Müşteki, bulunduğu halden şikayetçi olan kimsedir. Müşteki sanık terimi genellikle hukuki terim anlamı ile kullanılır. Kişinin müşteki sanık olabilmesi için mağdur olması gerekir.
Müşteki sanık ne demek diye sorulursa öncelikle bu kişinin mahkemeye taşınan olayla ilgili bir mağduriyet yaşaması gerektiği bilinmelidir. Hukuksal alana taşınan olaydan bir şekilde etkilenen kişidir. Başka bir deyişle ortaya çıkan olaydan şikayeti olan kişilerdir. Şikayeti yoksa sadece sanık olarak ifadesine başvurulur. Ama hakkını arıyor ve olaya sebep olanları suçluyorsa bu görevi ifa edebilir. Kelimenin Türkçe anlamı yakınıp, sızlanarak şikayet eden anlamını taşır. Bazen suç dolayısı ile mağduriyete uğrayıp şikayette bulunanlar aynı zamanda başkaları tarafından da şikayet edilebilir. Bu durumda bu kişiler hem şüpheli hem de mağdur durumunda mahkemede yer alırlar.
Şikayetçi taraf suç nedeniyle zarar görerek hakkını arama talebi ile mahkemeye başvurabilir. Şikayetçi taraf yargı süreci içerisinde mahkemeye katılma isteğinde bulunabilir. Böylece davaya müdahil olur, yani davaya katılır. Davanın üçüncü kişisi sıfatı ile katılırsanız müdahil olmuş olursunuz. Yargılama süreci içerisinde şikayet ettiğiniz kişiler de sizden şikayetçi olurlarsa bu durumda müşteki sanık hakları ortaya çıkar ve kişiler bu haklarından faydalanabilirler. Mağdur duruma düşenler uğradıkları mağduriyeti mahkemeye ayrıntılarıyla anlatır ve gerekirse tanıklar da dinlenir. Suç mağduru şahıslar her zaman şikayet etme hakkına sahip olup mahkeme yolu ile hak ararlar. Şikayetçinin vefatı durumunda ve henüz mahkeme sonuçlanmamışsa mirasçılar müdahil olarak davaya devam edebilirler.
İşlenen suçtan zarara uğrayan kişilerin bir takım hakları vardır. Öncelikle delil toplanmasını isteme hakkı mevcuttur. Şikayet edilen konularla ilgili delil toplanabilir ve bu her zaman lehinize bir yarar sağlar. Bunun dışında baro avukatlarından da faydalanılabilir. Savcı kararının sonucuna itiraz edilebilir. Bütün haklardan gerek görülen durumlarda faydalanılabilir. Müşteki sanık ne demek hukuk alanı terimine bakıldığında suçtan zarar gören ve hakkını arayan kişilerdir. Yalnız dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır; mağdur taraf fail ve fiili tespit ettiği tarih itibarı ile ilk altı ay şikayet süresi hakkına sahiptir. Olayın ne olduğu ve olayı kimin işlediğinin tam olarak bilinmesi ve bu süreç içinde en geç altı ay içerisinde şikayet etmesi gereklidir. Suçun işlendiği tarih bu nedenle önem taşır. Suç yedi ay önce işlenmiş ise ve yedi ay sonra şikayette bulunulmuş ise TCK’nin 66. Maddesine göre bu süre aşılmış olur. Şikayetin süresi kaçırılır.
Müşteki Sanık Mahkemeye Gitmezse Ne Olur?
Müşteki sanık mahkemeye gitmezse ne olur sorusunun yanıtı; hakimin çağırdığı durumda duruşmaya katılım şartı olacaktır. Hakim, ifadesini yeterli bulursa tekrar gelmesini istemez. İfadesinin alınması gerekli olduğu zaman mahkemedeki duruşmaya çağrılır. Gitmeme durumunda problem yaşanır. Mahkemeye gidilmemesi her zaman kişinin aleyhine olur. Müştekinin katılması olayın aydınlatılması için önemliyse mutlaka duruşmada dinlenmelidir. Eğer gitmezse kolluk kuvvetleri devreye girer ve mahkemeye zorla getirilir. Mahkemeye katılması için ikinci bir tebligatın tekrar gönderilmesine gerek görülmez. Bazen müştekinin şikayetten vazgeçme durumu yaşanır. Bu durumu sanık kabul ettiği takdirde dava düşer. Kişinin her zaman duruşmalara katılması mecburi değildir. Genellikle olayların aydınlatılması amacı ile dava ile ilgili tüm kişiler duruşma sürecinde dinlenmek istenir, bu durumda gerekli tüm kişilere davetiye gönderilir. Bu davetiyeye uyarak duruşmalara gidilmesi davanın kısa sürede sonuçlanması için önemlidir.
Duruşma günü geldiğinde mahkemede bir oturma düzeni olacaktır. Müşteki sanık vekilinin duruşmadaki yeri genelde hemen yanında olacak şekilde düzenlenir. Fakat aslında en iyi yol hakimden bu konuda bilgi almak şeklinde olacaktır. Bazen uygulamalarda farklılıklar olabilir. Duruşma öncesinde bu sorunun sorulup öğrenilmesi kafalardaki soru işaretlerini giderecektir. Duruşmalar davalı olunan ve şikayetçi olunan konularla ilgili nihai kararın verileceği yerlerdir. Bu durumda duruşmada sürecin nasıl işleyeceği iyi bilinmelidir.
Terim şikayetçi olan tarafla ilgilidir. Davacı tanımı ise geniştir. Davacı, herhangi bir konu ile ilgili dava açabilir. Tüzel kişiler veya bireysel olarak sıklıkla karşımıza çıkan kavramlardır. Her zaman davacı kelimesini duyabilirsiniz. Çözümsüz kalan sorunlar hukuk yolu ile çözüme kavuşturulur. Bunun için yargıya başvuru yapılır. Bireysel veya tüzel kişiler arasında çözümü bulunamayan konulara yargı yolu ile çözüm bulunur. Hakkına tecavüz edildiğini söyleyen davacı daha geniş bir anlamı ifade eder. Çünkü iddia ettiği konu hakkında mahkemeye deliller getirmesi gerekir. Bu durumda davacının yükümlülüğü daha kapsamlıdır. Bazen sadece davacı şikayet eden tek taraf olmaz. Bazen davacı aynı zamanda şikayete konu olan kişi de olabilir. Yani karşılıklı iki tarafta birbirini şikayet eder. Bu durumda ise davacıya müşteki şüpheli ismi verilir. Özel veya tüzel kişilerin anlaşmaları çözememe durumlarında her zaman hukuk gücüne güvenilir. Hukuk kuralları ve yasaları toplumu düzenler. Hukuk aslında bir bilim dalıdır. Konusu ise toplumu düzenleyen bütün kural ve yasalardır. Bir devlette hukukun işleyişinin sağlam olması o devletin gücü ve başarısını gösterir. Aynı zamanda iç işleyişinde ve huzurunda da pozitif bir etki yaratır. Toplum kendini güvende hisseder.