"Müzakerelerin seneye başlaması gerekir"

PARİS (İHA) - Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, "Sorun, Türkiye'nin AB'ye girmeye hazır olup olmaması değil, birliğin Türkiye'yi kabul etmeye hazır olup olmamasıdır" dedi.

Fransa'nın ünlü Le Figaro Gazetesi'nde, Türk Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel ile yapılan bir mülakat yayımlandı. Gazetenin Yazı İşleri Müdürü Pierre Rouselin ve muhabir Claude Lorieux tarafından gerçekleştirilen röportajda, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri ve tam üyelik süreciyle ilgili gelişmeler ele alındı.

Reklam
Reklam

Temmuz ayından beri Türkiye'nin Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten ve geçen hafta Türk tarafının tutum ve beklentilerini tanıtmak amacıyla çeşitli Avrupa Ülkelerinde temaslarda bulunan, bu arada Fransa Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin ile de görüşen Bakan Gürel, gazetecilerin, "Avrupalı muhataplarınızdan ne bekliyorsunuz?" şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı;

"SORUN, AB'NİN TÜRKİYE'Yİ KABUL ETMEYE HAZIR OLUP OLMAMASIDIR" "Türkiye dosyasının diğer adayların dosyalarıyla aynı anda ele alınmasını istiyoruz. Üyelik müzakerelerimizin gelecek yıl başlaması gerekir. Bu yıl bir cevap bekliyoruz. Bu açıdan, Fransa'nın tutumunu olumlu karşılıyoruz, en azından şu ana kadar."

AB'nin şu ana kadar çıkartılan kanunların uygulanmasını görmek istediğinin hatırlatılması üzerine, Bakan Gürel, "Bu, kabul edemeyeceğimiz bir davranış. Bu reformları kabul ederek Türk halkı, Avrupa Birliği'ne üye olma konusundaki derin arzusunu gösterdi. Ayrıca Brüksel'in, reformlarının uygulanmaya başlamasını beklemediği başka 3 ülkeyle müzakereye başlamayı kabul etmesi de dikkatimi çekiyor. Bu ülkeler Slovenya, Bulgaristan ve Letonya... Zaten müzakerelerin başlaması sürecin sonu demek değil. Müzakerelerle geçiş dönemi başlayacak. Böylece önümüzde daha birçok yıl olacak, belki 20 yıl... Sorun, Türkiye'nin AB'ye girmeye hazır olup olmaması değil -ki hazır - Birliğin Türkiye'yi kabul etmeye hazır olup olmamasıdır" dedi.

Reklam
Reklam

"KIBRIS SORUNUNDA AB HATALI DAVRANDI" Mülakatta, Kıbrıs sorunuyla ilgili sorulara da yanıt veren Gürel, "Türkiye Kıbrıs'ın adaylığıyla kendi adaylığı arasında bir bağın kurulmasını reddediyor. Bu ret dün başlamadı. Avrupalılar bunu çok iyi anladı. Ancak bazıları böyle bir bağın var olduğunu ima etmekten kendilerini alamıyor. Denktaş, eşit ve aynı Kıbrıs çatısı altında biri Rum, biri Türk 2 varlığın olmasını istiyor. Klerides için de Türkler azınlıkta oldukları için Kıbrıs Cumhuriyeti devam ediyor. Oysa şu bilinmelidir ki, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler, hiç bir zaman tek bir halk oluşturmadılar, özellikle de aralarında hiç bir zaman evlilik olmadı. Aslında Kıbrıslı Rumlar, müzakereyi adanın tamamını temsil ediyormuşçasına yürüttü. Ayrı bir varlıkla müzakere etmeyi kabul ederek AB kendi tuzağına düşmüş oldu. Eğer bugün bir sorun varsa, bu sorunu kendisinin çözmesi gerekir, Türkiye'nin değil. Ve AB yanlış seçimler yapmaya devam ederse, adanın bölünmüşlüğü daimi bir gerçeğe dönüşecektir. Doğu Akdeniz'deki stratejik denge de bundan etkilenecektir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"LAİKLİK, SİSTEMİMİZİN TEMEL DİREĞİDİR"
Gazetecilerin, ülkenin en popüler partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım'daki genel seçimlere katılmasının engellendiğini hatırlatarak bunun demokratikleşme sürecini olumsuz etkileyip etkilemeyeceği yönündeki soruları üzerine Bakan Gürel, "Yeni kanun, Erdoğan'ın mahkum olduğu suçun tanımını değiştirmiyor. Yeni bir mahkeme gerekir. Fakat laiklik, sistemimizin temel direklerinden bir tanesidir ve eğer düşerse, sistemin tamamı yıkılabilir" şeklinde karşılık verdi.

Röportajda, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Irak'a muhtemel harekatı da ele alındı.
Bu konuyla ilgili görüşlerini de açıklayan Bakan Gürel, "ABD, stratejik partnerdir ve onlara kaygımızı dile getirdik. Silah denetçilerinin gelmelerini kabul ederek Iraklılar, diplomasiye yer açtı. ABD'yi bu fırsatı kullanmaları konusunda ikna etmeye çalışıyoruz. Olası bir savaşın petrol, turizm ve genel olarak bölge üzerindeki sonuçlarından korkuyoruz. Kötü sürprizlerden kaçınmaya çalışıyoruz" dedi.

Reklam
Reklam