Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Kanser Topluluğu ve Dünya Akciğer Vakfı’nın katkılarıyla hazırlanan Tütün Atlası’na göre Türkiye’deki erkeklerin % 31’i tütün kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiklerini söylendi.
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Hemşirelik Yüksekokulu Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. Nurcan Bilgiç, son zamanlarda giderek yaygınlaşan elektronik sigara ve nargile kullanımı sonucunda artan tehlike hakkında açıklamada bulundu.
Yrd. Doç. Dr. Bilgiç açıklamasında, tütün ürünü ile mücadelenin son yıllarda daha etkili bir şekilde yürütülmesine rağmen, Türkiye’deki erkeklerin % 31’i tütün kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiklerini söyledi. Bu oranın kadınlarda % 12 olduğunu ifade eden Bilgiç, buna rağmen tütün kullanımıyla yaşamını yitirenlerin giderek artacağının öngörüldüğünü söyledi.
“Son yıllarda elektronik sigara ve nargile pazarı ve tüketimi arttı”
Bilgiç, “Kısaca tütün ürünü tanımına bakacak olursak; tütün yaprağının tamamından ya da bir bölümünden üretilen ürün olarak tanımlanmaktadır. Ancak son yıllarda tütün ürünü yerine daha geniş kapsamlı ve doğru bir isimlendirme olduğu için Nikotin Salıveren Sistem tanımı kullanılmaktadır. Bu kategoride ürünler iki temel başlık altında “dumanlı” ve “dumansız” olarak ayrılmaktadır. Dumanlı ürünler; sigara, pipo, puro, kreteks, bidi, nargile, elektronik sigara, ısıtılan ürünlerdir. Dumansız ürünler ise çiğneme tütün, snus, maraş otu, eriyebilen ürünler içeren ağızdan kullanılan ve snuf, enfiye, eriyebilen ürünler gibi burundan kullanılan şekildedir” dedi.
“Sigara tüketiminin yerine nargile ve e-sigara kullanımı arttı”
Son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önderliğinde tütün kontrolü dönemini başlatılmıştır. Eylül 2010 itibariyle 160’tan fazla ülke tarafından Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS) (Framework Convention on Tobacco Control) ile yeni uygulamalar başlamıştır. Tütün Kontrolü çalışmaları, temel tütün kontrol stratejilerini içeren MPOWER paketi ile tüm dünyada yürütüldüğünü söyleyen Bilgiç açıklamalarına şöyle devam etti.
Bilgiç, “Birçok ülkede uygulanan stratejilerin olumlu etkileri görülmeye başladıktan sonra, sigara üreticileri tarafından azalan sigara tüketiminin yerine nargile ve e-sigara kullanımının artmasını sağlama için çalışmalarının arttığı görülmektedir.Yapılan çalışmalarda tütün ürünleri kullanmaya başlayanların % 36,2’si merak ettiği için, % 16,8’i özendiği için, % 29,4’ü ise arkadaşlarından etkilendiği için başladığını ifade etmektedir. Eskiden nargilenin, koku ve tad katkı maddeleri içermeyen, sert, sadece kuru tütün yaprağı içeren klasik nargile ürününe (tömbeki) dayalı kullanımı vardı. Son 10 yıldır ise nargilenin daha fazla tüketilmesi için tütünün yanı sıra şeker melası, meyva özleri ve gliserin gibi tat, koku, yumuşama sağlayan katkı maddelerini ve bunların bulunduğu ortamda fermentasyonla oluşan maddeleri içerdiği görülmektedir. Bu da nargilenin, ergenler ve gençler tarafından kullanımını ciddi oranda arttırmıştır. Türkiye’de nargile içen kişilerin sayısı ise nüfusun % 2 ile 10 arasındadır ve nargileden alınan her bir nefeste, bir sigaradan alınana yakın miktarda, yaklaşık 500 ml duman alınmaktadır” ifade etti.
“Elektronik sigara buharının içerisinde, kansere yol açan maddeler bulunmaktadır”
Yrd. Doç. Dr. Nurcan Bilgiç “Elektronik sigara(e-sigara), geleneksel sigara gibi bir görüntüsü olan ve sigara içiyormuş gibi bir his veren, kalem veya aksesuar şeklinde tasarlanmış nikotin içeren sıvıyı buharlaştıran mekanizmaya sahip bir nikotin kaynağıdır. E-sigaraların aerosol şeklindeki buharının içinde, nikotin, akciğerlerin derinliklerine inebilecek ultra ince tanecikler, ciddi akciğer hastalıklarına sebep olabilecek kimyasallardan olan diasetil aroma gibi maddeler, formaldehit, asetaldehit, akrolein, uçucu organik bileşikler, kansere yol açan kimyasal maddeler, nikel, kalay,kromium, dietilene glikol ve kurşun gibi ağır metaller gibi zararlı birçok madde bulunmaktadır. E-sigara kullanımının normal sigaradan daha az zararlı olduğu düşünülse de bu güvenli olduğu anlamına gelmez. E-sigaralar, sigarayı bırakma yöntemi için kullanılabilecek bir tıbbi ürün değildir. Türkiye’de e- sigara, 4207 Sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun kapsamında içeriği ne olursa olsun “tütün ürünü” olarak kabul edilmiştir ve hiçbir elektronik sigaraya ruhsat verilmemektedir” ifadelerini kullandı.
“Gebelik döneminden önce sigara içmenin bırakılması da düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riskini azalmaktadır”
Bilgiç, “Nargile ve e-sigara dünyada, Türkiye’de ve KKTC’de kullanımının giderek artması beklenen bir halk sağlığı sorunudur. Bunu önlemenin yolu ilk olarak çocukların ve gençlerin herhangi bir tütün ürününe başlamasını önlemektir. Bunun yanı sıra halk sağlığı eğitimleri ile; sigarayı bırakmanın akciğer başta olmak üzere pek çok kanserin oluşum riski azalttığı, kalp/damar ve periferik damar hastalıklarında ve inme riskinde azalma sağladığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum, nefes almada güçlük gibi solunum sistemi hastalıklarının sıklığını azalttığı, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) gelişme riskini de azalttığı anlatılmalıdır. Ayrıca sigarayı bırakan kadınlar arasında infertilite riski azalmakta, gebelik döneminden önce sigara içmenin bırakılması da düşük doğum ağırlıklı bebek doğum riskini azaltmaktadır.
Hepimizin ortak sorunu olan tütün ürünleri ile birlikte mücadele edelim ve yeni yılda tütünsüz bir yaşam için ilk adımı atalım. İçmeyenleri içmemeleri konusunda bilgilendirelim, içenleri ise bırakmaları yönünde destekleyelim” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.