Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün partisinin grup toplantısında 'Andımız' tartışmasında MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin eleştirisine hedef olan eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ için "Onun arkasında bizler varız. Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem" dedi.
Erdoğan'ın Bozdağ'ı savunduğu kısımda AKP'li vekil ağladı. Habertürk yazarı Nagehan Alçı, "İtiraf edeyim, gözyaşları içindeyim. Tıpkı Başkan Erdoğan’ın erdemli tavrı karşısında akan Bekir Bozdağ’ın gözyaşları gibi gayriihtiyari ben de kendimi ağlarken buldum" dedi.
İşte ALÇI'nın yazısı:
Büyük bir mutluluk ve umutla yazımın başına oturdum. Dünden beri beklediğim konuşma biraz önce bitti. İtiraf edeyim, gözyaşları içindeyim. Tıpkı Başkan Erdoğan’ın erdemli tavrı karşısında akan Bekir Bozdağ’ın gözyaşları gibi gayriihtiyari ben de kendimi ağlarken buldum.
2018 Türkiyesinde, sadece Kürt bir anne-babadan doğduğu için aşağılandı ve tehdit edildi Bozdağ. Bir Türk olarak bu korkunç ırkçılıktan çok utandım… Pazartesi Habertürk TV’de Bozdağ’a yapılanı muhalif solcu isimlerin de kınaması için özellikle sorular sordum ama hiçbirinin umurunda değildi. Bu ülkede çok başarılı şekilde Başbakan Yardımcılığı ve Adalet Bakanlığı yapmıştı. 15 Temmuz gecesi TBMM’de, "Bizim görevimiz bugün burada ölmektir" diyecek kadar cesur bir insandı Bekir Bey. Ama Eski Türkiye kalıntısı o zihniyet için bir Kürt olduğu için her zaman biz Türklerin yanında ikinci sınıftı.
SADECE BOZDAĞ TEHDİT EDİLDİ, ÇÜNKÜ...
Dikkat edin, Danıştay’ın vesayetçi kararına birçok AK Parti yetkilisi sert dille karşı çıktığı halde sadece Bekir Bozdağ tehdit edildi. Çünkü diğer isimler Türk, yalnızca Bozdağ Kürt. O yüzden ırkçı zihniyet için anında bel altı vurulabilecek bir hedef. İşte Tayyip Erdoğan dün bu zihniyete unutulmaz bir tokat atmıştır. Türkiye toplumunun büyük çoğunluğu da Erdoğan’ın yanındadır…
Danıştay’ın hukuksuz vesayetçi kararına hem köşemde hem televizyon ekranında karşı çıktığımda birileri utanmadan bana, "Göreceksin Başkan Erdoğan bu kararı yerli ve milli bulacak ve andımızı yeniden okutmaya başlayacak" diyordu. Erdoğan’ın siyasal ufkunu hiç tanımamaktır bu. Eğer dedikleri gibi yapsaydı, siyasi olarak intihar etmiş olurdu.
REŞİT GALİPÇİ OLANLAR
İktidara yakın medyanın belli başlı kalemleri de herhalde bu tuhaf havaya kendilerini kaptırdıklarından, Danıştay’ın kararına ve Bekir Bozdağ’a yapılan ırkçılığa girmemeye gayret ettiler. Hürriyet yazarları ise 7 Haziran 2015 sürecinde HDP’ye verdikleri desteğin tam zıddı biçimde MHP militanlığına soyunmuşlardı. Bozdağ’a yapılan ırkçılığın karşısında en ufak bir tavır bile almadılar. Bozdağ’ın yanında küçücük bir tavır takınmadılar. Devlet içindeki MHP damarının kuvvetine güvendiler. 9 Ekim 2013’te ant kaldırıldığında ateşle destekleyenler Reşit Galipçi olmuşlardı! Bir taraf, "Aman önce Erdoğan’ı dinleyelim de ona göre tavır alalım" kaygısıyla öbür taraf da, "Hürriyet’ten beni kovmasınlar da her ortama uyarım" endişesiyle yazarlarsa olacağı budur. Zannediyorum şimdi hepsi birden yeniden ırkçılığa karşı tavır almanın önemini keşfederler ve ona göre vaziyet alırlar.
Başkan Erdoğan’a, bu ırkçı dalgayı net ve kucaklayıcı sözleriyle delip geçtiği, AK Parti’nin etnik milliyetçiliğe karşı bir parti olduğunu, Türkiye’yi bugünlere getiren siyasi anlayışının çoğulculuk üzerine oturduğunu hatırlattığı ve Bekir Bozdağ’a yönelik ırkçı tehdit ve hakaretlere en sert şekilde karşı çıktığı için teşekkür ediyorum!