Nagehan Alçı'dan Diyanet'e 'Adnan Oktar' çağrısı!

Türkiye'nin gündemine damga vuran Adnan Oktar operasyonuyla ilgili art arda gelişmeler yaşanırken, konuyu köşesine taşıyan Habertürk yazarı Nagehan Alçı sivil toplum kuruluşlarına, Aile Bakanlığı'na ve Diyanet'e çağrı yaptı, "Bu meseleye müdahil olmanız şart" diye seslendi. Alçı, 1999'daki operasyonu hatırlatarak, "O dönem operasyona destek vermeyen siyasetçileri suçlamak yanlış" diye yazdı

Habertürk köşe yazarı Nagehan Alçı, Adnan Oktar'ın köşesine taşıdı. Alçı, "Buradan sivil toplum örgütlerine, Aile Bakanlığı'na ve Diyanet’e sesleniyorum: Bu meseleye müdahil olmanız şart! Sizler de operasyonun destekçisi ve takipçisi olun, 99’da yanlış bir zeminde başlayan ve heba edilen operasyon gibi olmasın. Bu pislik başka yere bulaşmasın ve bir daha açılmamak üzere bu defter kapansın!" diye çağrı yaptı.

Alçı'nın yazısının ilgili kısmı şöyle;

Bu operasyonu 1999’da Oktar’a yapılan operasyona benzetmek çok yanlış. Şu an yapılan, hukuken çok sağlam olarak hazırlanılmış, altyapısı güçlü bir operasyon. 1999’daki ise altyapısı az olan ve ‘Adnan Oktar ve müritlerini içeri alalım da bol elektrik işkencesi ile konuştururuz’ mantığındaki tipik bir eski Türkiye operasyonuydu ve maalesef bu işkenceci zihniyet yüzünden sonuç alınamadı.

Reklam
Reklam

OKTAR'IN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜLER

Hatta 28 Şubat döneminin bu işkenceli operasyonu Adnan Oktar ve çetesinin ekmeğine yağ sürdü. Operasyonun haklı tarafları bile bu işkencelerin gölgesinde kaldı. Yapılan işkenceleri dönemin valisi Erol Çakır bile kabul etti ve Oktar bu işten sıyrıldı. Hukuka ve usülüne uygun olmayan her operasyon aslında o çetelerin işine yarıyor. Türk hukuk tarihi bunun örnekleriyle dolu.

O DÖNEMİN SİYASETÇİLERİNİ SUÇLAMAK YANLIŞ

Öte yandan 1999’daki operasyona destek vermediği için kimi siyasetçilerin suçlanması da yanlış. O dönem Adnan Oktar’a operasyon yapanlar, bir yandan da Tayyip Erdoğan’ı da suç örgütü lideri olarak göstermek isteyen uydurma bir İGDAŞ operasyonuna imza atıp Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarını da işkenceden geçirmişlerdi. Yeni Şafak’ın sahiplerine de o dönem işkence yapılmıştı. Tufan Mengi ve Harun Karaca gibi isimlere, ‘Erdoğan örgütümüzün başıdır’ demeleri için sistematik işkence yapıldığı adli tıp raporlarınca kanıtlanmıştı.

Zaten o 28 Şubat konjonktüründe dindar kesim toptan saldırı altındaydı. Böyle bir ortamda elbette dindarlar kime operasyon yapılırsa yapılsın desteklemezlerdi ve o koşullar içinde haklıydılar…

Reklam
Reklam

ERDOĞAN İKTİDARI OLMASAYDI...

Bugün de, eğer Erdoğan iktidarı olmayıp, diyelim sol bir iktidar olsaydı, Adnan Oktar örgütüne yönelik operasyon bu kadar geniş toplumsal meşruiyet bulamazdı. Hatta böyle bir operasyon yapılamazdı. Halbuki şimdi hemen herkes bu operasyonu destekliyor. Bu arada özellikle son dönemde Akit Gazetesinin de ısrarla ve korkmadan bu çetenin üzerine gittiğini teslim etmek gerekiyor. Akit ile tamamen farklı bir dünya görüşüm var ama medyanın büyük çoğunluğu Oktar çetesinden korkarken son dönemde Karahasanoğlu Ailesi bunlarla mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. Bu konuda haklarını teslim etmek gerekir…

Anahtar Kelimeler: