Bu yazımızda nafaka kavramı ile ilgili detayları mercek altına alıyoruz. Nafaka türleri nelerdir? Hangi koşullar altında bu nafaka türlerinden hangileri talep edilebilir? Nafaka davası açma süreci nasıl gelişir? Bu sorulara cevap veriyoruz.
Nafaka kelimesi, Türk Dil Kurumunun da tanımıyla belirtildiği üzere, birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylıktır.
Peki kanunlarımız nafaka ile ilgili ne söylüyor?
Hukuksal anlamda nafaka, koşulların oluşması halinde kanun tarafından nafaka yükümlüsü olarak belirlenen kişi tarafından ödenmesi gereken, karşı taraftaki kişi veya kişilerin yaşamlarına devam edebilmeleri ve en azından asgari ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için belirlenen parasal katkıyı ifade eder. Bu nafakanın ne kadar olacağını kanun nezdinde hâkim belirler.
Boşanma sürecinde ve sonrasında taraflara ve çocuklara yönelik olarak hükmedilen nafakalar niteliklerine göre çeşitlenmektedir. Peki bu nafaka çeşitleri nelerdir? Nafaka türleri neye göre ayrılmaktadır? Nafaka türleri ayrımında dikkat edilen hususlar nelerdir? Nafaka türleri arasında ne gibi farklar bulunmaktadır?
Kanunlarımızca 4 çeşit nafaka bulunmaktadır. Bunlar;
Olarak belirlenmiştir. Şimdi nafaka türlerinin neye göre ayrıldığına ve bu ayrımlarda dikkat edilen hususlara biraz daha detaylı bakalım.
İlk olarak Tedbir nafakasını incelemek ile başlayalım. Siz değerli okurlarımız ile işte tam bu noktada bu içeriğimizi düzenlerken edindiğimiz bir bilgiyi genel kültür mahiyetinde paylaşmak istiyoruz. Aslında kanunlarımızda “Tedbir Nafakası” şeklinde bir kavram bulunmamaktadır. Ancak “Tedbir Nafakası” kalıbı öğretide ve hukuk uygulayıcıları tarafından kullanılan ve istikrar kazanan bir terim olarak hukuk literatürüne geçmiştir.
Tedbir Nafakası kavramını tanımlamak için basitçe “boşanma veya ayrılık davasında eş ve çocuk için mahkeme tarafından uygun görülen maddi destek” diyebiliriz.
Boşanma kararı ile birlikte, çiftin sahip olduğu çocuk veya çocukların velayeti kendisine verilmeyen eşin, diğer eşe çocukların eğitim ve bakım ihtiyaçlarını karşılamak adına kullanılmak üzere ödemekle yükümlü tutulduğu nafaka türüdür.
İlk bakışta çok benzer tanımlamalara sahip gibi gözüken ilk iki nafaka türündeki farklılık şöyle özetlenebilir; Tedbir nafakası, boşanma davası sonuçlanmadan evvel ayrı bir dava ile talep edilebilir. Herhangi bir eş dava açarak kendi ya da ergin olmayan (18 yaşından küçük) çocuklarının geçimi için tedbir nafakası isteyebilir. Bir diğer yandan, şu anda incelemekte olduğumuz iştirak nafakası türünde nafaka alınabilmesi için boşanma davası sonuçlanmış olup çocuk veya çocukların velayetini almamış yahut alamamış eşin, çocukların giderlerine “iştirak” etmesi, maddi gücü elveriyorsa iştirak nafakası talebi ile sağlanabilir.
Boşanma kararı ile birlikte, yoksulluğa düşecek eşe diğer eş tarafından ödenmesi gereken nafakayı ifade eder. Süresiz nafaka türlerinden birisidir. Aksi koşullar oluşmadıkça ödenmeye devam eder. Yoksulluk nafakası boşanma davasında veya yasal süresi içerisinde ayrı bir dava şeklinde açılması mümkündür. Evlilik müessesesinin sonlanmasında diğer eşten daha fazla kusurlu olmamak kaydıyla boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, karşı taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir.
Tarafların eşit kusurlu olması veya evlilik sonrası yoksulluğa düşmeyecek (nafakanın alacaklısı değil yükümlüsü olacak olan) tarafın hiç kusuru olmaması durumu söz konusu olabilir. Bu durum meydana gelse dahi, hâkim yoksulluk nafakasına karar verebilir. Ancak burada dikkate alınması gereken bir husus vardır. Bu husus ise, hâkimin talep olmadığı durumda yoksulluk nafakası talep edemeyeceğidir. Yani hâkim yoksulluk nafakasına resen karar veremez. Talep esastır.
Kendisine yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşecek kişinin; altsoy, üstsoy veya kardeşlerinden isteyebileceği ve geçinmesi için gerekli olan meblağı içeren nafaka türüdür.
Tanımlanmasından da yola çıkarak şimdiye dek bahsettiğimiz 3 diğer nafaka türünden farklı olduğunu görebilirsiniz. Bu nafaka türünde herhangi bir boşanma davasından, eş durumundan yahut çocuklardan bahsetmedik. Çünkü Yardım Nafakası talep edilmesi için evlilik şartı yoktur. Kişi yoksulluk çekiyor veya çekecekse yardım nafakası talebinde bulunabilir.
Unutmayalım ki, nafaka talebi söz konusu olduğunda kanunlarımızın aradığı ön koşul yoksulluktur. Yazımızda pek çok defa bahsi de geçen “yoksulluk” kavramı, söz konusu nafaka olduğunda, tam olarak ne ifade ediyor?
Yoksulluk göreceli bir kavram olup ülkemizde ve dünyada, özellikle magazinsel kimliği olan kişilerin boşanma süreçlerinden sonra oldukça ilginç nafaka davası kararları çıkmıştır. Peki nafaka yasası kapsamında mevzuat ne diyor?
1982 Anayasası’nın 17/1 maddesinde;
“Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
Hükmüne yer verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu ise, bir kararında yoksulluğu yukarıda belirtilen madde dikkate alınarak “Şu hâlde, bu temel hakkın tabii sonucu yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek yerinde olur.” şeklinde bir değerlendirmede bulunmuştur.
Önceki alt başlıklarda bahsettik, şöyle para böyle yoksulluk diye, gelelim şimdi miktarına. Ne kadar bu nafaka ücreti? Nafaka hesaplama konusunu inceleyelim. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi magazinsel kişilerin astronomik nafaka ücretleri ödediği, ödeyeceği insanların dilinde dolaşmakta. Peki ya normal insanlar için durum nedir?
Nafaka, hâkimin tarafların gelir durumlarına göre karar verdiği miktarlarda bağlanır. Yani medyada görünen istisnai durum ve kişilerden farklı olarak herkesin bütçesine göre belirlenir. Örneğin asgari ücretle çalışan bir kişinin ödeyeceği nafaka miktarı da ona göre olacaktır. Adil bir nafaka miktarı belirlenmesi konusunda mahkeme bunları göz önünde bulunduracaktır. En düşük nafaka ücreti ülkemizde 2020 yılı itibarıyla 300 Türk Lirasından başlamaktadır.