Mustafa Balbay: Benden özür dilenmesin, özgürlükler konuşulsun yeter

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, cezaevine girdiği dönemde Ankara temsilciliği görevini yürüttüğü Cumhuriyet Gazetesi'nde meslektaşlarıyla buluştu.

Bu sırada Balbay'ı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel aradı. Demirel'in "Sizden özür dilenmesi gerekir" dediğini ileten Balbay, "Bu bu toplumda özgürlükler konuşulsun yeter, benden özür dilenmesin" ifadelerini kullandı.

Ergenekon Davasından tutuklanmasının ardından 4 yıl 277 gün sonra tahliye olan Balbay, özgürlüğünün ilk gününde, çocukları Yağmur ve Deniz Balbay'ı okula bırakmasının ardından, cezaevine girdiği dönemde Ankara temsilciliği görevini yürüttüğü Cumhuriyet Gazetesi'ne geldi. Burada Balbay'ı okurları ve meslektaşları "Balbay sen bizim her şeyimizsin", "Hoş geldin özgürlüğe" sloganlarıyla karşıladı. Kendisine mikrofon uzatan basın mensuplarına "Odamı özledim" diyen Balbay, öncelikle gazetedeki odasına çıktı.

Reklam
Reklam

DEMİREL ARADI

Bu sırada, Balbay'ı 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel telefonla aradı. Demirel, Balbay'a geçmiş olsun dileklerini iletirken Balbay da "Çok teşekkür ediyorum. Halkın gücünü en iyi bilenlerden biri sizsiniz. Ben de toplumun bu sevgisi ve desteği karşısında çok sevindim. Sorululuğumun da arttığını hissettim" dedi. Balbay, Demirel'e kendisiyle ayrıca bir araya gelmek istediğini de ifade etti.

BALBAY: "ÖZGÜRLÜĞÜN TARİFİ ELİNİZİ YANA ATTIĞINIZDA SEVDİĞİNİZE DOKUNMAK"

Bir süre mesai arkadaşlarıyla hasret gideren Mustafa Balbay düzenlediği basın toplantısında, "Gerçekten özgürlük çok güzel bir şey, daha 24 saat dolmadı ama dolu dulu yaşıyorum. Hapiste ranzaya uzanırsınız elinizi yana attığınızda da demir çubuğa çarparsınız. O demir çubuk hep soğuktur yazın da, kışın da Belki de özgürlüğün tarifi elinizi yana attığınızda sevdiğinize dokunmak demek. Dün özgürlüğe böyle başladım" diye konuştu. Bugün ilk olarak çocuklarını okula bıraktığını ifade eden Balbay, "O pırıl pırıl çocukları görünce de içimden gelen ilk şeyi söyledim, dedim ki "Çocuklar her şey çok güzel olacak" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Hapishanede zaman zaman kendini yalnız hissettiğini, "Şu dönemde toplum daha farklı bakamaz mıydı" dediğini anlatan Balbay, ancak bu durumun hiçbir zaman kalıcı olmadığını, umudunu yitirmediğini belirterek, "Sonunda gerçekten hep o beklediğim sesi, beklediğim uyanışı gördüm" dedi.

"BUNDAN SONRA SİYASETTE DE VARIM DİYORUM"

Kendisinin her şeyden önce gazeteci olduğunu ve kalemi elden bırakmayacağını vurgulayan Balbay, hapisteyken oyun yazmasını da öğrendiğini, Aziz Nesin gibi usta olmak gerekmediğini, yaşadıklarını yazamaya devam edeceğini belirtti. Balbay, "Şu anda kalemi elden bırakmadan ama siyaseti de olabildiğince iyi yapmaya çalışacağım. Bundan sonra siyasette de varım diyorum. Haddimi, neyi ne kadar yapabileceğimi biliyorum ama ilk yapacağım şey şu olacak, bir ucundan ben tutacağım. Önümüzde yerel seçimler var. Onlar kabul ederlerse, başta İzmir olmak üzere, her belediye başkan adayının yardımcısı ben olacağım. Bu ülkede ne olursa olsun çok şey yapabileceğimize inanıyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"GEZİ RUHUNUN İÇERDEKİ YANSIMASI"

"Bir planınız yoksa başkalarının planının parçası olursunuz" sözünü anımsatan Balbay, şöyle devam etti:

"Biz Türkiye olarak bir plan yapamadık ama başkalarının da planının parçası olmadık. Bu toplumla beraber, biz bir plan yapabilecek güçteyiz. Bunun kanıtı Gezi'dir. O Gezi ruhunun içerdeki yansısını size anlatamam. Cumartesi Türkiye ayakta, Pazar ayakta O gün akşam, Tuncay Özkan'la şunu söyledik, "Acaba Pazartesi sürer mi?' Tabi ki kırıp dökmeden, o olayların sempatisine zarar vermeden"

Bugünün İnsan Hakları Günü olduğunu anımsatan Balbay, "Benim bazen dilim sürçer "İnsan Haklamaları Günü' derim ama artık ona karşı durulabileceğinin kanıtı var, Anadolu insanı var, bir uyanış var. Gezi eylemlerinin Türkiye'nin bütün illerinde olması bunun başlıca göstergelerinden biridir. 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde bundan sonra artık özgürlükler konuşulsun diyorum" dedi.

"HUKUK ÖYLE ÜSTÜN BİR YERDE Kİ ULAŞMAK KOLAY DEĞİL"

Balbay, Anayasa Mahkemesi'nin kararının da çok önemli bir karar olduğunu ifade ederek, "Tabi Türkiye'de "hukukun üstünlüğü' sözü, hukuk öyle üstün bir yerde ki ulaşmak kolay değil. Çok üstün bir yerde, baya bir uğraşmanız gerekiyor. Abartmamak da lazım beş yılı geçmiyor gibi. Tabi bazıları açısından, 5 yılı geçen de var" diye konuştu. Anayasa Mahkemesinin son kararı, "Mustafa Balbay milletvekili olduktan sonra bırakmalıydınız' diyor. Her şeyi bir yana bırakıyorum, o çizgiden sonra bile her günün bir önemi var.

Reklam
Reklam

"SİZDEN ÖZÜR DİLENMESİ GEREKİR"

Basın toplantısına başlamadan önce 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in kendisini aradığını söyleyen Balbay, Demirel'in "Sizden özür dilenmesi gerekir" dediğini iletti. Balbay, "Bu bu toplumda özgürlükler konuşulsun yeter, benden özür dilenmesin" ifadelerini kullandı.

"6 KEZ BU VİRAJI DÖNDÜM"

Özgürlüğün var olunca doğal karşılanan ama kaybedilince değeri anlaşılan bir şey olduğunu vurgulayan Balbay, "Hiçbir umut yoktur, belli bir süreç içinde çıkacağım dersiniz. Tabi ki katlanabilirsiniz ama tam 6 kez "bu kez tamam' virajını döndüm. Bu başka bir acı" derken, mahkeme ve milletvekilliği süreçlerini anlattı. "Şimdi 6. virajda dondurmayı üfleyerek yemek gerekir diye düşündüm" diyen Balbay, "Ama bu kez genel kamuoyunun özgürlükten yana olmasına çok sevindim" değerlendirmesinde bulundu.

"AYM'NİN VERDİĞİ KARAR, MUSTAFA BALBAY MİLLETVEKİLİDİR VE MİLLETVEKİLLİĞİ ENGELLENMEKTEDİR"

Balbay, tahliye kararı çıktıktan sonra cezaevi yönetiminin bir an önce çıkarılmasını istediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Kapıyı kapatırken son bir kez baktım koğuşa Koğuşun kapısındaki resmimi aldım. Kapıyı kapatırken, o kapıyı içeride yatan bütün yurt severlerin üzerine kapatmış kadar kendimi sorumlu ve bir acı his içinde hissettim. Şimdi oradaki arkadaşlara kabul ederlerse, "dışarıdaki bir parçanız da benim' diyorum. Süreç içinde hep beraber paylaşacağız ama onların özgürlüğü de benim mücadelemin bir parçası olacak bundan sonra. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar, "Mustafa Balbay milletvekilidir ve milletvekilliği engellenmektedir' diyor. Gerçekten bunu herkesin devam ettirdiğimizde herkesin için Çünkü içerdeki insanlar yaşamlarının beklenmedik bir diliminde böyle bir şeyle karşılaştılar."

"İÇİMDE HİÇBİR KİN VE İNTİKAM DUYGUSU YOK"

Balbay, konuşmasının ardından eşi Gülşah Balbay'ı da yanına çağırarak, gazetecilerin soruları cevapladı. Bir gazetecinin dün gece neler yaşadığını sorması üzerine Balbay, şunları söyledi:

"Oğlum Deniz, bana dokundu, herkes gitti, ailece kaldık, bana ilk sorusu şu oldu; "Baba, uzun kalacaksın, burada kalacaksın değil mi?' oldu. İkincisi, "Baba, beraber yatacağız değil mi?' dedi. Onu ben uyuttum. Bu duyguyu içerideki bütün insanlar yaşıyor. Bunları Türkiye'nin bu noktalardan dönmesi için sizlerle paylaşıyorum. Bu sabah onları okula bıraktım. Oğlum Deniz, "Baba çantamı sen taşı' dedi. Özgürlük insanın elini uzattığında sevdiğine dokunabilmesi."

Reklam
Reklam

Balbay, Ankara'daki programı bittikten sonra ilk fırsatta Nazilli'de yaşayan anne ve babasının yanına gideceğini de dile getirirken, annesinin kendilerine söylediği, "Cahilin başucunda olacağına, okumuşun ayağının dibinde ol" sözünü dile getirdi.

"3 BİN SAAT HAKİM KARŞISINDA DURMUŞUM", "BEN TABAKTA MEYVE MİYİM?"

Cezaevindeyken duruşmalara devamlı gittiğini ve savunma hakkının engellendiğini belirten Balbay, "3 bin saat hakim karşısında durmuşum. 3 bin saatin devamında da henüz daha hukuka ulaşamamışsınız, bu süreçlerden geldik. Bütün iddianameler birbirine bindi, suçlamaların nereye bağlanacağını bilmiyorsunuz. Söz hakkı istedim, "Benim yazılarımın bir siteye konmasıyla beni hangi suça, hangi iddiaya ortak etmek istiyorsunuz?' Cevap, "Sayın Balbay siz olgunlaşmış bir meyvesiniz, sizi kullanırlar'. Ben tabakta meyve miyim?

Diyorlar ki "iki saat konuşabilirsin', e diyorsun, "Çok suçlama' var, "Geçmişte çok konuştun' diyorlar. On tane suçun var deyip birini söylüyorlar, savunmanı yapıyorsun. Öteki dokuz suçu söyleyince "Sen savunmanı yaptın' diyorlar. Bu yargılamalar, yargılama değil" dedi.

Reklam
Reklam

"İÇİMDE HİÇBİR KİN VE İNTİKAM DUYGUSU YOK"

İçinde hiçbir kin ve intikam duygusu olmadığını söyleyen Balbay, "İntikam almak istediğim tel şey, intikam duygusu. Ben çocuklarıma o tür duyguları bırakmak istemiyorum. Ne olursa olsun önce akıl diyorum. Acıları bal eyleyeceğim" diye konuştu.

Balbay, hapishanede "Kendimle konuşmalar" adında bir kitap yazdığını da belirtirken, "Şu anda onun düzeltmesini yapıyordum. Bütün planlar bozuldu" diye diyerek espri yaptı.

ÇİÇEK'E "BEN GELDİM"

Balbay, öğleden sonra Meclis'te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşeceğini anımsatırken, ayrıca TBMM Başkanı Cemil Çiçek de ziyaret etmek istediğini belirterek, "Ben geldim, diyeceğim" ifadesini kullandı.

EŞİ: "BUGÜN BALBAY'IN GÜNÜ"

Balbay'ın eşi Gülşah Balbay da çok mutlu olduğunu ifade ederken, "Bugün Balbay'ın günü. Bu mutluluğumuzu diğer tutukluların aileleri de yaşarsa, içimize daha çok sinerek yaşacağız. Çocuklar, ailece hepimiz dün harika bir gün yaşadık. Bizi 5 yıl süresince yalnız bırakmayan herkese de çok teşekkür ediyorum" dedi. (ANKA)

(GO/ÖZK)

Reklam
Reklam