Ülkemizde kullanılan hukuk terimleri genel olarak eski Türkçe’ye ait kelimelerdir. Benzer bir biçimde mütalaa kelimesi de hukuki durumlar ile ilgili bir biçimde sıklıkla karşımıza çıkabilen terimlerden biridir. Siz de yazımızda “Mütalaa ne demek? Mahkemelerde geçen mütalaa nedir?” gibi soruların cevabını bulabilir, gerek kelimenin Türk Dil Kurumu sözlüğündeki karşılıkları gerekse de hukuki kullanımı hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Mütalaa TDK sözlüğünde eskimiş sözcüklerden biri olarak tanımlanır. Bilhassa hukuki terminoloji içerisinde halen daha kullanılmakta olan kelimenin, halk arasında eski bilinirliğini yitirdiğini ifade etmek mümkündür. Türk Dil Kurumu sözlüğünde mütalaa kelimesine anlam bakımından üç karşılık verilmiştir. Bu karşılıklardan ilki “etüt” şeklindedir. Etüt kelimesi, aslında mütalaa teriminin tüm anlamlarını karşılayacak bir biçimde Fransızca’dan alınmış bir kelimedir. Mütalaa sözcüğü için Türk Dil Kurumu sözlüğünde verilmiş olan ikinci karşılık ise; “Bir konu üstünde detaylı düşünme ile birlikte oluşan görüş ya da yorum” şeklindedir. Benzer bir biçimde kelimenin üçüncü karşılığı da “Herhangi bir konu hakkında detaylı bir şekilde düşünme” olarak açıklanır. Ayrıca sözcüğün çeşitli fiiller ile birlikte kullanıldığı maddeler de mevcuttur.
Mütalaa vermek, Türk Dil Kurumu sözlüğünde bulunmayan ancak kullanımda olan birleşik fiillerden biridir. Daha çok hukuki terminoloji içerisinde kendisine yer bulan bu birleşik fiil grubu, görüşlerini aktarmak anlamına gelir. Örneğin bir savcı, duruşması görülen bir durum hakkında mütalaa veriyorsa bu ifadeyi günümüz Türkçesine görüşlerini bildiriyor şeklinde aktarmak mümkündür.
Mütalaa etmek, Türk Dil Kurumu tarafından iki şekilde tanımlanır. İlk tanıma göre mütalaa etmek “okumak” anlamına gelir. İkinci tanıma göre ise mütalaa etmek, “bir şey üzerinde dikkatlice düşünmek, iyice incelemek” gibi anlamları ifade eder.
Mütalaa yürütmek ibaresi de Türk Dil Kurumu sözlüğünün birleşik fiiller bölümünde, mütalaa etmek ile benzer bir biçimde tanımlanır. Bu tanıma göre fiilin anlamı; “Herhangi bir görüş hakkında tüm detayları ve ayrıntıları ile fikir üretmek” şeklindedir.
Mütalaa nedir hukuk terminolojisi bakımından da incelenmesi gereken bir sorudur. Çünkü Türk Dil Kurumu sözlüğü mütalaa kelimesini eskimiş kelimelerden biri olarak kabul etse de hukuki bağlamda varlığını sürdüren bir terimdir. Hukuk sözlüğünde mütalaa teriminin karşılığı “Adli bir davada bilirkişiler tarafından verilen fikirler” şeklinde yapılmıştır. Dolayısıyla bu tanıma göre mütalaa, bir davada hukuki mercilerin görüş sahibi olmadığı ve özel uzmanlık gerektiren konularda, konunun uzmanından aldıkları görüş ya da rapor olarak açıklanabilir. Bu uygulamaya hukuki mütalaa ismi verilir. Buna ek olarak adli bir davada savcının da mütalaa vermesi gibi bir durum söz konusudur. Bu da, bir adli davada tüm deliller ele alınıp tanıklar dinlenerek kayda geçirildikten sonra savcının bildirdiği görüştür. Bu görüş, savcının mahkemeye nasıl karar verebilecekleri yönünde sunduğu bir tavsiyedir. Adli davalarda savcı, davanın son duruşmasına esas hakkındaki mütalaası sunar ve burada vardığı sonuç hakkında da görüşleri bulunur.
Uzman görüşü ya da bilimsel mütalaa isimleri ile de anılan hukuki mütalaa, adli mercilerin uzmanlık alanlarının dışındaki konularda dışarıdan bir uzmana danışmaları şeklinde açıklanabilir. Ülkemizde bu kavram ilk defa 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu ile düzenlenmiştir. İlgili kanunun 293. maddesi uzman görüşü başlığını taşır ve davanın taraflarından her birinin uzman görüşüne başvurabileceğini belirtir. Ayrıca başvurulan bilirkişinin görüşlerinin sadece teknik değerlendirmelerle sınırlandırılmadığını belirtmek gerekir. Bu doğrultuda hukuki mütalaa içerik bakımından davanın adli hususları ile ilgili de yorum yapabilme hakkına sahiptir. Hukuki mütalaada bulunan uzman hakkında herhangi bir cezai ya da hukuki sorumluluk mevcut değildir. Uzmanın seçimi ise uzman görüşünden yararlanacak tarafından güven oyu ile sağlanır. Uzmanlık ücreti de aynı şekilde uzmanlıktan faydalanan kişi tarafından karşılanır. Ancak yargılama sonucunda kaybeden taraftan istenebileceği şeklinde de doktrin açısından genel bir kanaat olduğunu söylemek mümkündür. Tüm bunlara ek olarak hukuki mütalaanın yazılı bir biçimde sunulduğunu ifade etmek gerekir. Dolayısıyla uzman kişi değerlendirmesini mahkeme önünde doğrudan yapmaz. Yazılı olarak bir dilekçe ile sunulur. Ancak hakim tarafından uzman kişiye soru sorulması gerektiğine karar verilebilir. Bu durumda, kendisinde mütalaa alınan uzman bir sonraki duruşmaya davet edilerek gerekli sorulara cevap vermek durumunda kalabilir.
Esas hakkında mütalaa, tüm delillerin ortaya konmasının ardından kamusal iddia makamını temsil eden savcının dava hakkında verdiği beyandır. Bu doğrultuda savcı mütalaa örneği üç zorunlu unsuru ihtiva etmelidir. Bu unsurlardan ilki; olayın anlatılmasıdır. Savcı, sanığın ne ile suçlandığını açık ve seçik bir biçimde ifade etmelidir. Aksi takdirde savunma hakkının ihlali gibi bir hukuki sakınca ortaya çıkar. İkinci nokta ise; suç vasfının gösterilmesidir. Savcı mütalaasında örneğin “hırsızlık suçu işlediği anlaşıldığından” gibi bir ifade ile suçun ne olduğunu ismi ile belirtmelidir. Son olarak savcı, kanun maddesini göstermekle de yükümlüdür.