Mustafa Kutlu: "İslam aleminin başındaki bela kapitalizmdir"

Yazar Mustafa Kutlu: - "İslam aleminin başındaki bela kapitalizmdir. Bu yapı, bütün dünyanın kanını emiyor. Bunun tasallutundan kendimizi selamete çıkartmadıkça kurtulamayız" - "15 Temmuz direnişi, ruhumuzu kaybetmediğimizin en büyük işaretidir. Demek ki bütün darbelere rağmen, bizim bir ruhumuz varmış. Bu ruh bizi bir yerlere götürebilir. Bu yüzden ben çok ümitvarım" - "Dram, çeşitli formlarda kendini gösterebilir. Fakat sonunda geldiği yer insandır. İnsanı da çıkmaza düşüren şey nefsidir. Yani bizim dramımız nefis mücadelesidir"

İSTANBUL (AA) - Yazar Mustafa Kutlu, İslam aleminin başındaki belanın kapitalizm olduğunu belirterek, "İsterseniz küresel sermaye, güç ya da komplo teorileriyle ifade edin, fark etmez. Bu yapı bütün dünyanın kanını emiyor. Bunun tasallutundan kendimizi selamete çıkartmadıkça kurtulamayız." dedi.

Bilim ve Sanat Vakfı'nda (BİSAV) Mustafa Özel moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlik, yapımcılığını Ülke TV'nin üstlendiği, Mustafa Kutlu'nun kendi hikayesini anlattığı "Kalbin Sesi: Mustafa Kutlu Belgeseli" gösterimiyle başladı.

Reklam
Reklam

Gösterim sonrası katılımcılardan gelen soruları yanıtlayan Kutlu, Hareket dergisi çevresinden gelen bir yazar olarak derdinin hep memleket meseleleri olduğunu söyledi.

Usta yazar, sadece gençlerin eğilimlerini, sıkıntılarını ve dertlerini yakından takip ederek, "Hayat Güzeldir" adlı kitabını gençlere ilaç olması niyetiyle kaleme aldığını anlattı.

Bütün hikayelerinin ve denemelerinin içerisinde saklı bir meselenin olduğuna işaret eden Kutlu, "Yazmaya başladığım günden bu yana uğraştığım memleket meselelerinin beni getirdiği yer, kapitalizm denilen şeytanın elinden kendimizi, memleketimizi, İslam alemini ve bütün dünyayı nasıl kurtaracağımız oldu." diye konuştu.

Mustafa Kutlu, son kitabı "Kalbin Sesi" ile kapitalizmin iç yüzünü ortaya çıkartmayı hedeflediğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"İslam aleminin başındaki bela kapitalizmdir. İsterseniz küresel sermaye, güç ya da komplo teorileriyle ifade edin, fark etmez. Bu yapı, bütün dünyanın kanını emiyor. Bunun tasallutundan kendimizi selamete çıkartmadıkça kurtulamayız. Dünyadaki mevcut kanunlar, onun kanunlarıdır. Bütün alanlarda iktisatta, siyasette, eğitimde ve sanatta her yerde onun kanunu geçerli ve o kanunların gölgesinde, baskısı altında biz ne ahlak konuşabiliriz ne aile ne de çocuk konuşabiliriz. Bu badirenin içerisinden nasıl çıkabiliriz, meselemiz bu olmalı. Ben sadece bir hikayeciyim bunu bir ideoloji, bir doktrin olarak gündeme getirmem mümkün değil. Sadece bir pencere açmak istiyorum, bir kıvılcım çakmak, bir işaret fişeği olmak istiyorum."

Reklam
Reklam

- "15 Temmuz direnişi ruhumuzu kaybetmediğimizin en büyük işaretidir"

Türkiye'de sürekli olarak bir dejenerasyondan bahsedildiğine dikkati çeken Kutlu, "Ben bu fikirlere kesinlikle katılmıyorum. Çünkü bu memlekette hemen hemen her kesimden insanın, 'Bizden adam olmaz. Bu memleket batmış gibi.' umutsuz ifadeleri kullandığı bir zamanda, birdenbire 15 Temmuz direnişi gerçekleşti. 15 Temmuz direnişi, ruhumuzu kaybetmediğimizin en büyük işaretidir. Demek ki bütün darbelere rağmen, bizim bir ruhumuz varmış. Bu ruh, bizi bir yerlere götürebilir. Bu yüzden ben çok ümitvarım." dedi.

Usta yazar, Anadolu denildiğinde ise aklına sadece coğrafi bir bölge gelmediğini anlatarak, "Bizim atalarımız Balkanlar, Kafkaslar, Halep ve Şam gibi büyük bir alana yayılmıştır. Bu yüzden ben Anadolu dediğimiz zaman, bizimle beraber dertlenen, ağlayan, gülen bütün insanları düşünüyorum. Anadolu dediğim zaman, sadece belli bir coğrafyayı kastetmiş olmuyorum." ifadelerini kullandı.

- "Bizim dramımız nefis ile mücadeledir"

Reklam
Reklam

"Ya Tahammül Ya Sefer" kitabını ise kendi kuşağının istikbalini dile getiren, dramını anlatan bir kitap olarak yazdığını söyleyen Kutlu, "Fakat daha sonra anlaşıldı ki bizden öncekiler benzer dertlere sahip olduğu gibi, bizden sonrakilerin de yaşadığı bir macera oldu. Bu yüzden bu kitap ortaklaşa herkesin paylaşabileceği dertleri dile getiren bir kitaptır." dedi.

Romanın, çıkmaza düşen insanın dramını ele aldığını aktaran Kutlu, "Dram, çeşitli formlarda kendini gösterebilir fakat sonunda geldiği yer insandır. İnsanı da çıkmaza düşüren şey nefsidir. Yani bizim dramımız nefis mücadelesidir. Nefis mücadelesini hakkıyla anlatabilen kişiler ancak bu yolda yürüyebilir ve iyi romanlar yazabilir." şeklinde konuştu.