Mustafa Çalışkan 15 Temmuz gecesini anlattı

İSTANBUL Emniyet Müdürü Dr.

Cengiz ÇOBAN - İsa ALMAÇAYIR / İstanbul, (DHA) - İSTANBUL Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan "Hafızanda Ne Var? Harbi Konuşmalar" programına katıldı. Mustafa Çalışkan, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşadıklarını anlattı.

15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin üçüncü yıl dönümünde kapılarını ziyaretçilere açan ve 15 Temmuz Derneği'nin işletmesini yürüttüğü Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde her ay farklı konuşmacıların yer alacağı "Hafızanda Ne Var? Harbi Konuşmalar" programı başladı. Moderatörlüğünü Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse yaptığı programın ilk konuğu ise hain darbe gecesinin en önemli tanıklarından İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan oldu. Darbe girişimini haber alır almaz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne giderek o gece darbecilerle sahada mücadele eden Çalışkan, 15 Temmuz öncesini ve darbe gecesini şöyle anlattı:

Reklam
Reklam

"HİÇBİR POLİS SİLAHINI TESLİM ETMEYECEK"

"O gece anormal bir durum olduğunu farke dince yerimizden fırladık. Oradan çıkarken benim verdiğim bir talimat var. 'Hiçbir polis silahını teslim etmeyecek gerekirse de silahını kullanacak. Silah bizim namusumuzdur' diyerek koridordan bağıra bağıra yürüdüm. Whatsapp konuşmalarında 'Mustafa Çalışkan köprüye gitti tutuklayın onu' diyerek kendi aralarında konuşuyorlar."

"KÖPRÜYE TANK İSTEDİM"

İstanbul İl Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, "O gece telsizden tankı alıp köprüye getirin dedim. Yavuz Türkgenci paşam da, 'Tankı ne yapacaksınız sayın müdürüm?' dedi .Ben de "Tank ile onlara ateş edeceğim" dedim. Tabi biz tankın nasıl bir alet olduğunu her sivil kadar biliyoruz. Askerler bunu detaylarını biliyor. Paşa dedi ki, 'katliam olur.' Ben de, komutanım zaten şuan katliamı, savaşı yaşıyoruz. Gözümüzün önünde insanlar vuruluyor. 'Siz bunu kullanamazsınız' dedi. 'Karşı taraf profesyonel. Karşı taraf burada canlı bırakmaz.' Diye doğru bir ikazda bulununca vazgeçtik" dedi.

Reklam
Reklam

"KÖPRÜDEKİ HİÇBİR ASKER MASUM DEĞİL"

15 Temmuz gecesinin ardından başarılı bir yargılama süreci yaşandığını vurgulayan Çalışkan, "Ancak yarım saat, bir saatten bahsetmiyoruz. Akşam 10'dan sabah 6'ya, 7'ye kadar olan bir süreden bahsediyoruz. Köprü için çok net söylüyorum. Oradaki hiçbir asker masum değil. Türk askerinin yapması gereken şudur, yarım saat, bir saat olayı anlamaya çalıştınız anladınız. Anladıktan sonra kafanıza silah dayansa dahi sizin orada yapacağınız şey, silahını bırakmak, masun insana ateş etmemekti. Modern milli mücadeledir. Karşı tarafta at başı, koçbaşı bize saldıran örgüte karşı modern milli mücadelede ne yapmamız gerekiyorsa onu yapıyoruz. Ve buradan biz galip çıkacağız. Çünkü biz haktan yanayız" dedi.

"SİZİN ZIRHLILARINIZ YOK MU MUSTAFA BEY?"

"Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu tavrı tarihte 3-5 dünya lideri koymuştur veya koymamıştır" diyen Çalışkan, "Bu hemen kolay sokağa çıkın deyip millete sokağa davet etmek basit sıradan bir iş değil. Çok zor bir karar. Bu kararla beraber kendi canınızla, ailenizle her şeyinizle bu kararın tam ortasındasınız. Herkesin sizi alıp saklayalım korunaklı yere götürelim dediği anda halkın içindesiniz. Bunların her birisi tekrar geriye dönüp baktığımızda milleti ayakta tutan. Ve o milyonları sokağa döküp günlerce içeri girmemesini sağlayan liderdir. Köprü sırasında birkaç defa kendisiyle telefonda görüştük. Durumu sordu. Bende darbeye benzediğini ve askerlerin bize ateş ettiğini söyledim. Tabi o da kendine has üslubuyla 'sizin zırhlılarınız yok mu Mustafa Bey' dedi. 'Var sayın Cumhurbaşkanım' dedim. O zaman sizde zırhlılarına bineceksiniz siz de üzerinize düşeni yapacaksınız" dedi.

Reklam
Reklam

"MÜCADELE AYNEN DEVAM EDECEK"

En yakın bildiklerimiz bile sırtını dönük olduğunun söyleyen İstanbul İl Emniyet Müdürü Çalışkan, "Halen de daha sıkıntı devam ediyor. Sıkıntının tamamen ortadan kalktığını, rahatız bunların artık gücü yok. Bunu hiç düşünmüyorum. Öyle bir kök salmışlar ki budadığınız kadar altta kök var. Ama bu mücadele aynen devam edecek. Bu mücadeleden bu devlet bu millet zafer ile çıkacak" dedi.