MÜSİAD: Nükleer enerji ülkemiz için zaruri

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜİSAD), nükleer enerjinin Türkiye için tercih olmaktan çıktığını, zaruri bir hal aldığını ifade etti.

17. ICCI Konferansı’nın MÜSİAD Özel Oturumu’nda nükleer enerji ele alındı. Oturum öncesi konuyla ilgili dernekten yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
    “Türkiye’nin enerji ihtiyacının senede yüzde 6,6 artacağı hakikatiyle yatırımların güvenliğini ve rekabet gücümüzü artırmak için nükleer enerji bir tercih olmaktan çıkmış, ülkemiz için bir zaruret haline gelmiştir. MÜSİAD, ülkemizin 2023 hedefleri için enerji konusunun büyük önem taşıdığını hemen her toplantıda dile getirmektedir. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olmak, 500 milyar dolar ihracatı yakalamak ve milli geliri 25 bin dolara çıkartmak için hiç şüphe yok ki daha fazla üretmek durumunda kalacağız. Bunun bir sonucu olarak, enerji ihtiyacı her geçen gün artacaktır.
    Üretiminin yüzde 50’si doğalgaz kaynaklı olmak kaydıyla ülkemizin kurulu gücünün 50 bin MW seviyesine gelmesine rağmen enerji ihtiyacı her sene yüzde 6,6 artacaktır. Bunun ekonomik karşılığıysa her sene 6-9 milyar dolarlık ilave yatırım anlamına gelmektedir. Bu sebeple, en önemli ithalat kalemlerimizin başında gelen ve cari açığa olumsuz sirayet eden enerji konusundaki eksikliğimizi gidermek için jeo -termal enerjiden hidroelektriğe, yenilenebilir enerjiden nükleer enerjiye, kadar bütün seçenekler masaya yatırılmalıdır.
    Öte yandan, nükleer enerji konusu ülkemiz için yeni bir olgu değildir. Bundan 55 sene önce başlayan serüven, muhtelif iktidarların bir nükleer santral kurulması projeleri ve tartışmalarıyla sürmüş, ancak tüm bu girişimler küçük birkaç deneysel reaktörden ileriye gidememiştir. Bugün, iktidarın birkaç nükleer santral kurmayı planlaması ise bu tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Ancak ileri ülkelerin uzun zamandır enerji ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü nükleer enerjiden karşılamakta oldukları hakikati unutulmamalıdır. Nitekim toplam enerji üretiminin nükleerden elde etme oranı, Fransa’da yüzde 78, Belçika’da yüzde 54, İsveç’te yüzde 48, İsviçre’de yüzde 37, Almanya’da yüzde 32, Japonya’da yüzde 30’dur.
    Sonuç olarak, nükleer enerji konusu, hem ekonomik hem de çevresel etkilerinin yanı sıra enerji ihtiyacı ve arz güvenliği göz önünde bulundurularak da ele alınmalıdır. Zira, nükleer santral yapımı sadece tek bir perspektiften değerlendirilmemeli. Ar-Ge ile inovasyona katkı sunan taraflarının yanı sıra, oluşturacağı yan sanayi ile ekonomiye getireceği olumlu dışsallıklarıyla da yorumlanmalıdır.
    Ülkemizin rekabet gücümüzü artırmak ve böylelikle ilerlemesine katkı sunmak için, nükleer enerjiyle ilgili tüm parametreleri dikkate alarak, atılacak adımlardan en makul, en verimli ve en güvenli olanı seçilmeli,alınan kararlar ivedikle uygulanmalıdır.