Mütefekkir, yazar Fethi Gemuhluoğlu Birlik Vakfınca düzenlenen panelle anıldı

İSTANBUL (AA) - Birlik Vakfı, doğumunun 100. yılında mütefekkir, yazar Fethi Gemuhluoğlu'yla ilgili panel düzenledi.

Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz ve Dr. Ali Gemuhluoğlu'un konuşmacı olarak yer aldığı panel, vakfın Çemberlitaş'taki merkezinde gerçekleştirildi.

Panelde konuşan Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz, Fethi Gemuhluoğlu'nun doğduğu tarihin önemli olduğuna işaret ederek, "Çok büyük savaşlar ve mücadelelerin olduğu bir kuşağa denk gelmişseniz, o zaman travmalarınız sizi bırakmaz. Hepimiz bulunduğumuz çağa bağlıyızdır. Gemuhluoğlu'nun da doğduğu yıllar zor zamanlardı. 1922-1923'e tanık olan, 1940'lara gelindiğinde dünyadaki yeni krizi anlamaya çalışan bir Osmanlı münevveri, bir Türk münevveri ister istemez haykırmak zorundaydı. Bir şeyler anlatmak zorundaydı, bu idrake sahip insanların susması mümkün değildir." dedi.

Fethi Gemuhluoğlu'nun şahsına münhasır bir karaktere sahip olduğunu ifade eden Yılmaz, usta yazarın özel gayretleriyle insana yatırım yaptığına dikkati çekti.

Dr. Ali Gemuhluoğlu da babasının iki yönü olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Birincisi aktivist, mücahit yönüydü. Mücadelesi bu ülke, bu millet ve yüce dinimiz için mücadelesi dönemin iktidarlarıyla sürekli devam etmiştir. Aynı zamanda bir Muhammedi, Türkiye'deki bütün cemaatlere aynı mesafede yaklaşan. Tevhidin tekrar gerçekleşmesi için Müslümanları bir araya getirmek isteyen, onları ayrıştıramayan bir Fethi Gemuhluoğlu var. Bu da onun manevi dünyası diyebiliriz."

Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak ise Gemuhluoğlu'nun dostluğu ve muhabbeti merkeze aldığını dile getirerek, "Fethi Gemuhluoğlu kullandığı güzel Türkçe, hoşgörü ve muhabbet diliyle mıknatıs gibi ülkenin evlatlarını kendisine çekiyordu." ifadelerini kullandı.

O dönemde dünyada milliyetçilik merkezli bir kaynaşma ve din karşıtlığı bulunduğunu aktaran Kızıltoprak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Avrupa'da bu kilise karşıtlığı olarak kendisini göstermiştir. İslam ülkelerindeyse bu yıkıcı tarafını değil, değiştirici yeni kurumlarla insanları dönüştürmeye özen göstermiştir. Bildiğiniz gibi Gemuhluoğlu da hukukçu kişiliğiyle çalışarak Türkiye'de vakıfları öncülüğünü yapmıştır. Vakıf kültüründe Türk milletini yeniden tanıştırmış ve buluşturmuştur. Üniversiteye gelen gençlere rehberlik etmiş, hayır sahiplerine de yepyeni bir alan açmıştır. Bütün vakıflara öncü bir alan açmıştır. Bu sayede Türkiye'de kadim vakıf geleneği yeniden canlanmış oldu diyebiliriz. Onun dostluk dili, ülkeyi ve gençleri bir arada tutan bir maya olmuştur. Anadolu irfan geleneğinin bir arif kişisi, temsilcisi olarak bulunduğu geleneğin son neslin üstadıydı."