MÜSİAD’dan 4+4+4’e destek

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), kamuoyunda 4+4+4 olarak anılan ve mecburi eğitimi 8 seneden 12 seneye çıkarmayı öngören kanun teklifine destek verdi. Dernek, düzenlemeyi eğitimde kaliteyi artırıcı fakat gecikmiş bir adım olarak değerlendirdi.
MÜSİAD’dan eğitim reformuna dair yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Son senelerde ülkemizin göz kamaştıran büyüme performansı, ileriye yönelik iddialı hedeflere odaklanmasına vesile olmuştur. Bu hedefleri yakalamak için de kaliteli ve uzmanlaşmış beşeri sermaye ihtiyacı apaçık ortadır. MÜSİAD olarak önce siyasi istikrarın devam etmesi, ardından demokraside ve ekonomide elde edilen artıların devamı için eğitim reformu yargı ve kamu yönetimi reformlarının da tamamlanması gerekmektedir.
Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi içinde yer alabilmek için rekabet şartlarının güçleştiği bir ortamda rakiplerimizden daha süratli, daha verimli ve daha üretken çalışmak durumunda olduğumuz ortadır. Kaldı ki teknoloji üretebilmek adına da mutlaka altyapı dizaynına ihtiyacımız vardır. Bu bağlamda hem vatandaşlarımızın hem de işletmelerimizin çok daha fazla bir donanımı bulunmaları gerekmektedir. 2023 hedeflerinin nasıl yakalanacağının tartışıldığı bir ortamda, bugün atılacak adımların ancak 15-20 sene sonrasının yöneticilerinin yetiştirilmesine imkân tanıyacağı göz önünde bulundurulduğunda, gençlerimizi yaratıcılıktan uzak, akranlarıyla yarış etmek durumunda bırakan bugünkü eğitim ortamının geliştirilmesine yönelik reformlarda geç bile kalındığını itiraf etmeliyiz.
Maalesef eğitim sistemimizde 8 senelik kesintisiz eğitim modeli ve ardından icat edilen katsayı eşitsizliği, iş dünyasında yeteri kadar tahribata sebep olmuştur. Konuyla ilgili daha önce birçok kereler, 8 senelik kesintisiz eğitimin ortaya çıkaracağı sorunları dile getirmiş ve 5+3 kesintili ve mecburi eğitim modelini önermiş olan derneğimiz, kaybedilen 15 senelik süreçte haklı çıkmaktan üzüntü duymaktadır. Gelinen bu noktada, 8 senelik kesintisiz eğitim ve katsayı eşitsizliğinde de ısrar edenler, bu sistemin ülkemizi, mesleki eğitim konusunda ne kadar geriye götürdüğünü herhalde görmezden gelemezler.
Ayrıca, bu modelin, ayrı gelişim süreçlerine ve geniş yaş aralığına sahip çocukları aynı mekânda aynı yönetim modeli ile eğitime tabi tutmasının, bir çok pedagojik ve yönetsel sakıncalara neden olduğu istatistiklerle ve raporlarla da ortaya konmuştur. Kaldı ki mevcut sistemin, çocukların yeteneklerini erken yaşta tespit etmek ve doğru yönlendirme yapmak konusunda da yetersizliği hem hizmet alanlar hem de hizmet verenler tarafından teşhis edilen ortak bir eksikliktir. Dolayısıyla büyümekte olan bir ekonominin en büyük ihtiyacının çağın gerekliliğini yakalamış nitelikli insan gücü olduğu gerçeği ile hareketle, ülkemizin sanayisi, kaliteli bir meslek eğitim sistemini acil olarak beklemektedirler. Aynı zamanda, eğitim sistemimizi öğrencilerimizin zekâlarını kullanabileceği ve kabiliyetlerini, becerilerini geliştirebileceği bir şekle dönüştürmek hepimizin ortak arzusu olmalıdır. Bu bağlamda, meslek liselerimizi de Türkiye'nin kalkınmasındaki taşıdığı öneme göre yeniden şekillendirmeliyiz. Bu bağlamda, dünya ülkelerinin pedagojik verilere dayanarak oluşturdukları yaş aralıkları üzerinden bir eğitim modeline yöneldikleri bir dönemde, ülkemizde de 12 seneye çıkması önerilen kesintili ve esnek zorunlu eğitim yaklaşımının kaliteyi artıcı ancak gecikmiş önemli bir adım olacağına inanıyoruz.