Musa Anter’in oğlunun mektubunu okuyan Başbakan duygulandı

Başbakan Recep Tayyip Erdğan, bir suikastte öldürülen Musa Anter’in oğlu Anter Anter’in 43 sene sonra memleketine dönmesini anlatırken duygulandı.

TBMM'nde partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, CHP ve BDP’yi eleştirdi. 'Silah Kürtlerin güvencesidir' deyip çocukları dağa gönderenlere tepki gösteren Erdoğan, “Bunlar acının istismarını, kanın ticaretini yaparlar. Biz sabırla yaşatmanın mücadelesini vereceğiz. Biz sadece bizim dönemimizde vuku bulan hadiseleri değil tarihteki bütün faili meçhullerin hesabını sormaya devam edeceğiz. 'Hiçbir hadise faili meçhul kalmasın' diye uğraşıyoruz. 19 insana ait kemiklere ulaşıldı. Ey yazılı medyanın bir kısmı bunları görmüyor musun? AK Parti iktidarı Ankara’ya teslim olmadı. Ankara’da adaletin, kalkınmanın temsilini gösterdi. 12 Eylül halk oylaması öncesinde 12 Eylül sonrasında idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okumuştum. Mustafa Pehlivanoğlu’nun 'Allah’tan bulsun' diyenler nihayet 32 yıl sonra yargının önüne çıkıyorlar.” şeklinde konuştu.

MUHALEFETİN LİDERİ YANILMIYORSAM DERSİMLİ

“Muhalefetin lideri yanılmıyorsam Dersimli değil mi?” diye soran Erdoğan, Dersim’de yaşananları deşifre ettikleri, toprağın altındaki silahları gün yüzüne çıkardıkları gibi, toprağın altındaki cesetleri çıkardıklarını ifade etti. Uğur Mumcu, Gaffar Okan gibi Türkiye’nin değerlerinin katledildiğini vurgulayan Erdoğan, bu meselelerin üzerinin örtüldüğünü, Ahmet Kaya gibi vatan hasretiyle hayatını kaybedenler olduğunu aktardı.

Musa Anter’in oğlu Anter Anter ile ilgili bir olayı anlatan Erdoğan, duygulu anlar da yaşadı. 43 senedir memleketine gidemeyen Anter Anter’in kendisine mektup yazdığını söyleyen Erdoğan, “Bana yazdığı mektupda ‘memlekete girişimin yasaklanmasının sebebini hala bilmiyorum. Hiç olmazsa bir kere olsun babamın mezarına gidip fatiha okumamıza izin verin.’ yazmış. Geçtiğimiz hafta Anter Anter memleketine geldi. O zaman da yaşadıklarını Anter Anter şöyle anlattı: ‘Suadiye’ye giderken arabayı durdurdum. Aşağı indim ağladım.’ İşte sevgili milletim bu ülke çok büyük acılar yaşadı. Bu millet çok büyük acılar yaşadı. 2 asır öncesinden gelen çok büyük acılar yaşadı. Bir gecede gülistana çevirmenin mümkün olmadığını bilmemiz lazım. Keşke elimizde sihirli değnek olsa da Türkiye’yi bütün safralarından kurtarabilsek. Ama karşımızda 150 yıl öncesinin ittihat terakki zihniyetini taşıyan bir CHP var. Karşımızda Doğu Güneydoğu'nun CHP’si, İttihat Terakkisi olmaya özenen bir BDP var.”

SAYIN KILIÇDAROĞLU GÖZLERİN VAR AMA GÖRMÜYORSUN

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla fezleke üzerinden dar ağacına kadar uzandığını ifade eden Erdoğan, “Kılıçdaroğlu dar ağacını görmek istiyorsa İstiklal Mahkemeleri'ne, üç aliler divanına, gitsin 27 Mayıs’a Yassıada mahkemelerine baksın. Seyit Rıza’nın nasıl idam edildiğine baksın. Sayın Kılıçdaroğlu gözlerin var ama göremiyorsun. Fezleke diyerek Dersim’i unutturamaz. Bugün artık bağımlı yargı, birilerinin arka bahçesi olan yargı yok. Artık bugün milletin yargısı var. 12 Eylül halk oylaması yargı için bir milattır. Bu feryat kendi militanlarını yargıya yerleştiremeyenlerin feryadıdır. 10 yıllardır biri Anayasa Mahkemesi, biri Danıştay’ın önüne kulübe kurdular. Aslında bir bedelli de CHP için çıkarmamız gerekiyor. Bunların Anayasa Mahkemesi ve Danıştay önündeki nöbeti bitmeyecek.” diye konuştu.

KATSAYI TEPKİSİ: ANADOLU EVLATLARININ SÖZ SAHİBİ OLMASINDAN RAHATSIZLAR

CHP’lilerin katsayı düzenlemesini yeniden Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararını da eleştiren Erdoğan şöyle konuştu: “Ziyarete geldikleri zaman hepsine bakıyorsun elma şekeri dağıtıyor. Dersim’deki zihniyet ne ise 27 Mayıs 28 Şubat'taki zihniyet o. Ya siz bu imam hatiplerden neden rahatsız oluyorsunuz. Meslek liselerinden neden rahatsız oluyorsunuz. Bu ülkenin okullarında okuyanlar bu ülkenin çocukları değil mi ya. Kapıcının çocuğu siyasal bilgiler fakültesine giriyor bunlar rahatsız oluyor. Köylü Ahmet amcanın oğlu hukuk fakültesine giriyor bunlar rahatsız oluyor. Anadolu’nun yoksul ve zeki evlatları gelip iyi eğitim alıp memleketin idaresinde söz sahibi olunca bunlar rahatsız oluyor. 27 Mayıs’ı da bu zihniyetle yaptılar. Her ne yaparlarsa yapsınlar Anadolu'nun yürüyüşünü asla ve asla durduramayacaklar. Biz tek başımıza bir mücadeleyi milletimizle beraber yürütüyoruz. Biz öyle 5 yılın 10 yılın değil asırlara sari köhne zihniyeti değiştirmenin mücadelesini sürdürüyoruz. Biz geri dönülemez bir değişimi dönüşümü cesaretle götürüyoruz.