FERHAT BARULAY - Türkiye'nin yetiştirdiği, piyanonun "dahi çocuğu" Tuna Bilgin, müziğiyle yaşının önüne geçiyor. Genç piyanist, 16 yaşında olmasına rağmen sergilediği performansla usta sanatçıları bile kendine hayran bırakıyor.
Devlet sanatçısı ve dünyaca ünlü piyanist Gülsin Onay'ın, "deha seviyesinde yetenek", sanat yorumcusu Şefik Kahramankaptan'ın, "Müziği, yaşının önüne geçen çocuk" ve Akademisyen ve Siyasetçi Yılmaz Büyükerşen'in "Ben bu yaşta böyle yoruma sahip birini ilk kez dinledim." ifadeleriyle övdüğü Tuna Bilgin, yetenekleriyle daha şimdiden sanat çevrelerinin yoğun beğenisini kazanıyor.
Ailesinin desteği ile müziğe ilgi duymaya başlayan Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Hazırlık Okulu öğrencisi Bilgin, küçük yaşına rağmen birçok yarışmada ödül kazanıp, en büyük salonlarda piyano resitalleri veriyor.
Bilgin'in serüveni, 12 yaşında İzmir'de verdiği ilk orkestra konseriyle başladı. Mozart'tan üç bölüm icra ederek salondakileri mest eden "dahi çocuk", böylece sanat çevrelerinin dikkatini üzerine çekti.
- "Oyuncaklarım bile müzik aletleriydi"
Müziğe ilgisi, piyano ile tanışması ve gelecek hayallerine ilişkin, AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bilgin, ailesinden gelen desteğin kendisi için en büyük motivasyon kaynağı olduğunu vurguladı.
Bilgin, "Babamın Türk Müziğine olan ilgisi benim müziğe olan ilgimi artırdı. Küçükken babamın kullandığı org benim ilk tanıştığım müzik aleti oldu. Oyuncaklarım bile müzik aletlerinden oluşmaktaydı. Piyano derslerine ise yedi yaşında Doç. Dr. Cemile Cabbarova ile başladım. 2013'te Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık Okulu'nun sınavına girdim ve Prof. Dr. Gülnara Aziz'in sınıfına girmeye hak kazandım." dedi.
2013 yılında ilki düzenlenen Mozart Akademi Ulusal Piyano Yarışması'nda birinci olduğunu hatırlatan Bilgin, şunları kaydetti:
"2015 yılında İzmir'de düzenlenen dünyaca ünlü piyano sanatçısı Gülsin Onay'ın jüri başkanı olduğu ve birincisi düzenlenen Ahmet Adnan Saygun Piyano Yarışması'na katıldım. Bu yarışmadan birincilik ödülünü aldım. Bu yarışma benim hayatımın dönüm noktasını oluşturuyor, burada ünlü sanatçılarla tanıştım. Yine aynı şekilde 2017yılının Ağustos ayında 14'üncüsü düzenlenen Gümüşlük Müzik Festivali'nin Uluslararası 4. Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması'nda B kategorisinde birinciliği ve 'En İyi Saygun Yorumcusu' ödülünü kazandım."
Bilgin, 2016 yılında Uluslararası St. Petersburg Mariinsky Müzik Festivali'ne davet edildiğini anımsatarak, dünyaca ünlü piyanistlerin katıldığı bu festivalin kendisi için önemli bir tecrübe olduğunu söyledi.
Müzikte yetenekli olan insanların konservatuvarlara gidip kendilerini geliştirmeleri gerektiğini dile getiren Bilgin, "Ben günde pratik yaparak yaklaşık 5-6 saat çalışmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle müzikte pratik yapmak çok önemli. Benim en büyük hayalim üniversite eğitimini yurt dışında tamamlayıp, öğrendiğim bilgileri Türkiye'de insanlara aktarmaktır." diye konuştu.
- "Hayatımızda her zaman müzik vardı"
Tuna'nın Babası Sami Uğur Bilgin de ailelerinin her zaman müzikle ilgili olduğunu belirterek, oğulları Tuna'ya her zaman destek olacaklarını söyledi.
Oğullarının küçük yaştan itibaren müziğe ilgisinin olduğunu ifade eden Bilgin, "Hayatımızda her zaman müzik vardı. Özellikle anne tarafından dedem Sami beyin radyoda yayınlanan eserleri var. Benim de müziğe başlamam dedemin uduyla oldu. Türk müziğiyle amatör olarak uğraşmaktayım. Tuna 1 yaşına gelmeden müzik aletleriyle tanışmaya başladı. Aslında biz onu keşfetmedik, o kendisini keşfettirdi. Emekleme döneminde bile benim orgumla, Türk Sanat Müziği sazlarımla oynardı. Oyuncakları hep müzikle ilgiliydi." diye konuştu.
Tuna'nın müzik eğitimi için 2013'te İzmir'den Ankara'ya taşındıklarını dile getiren baba Bilgin, şöyle konuştu:
"Bir gün okuldan çıkıp geldi 'Baba bana piyano alır mısın?' dedi. Piyano maceramız bu şekilde başlamış oldu. İzmir de Doç. Dr. Cemile Cabbarova ile görüştük yaklaşık 3 yıl Cemile hocadan özel dersler aldı. Çok kısa zamanda Mozart Akademi Ulusal Piyano Yarışması'nda derece alınca biz bu işin ciddiye gittiğini düşündük. O dönemlerde Tuna kendisine müzikten bir dünya kurmuştu. Biz de aile arasında karar verdik. Piyano eğitimi alacaksa en iyi hocadan ve en iyi şartlarda alması gerektiğine karar kıldık ve 50 yıldır İzmir de olan ailemizi bırakarak, oğlumuzun geleceği için Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık Okulu'na kayıt yaptırıp, Ankara'ya yerleştik."
Bilgin, oğullarının iyi bir müzik eğitimi aldığını ve çok şanslı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'de Tuna gibi yetenekli çok sayıda çocuğun olduğunu ve onların da keşfedilmeyi beklediğini söyledi.
Tuna'nın yoğun tempoda çalıştığını aktaran Bilgin, şunları kaydetti:
"Bestecilik alanında da kendisini geliştirmeye çalışıyor. Onun yaşamı müzik. Bir söz vardı 'İşini seven işine gitmezmiş.' Tuna ömür boyu işe gitmeyecek. Çünkü o hobi olarak, müzik yapmak için bedenlenmiş. Tuna'nın hayatımıza girmesiyle hayatımız çok değişti. Onun sayesinde 4 yıldır piyano akort eğitimi alıyorum ve ustalaştım. Onun ve arkadaşlarının piyano akortlarını yapıyorum."