ROMA (İHA) - Ermeni Kilisesi'nin ruhani lideri Patrik Mesrob Mutafyan, Roma'ya yaptığı dostluk ziyaretinde Papa 2. John Paul, Vatikan'ın Dışişleri Bakanı Jean Louis Tauran ve İtalyan yetkililerle görüştü.
Vatikan'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesine destek verdiğini gördüğünü belirten Mutafyan, Papa'nın "Mesih'ten aldığı yetkiyle Türkiye'yi kutsadığı" mesajını verirken, Vatikan Dışişleri Bakanı Tauran'ın ise Türkiye'ye destek verdiklerini ama Türkiye'den ülkedeki Hıristiyan azınlığın haklarını iyileştirmesi için çaba beklediklerini iletti. Kasım ayından bu yana Avrupa'da iyi niyet ziyaretlerini sürdüren Mutafyan, sadece kendi cematini değil tüm Müslüman olmayan azınlığı temsilen temaslarını sürdürdüğünü ve kesinlikle bir politikacı olarak değil bir Türkiye vatandaşı olarak, temsil ettiği cemaatin fikirlerini iletmek için Avrupa turuna çıkma kararı aldığını belirtti. "Hepimiz aynı gemideyiz" diyen Mutafyan, "Türkiye halkları Osmanlı döneminden bu yana yüzünü Avrupa'ya dönmüştür. Atatürk'ün devrimleriyle bu yöneliş güçlenmiştir. Yüzyıllardır, 'Ben batılıyım' diyen Türkiye halkına Avrupa, 'Hayır değilsin' diyemez. Bu yanlış" diyerek Türkiye'nin Avrupalı olup olmadığı tartışmaları konusundaki görüşlerini dile getirdi.
"TÜRKİYE, FRANSA'DAN BİLE DAHA LAİK" Mutafyan'ın, Türkiye Roma Başkonsolosluğu'nda yaptığı basın toplantısına yabancı basının ilgisi büyüktü. Patrik Mutafyan, muhafazakar çevrelerin Müslüman olduğu için Avrupa Birliği'nden dışlanmaya çalışmasına cevaben iyiniyet ziyaretlerini başlattığını açıkladı. "Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir. Fransa'dan bile daha laik olduğunu söyleyebilirim" diyen Patrik, Türkiye'nin önemli uygarlıkların beşiği olduğunu ve Hristiyanlığın batıya yayılmadan önce ilk kök salmasının Anadolu'da yaşandığını hatırlattı. Türkiye'de pek çok ülkede eşi görülmeyen kültürel bir armoni olduğunu vurgulayan Mutafyan, Türkiye'de resmi olarak sadece 10 yıldır dinlerarası diyalog olmasına rağmen halkların yüzyıllardır sosyal diyalog içinde yaşadığını ve yaşama geçirilmiş böyle bir hoşgörünün Avrupa ülkelerinde bulunmadığının altını çizdi.
"TÜRKİYE'NİN DIŞLANMASI BİZİ ÜZER"
Türk halkının yüzde 70'inin yüzünü Avrupaya dönmüş olduğunu söyleyen Mutafyan, "Önemli olan hükümetler değil halklardır. Türkiye sırf Müslüman bir ülke olduğu için dışlanır, halk hayal kırıklığına uğratırılırsa hükümet farklı bir tavır almaz. Türk halkının dini yüzünden kendisini dışlanmış hissetmesi Hıristiyan vatandaşlar olarak bizi üzer" diyerek dinler arasında farklılıkları değil ortak paydaları pekiştirerek barışa gidilebileceğini belirtti.
Mutafyan, "Avrupa, Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformların hayata geçirildiğini görmek istediğini söylüyor. Son yıllarda tüm Avrupa'da kültürler ve dinlerarası çalışmalar için büyük paralar harcanıyor, kültürleri dinleri yakınlaştırmak için çaba harcanıyor. Avrupa da bu çalışmalarını hayata geçirmelidir. Kültürel farklılığı nedeniyle Türkiye'yi dışlamak çifte standarttır" dedi.
3 Kasım'da halkın Avrupa Birliği'ne karşı olan partileri sandığa gömerek Avrupa'ya yöneldiğini gösterdiğini ifade eden Mutafyan, 3 Kasım'da sandıktan çıkan AK Parti'nin, ilk günden bu yana Avrupa Birliği'nden yana tavır aldığını ve bazı çevreler tarafından İslami kökenli olarak değerlendirilmesine rağmen kabinesinde daha önce Anavatan Partisi döneminde bakanlık yapmış isimler olduğunu hatırlatarak, "AK Parti merkez sağın birleşitiği bir parti olma yolunda ilerliyor. Zaman verip görmeliyiz" diye konuştu.
"OSMANLI DÖNEMİNDEKİ HOŞGÖRÜ ORTAMI YAŞIYOR" Türkiye'nin asla aşırılığa pirim vermediğini belirten Mutafyan, "Türkiye'de aşırı uçlar barınamaz, uzlaşmacı bir halkız" diyerek Osmanlı'nın farklı dinlere ve kültürlere gösterdiği hoşgörünün hala yaşadığını, yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nda var olan farklı kültürlerin barış içinde yaşadıklarını ancak yüzyılın başında Fransa'da gelişen milliyetçilik akımının sonucu olarak çıkan milliyetçi hareketlerin sorunlara yol açtığını söylerken, "Milliyetçilik son bir yüzyılda tüm dünyada kan akıtmıştır. Miliyetçiliğin hiçbir şeklini tasvip etmiyoruz" şeklinde konuştu.
"HAKLARIMIZ İÇİN SABIRLA SIRAMIZI BEKLİYORUZ"
Mutafyan, Türkiye'nin önünde Avrupa yolunda en büyük engellerden biri olarak duran azınlıklar sorunu için de, "İngiltere'de, Fransa'da azınlıkların sorunları yok mu? Avrupa Birliği'ne girmiş oldukları için bu sorunlardan muaf mı tutulmalılar?" derken bunun Türkiye'de azınlıkların sorunları olmadığı anlamına gelmediğini sözlerine ekledi. Patrik, "Azınlık sorunlarından bahsedersek tüm ülkeler gibi Türkiye de bundan payını alır" diyerek ülkedeki azınlıklar sorunun diğer Avrupa ülkelerinden farklı olmadığına değindi. Hıristiyan azınlığın dini eğitim ve vakıf sorunları olduğunu ama Türkiye'nin 65 milyonluk bir ülke olduğunun farkında olduklarını ve daha önemli sorunların öncelikli olmasını kabul ettiklerini, Türkiye vatandaşı olarak haklarını aramaktan vazgeçmeksizin sabırla sıralarını beklediklerini söyledi.
Yunanistan'ın depremde olduğu gibi Avrupa Birliği konusunda da Türkiye'nin yanında olmasından duydudkelerinde bulunmadığınığu mutluluğu dile getiren Mutafyan, Ermenistan'ın bu konuda tavırsız kaldığını söyledi. Patrik son olarak, Avrupa'nın farklıların birleştirdiği bir birlik olarak barışa ulaşacağı mesajını verdi.