizleyebilir. Dışarıdan birileri geldi getirildi temizlediler. Ne o evin ne de cesedin bırakıldığı yerdeki Mutlu Sitesi'nin güvenlik kamera kayıtları bulunabilirdi. Evi kimler temizlediyse o kayıtları da onlar yok etti"
*
"KIZIMLA KONUŞTUM"
Karabulut, başını artık yastığa daha rahat koyduğunu da belirterek, "Çünkü en azından suçlulardan birisi cezaevine girdi. Acımızı dindirmedi ama yine de bizi rahatlattı. Kızımla konuştum ona rahat uyu kızım suçluların hepsi er ya da geç cezalarını çekecek dedim" diye konuştu.
Oğlu ve eşi için yaşamaya çalıştığını söyleyen anne Nagihan Karabulut ise "Ölmeden önce onun yakalandığını göreceğim. O kendisi teslim olup her şeyi anlatacak. Buna inanıyorum" dedi.