Narin bugün okula gidemedi. Dün 8 yaşındaki cansız bedenine yaklaşık 10 saatlik otopsi yapıldı. Ön otopsi raporunda Narin'in bacağında kırık tespit edildi. Minik Narin'i kimin, kimlerin nasıl katlettiği netleşecek. Ancak köyde daha önce Narin'in akrabalarının ölümü, Narin'in nasıl bir ölüme gittiğine ilişkin akıllara şimdiden korkunç ihtimaller getiriyor.
Minik Narin'e yapılan otopsi işlemleri yaklaşık 10 saat sürdü, geceleyin sona erdi. Narin'in cansız bedeni yakınlarına teslim edilmedi. Cenaze ile ilgili karar bugün verilecek.
Narin'in amcası ve köyün muhtarı Salim Güran'ın tutukluluk hali devam ediyor. Aile üyelerinin de bulunduğu 24 kişi ise gözaltına alındı.
Salim Güran
Diyarbakır'dan yapılan yayında Narin'in ölümü ve köydeki durumu değerlendiren gazeteciler Çetiner Çetin, Veysi İpek ve Emrullah Erdinç, daha önceki ölümlere dikkat çekti. HaberTürk yayınında Çetiner Çetin şöyle bir değerlendirmede bulundu:
"Narin'in hayatını kaybetmesiyle Pandora'nın kutusu açılacak. Son 10 yılda köyde ölenlerle ilgili jandarmanın, cumhuriyet savcılığının mutlaka inceleme yapması lazım. Jandarmanın bu köydeki herkesin kimliğini kontrol ederek yaşıyor mu, yaşamıyor mu incelemesi lazım. Ölenlerle ilgili de bakılması lazım. Böylesine komplike bir şey yaşanıyorsa o köyün mercek altına almak lazım."
Veysi İpek de aynı köyde iki yıl önce eski muhtarın intihar ettiği bilgisini aktardı. İpek, "İki yıl önce eski muhtarın intihar ettiği bilgisi geldi. İntihar nedeninin de aile içindeki hiyerarşik yapıdan kaynaklandığı iddiası var. Aileyi tanıyan hatta bir kurumda yetkili yönetici olan biri paylaştı bunu" diye konuştu.
Bunun üzerine Emrullah Erdinç de yakın civardaki köylerde kayıp çocuklar varsa onların da araştırılması gerektiğini belirtti.
Dün sosyal medyada gündem olan, Adli Tıp önündeki olayı anımsatan Emrullah Erdinç, ailenin yapısına ve Narin'in ablasının ölümüne dikkat çekti:
"Aile kendi içlerinde özellikle erkek yapısı anlamında birbirlerine çok bağlı ve hiyerarşik bir yapı söz konusu. Devletten, kolluk kuvvetlerinden korkmayan ama aile içindeki yapılardan korkan kişilerden bahsediyoruz.
Narin'in özel bakıma muhtaç, engelli bir ablası vardı. Ablasının da yanılmıyorsam 5-6 yıl öncesinde merdivenlerden düşerek hayatını kaybettiği belirtilmişti. Sonrasında otopsi yapılmadan gömülmüştü, neden?"
Dün Halk TV'ye telefonla bağlanan adli tıp uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar da Narin'in ablasına ait soruşturmanın da tekrar açılmasını gerektiğini ifade ederek şunları kaydetmişti:
"Narin'in ablasının da merdivenden düşerek ölme durumu var. Bu bir ailede 2 tane kız çocuğunun arka arkaya ölmesi bize ihmal ve istismar açısından bir sinyal verir önceki ölümünde soruşturmasının tekrar açılması gerekir. Bir ailede iki kız çocuğu birkaç yıl arayla çocuk ihmali ve istismarı açısından çok büyük bir risk faktörüdür ve bize sinyal vermektedir. Benim görüşüme göre ablasına ait soruşturmanın da tekrar açılmasının faydalı olacağını düşünüyorum."
Emrullah Erdinç de gündüz katıldığı bir yayında yine Narin'in ablasının ölümüne dikkat çekerek soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini vurgulamıştı:
"Ailenin engelli bir çocuğu daha önce vefat ediyor. Düştü bir yerden, hayatını kaybetti deniyor ve konu kapatılıyor. Benim fikrim, daha önce ölmüş olan engelli kardeşinin mezarından otopsi yaptırırım. Kardeşi otopsi yapılmadan defnediliyor. Narin öldürüldü, kardeşi öldü. Peki kardeşi nasıl öldü? Doğal yollarla mı öldü? Cinayete mi kurban gitti? Bu soruların hepsinin yanıtının verilmesi gerekiyor. Narin'in ölmüş olan engelli kardeşinin de mezarı açılarak mutlaka DNA örnekleriyle doğal ölüm mü, cinayete kurban gidip gitmediğinin, kafalardaki soru işaretlerinin giderilmesi gerekiyor."
Gazeteci İbrahim Haskoloğlu da Narin'in ablasının ölümünün, Narin hakkındaki soruşturmaya eklenebileceğini belirtmişti.